Bir varmış bir yokmuş

Eski Türk filmlerini izlerken alay eden, o yıllarda yapılan işleri ilkel ve değersiz bulan bir vatandaş modeli vardır ülkemizde.

Ne zaman böyle biriyle karşılaşsam, sorun çıkartmamak için yolumu değiştiririm. Çünkü o yıllarda ortaya çıkan ürünlerin büyük bölümündeki nezaketi, samimiyeti, ruhu anlamayan birinin, beyin kıvrımlarının fazlaca gelişmemiş olması kuvvetle muhtemeldir. Diğer bir deyişle herhangi bir şeyi değersiz bulabilme becerisinin gelişmiş olması mümkün olmayabilir. Bu sebeple benim nezdimde cezai ehliyeti de yoktur.

Keza o yıllarda üretilen pop müzik ürünleri için de durum aynıdır. Hani o şarkıları çok komik bulurlar, ilkel bulurlar; sonra aynı torna tezgahından çıkan zıpçık dımtıs, 3 akorluk şarkılarla coşarlar; bir elinde içki bardağı, masanın üzerinde, eller havada... Şimdi bu kişinin de cezai ehliyetinin olduğunu söyleyebilir misiniz? Karşınıza alıp bu şarkıların güzelliğini, melodik yapılarının gücünü, şarkıcılarının ne kadar iyi şarkıcılar olduğunu anlatsanız anlar mı?

O yılların kırkbeşliklerini toplayan, nadir bulunan bir parçayı ele geçirdiğinde çocuklar gibi sevinen adamları, o yılların şarkılarının çalındığı radyo ve TV programlarını, internet sitelerini hiç önemsemiyor, ilgilenmiyor olabilirsiniz. Ancak şunu bilmenizi isterim ki bugün az da olsa doğru dürüst şarkılar yapılıyorsa; bu o yılların samimiyeti nedeniyledir. Belki çoğunuz yeni versiyonlarını dinlediğiniz o şarkıların, aslında yetmişlerin hitleri olduklarından bile bihabersiniz, ama en azından herkesin o samimiyete saygı göstermesi gereklidir diye düşünüyorum.

İYİ Kİ ONLAR VAR

Yıllarını bu işe vermiş bir Naim Dilmener (acil şifalar diliyorum), bu işin sevdalısı olan Hakan Eren, Murat Meriç, Alper Fidaner gibi insanlar var bu memlekette. Odeon Plak var... Allah’tan onlar var da, son yıllarda bazı şeyler değişiyor sanki.

NELER VAR, NELER

Naim Dilmener bu işin tarihini kitaplaştırdı örneğin. Sonra çok özel arşiv derlemeleri yapılıyor. Tanju Okanlar, Hümeyralar, Asu Maralmanlar, Ali Rıza Binboğalar, Nilüferlerin eski kırkbeşlikleri sound’un ruhuna sadık kalınarak tekrar mastering yapılıyor. Özel saklama kaplarında arşivcilerin beğenisine sunuluyor. İlgi de görüyorlar, bu çok sevindirici.

İlgi gören toplama albümler de var. ‘Bir Varmış Bir Yokmuş’ serisi bunlardan biri. Bakınız serisi diyorum, çünkü geçtiğimiz haftalarda serinin üçüncü albümü çıktı.

İlk ikisi gerçekten tadından yenmeyecek kadar başarılı derlemelerdi. Şimdi iki haftadır sürekli dinliyorum, üçüncüsü de öyle.

Kimler ve neler var derseniz; Hümeyra, Otuzbeş Yaş; Tanju Okan, Koy Koy Koy; Yeliz, Bu Ne Dünya Kardeşim; Nilüfer, Göreceksin Kendini; Attila Atasoy, Bir Gün Beni Ararsan; Ayten Alpman, Ben Böyleyim; Nesrin Sipahi, Hasret; Füsun Önal, Flört; Bilgen Bengü, Söyle Kimdi O; Rana Alagöz, Dibi Dibi Da; Alpay, Sensizliğimin Şarkısı... sadece birkaçı.

Bu işe bir yerlerden başlamak için de güzel bir fırsat olabilir Bir Varmış Bir Yokmuş 3.
Yazarın Tüm Yazıları