Bir servis öyküsü

2004 ağustosunda Renault MAİS AŞ Ankara Şube’den 2004 model Laguna 1.6 16v PRI otomobil satın aldım. Aracı alırken düşüncem şu idi: Yeni emekli oldum. Öyle bir araç alayım ki bu yaşamımdaki son araç olsun; ömrümü bununla tamamlayayım.

Bu düşünce ile aracımı kapalı garajda muhafaza ettim. Bakımlarını zamanında serviste yaptırdım. Kışın kış, yazın yazlık lastiklerini taktırdım. Kendimden başkasına kullandırmadım. Genellikle de yaz aylarında tatile gidip gelmekte ve uzun yolda kullandım. Garajda kaldığı zamanlarda yerinde düzenli olarak çalıştırdım. Hiçbir zaman trafik hız sınırları aşmadım. Kaskosunu düzenli yaptırdım. Yani bir araç en iyi nasıl kullanılırsa ben hepsini yaptım. Araç şu anda 3 yıllık ve 21.580 Km’de... 100.000 km’yi doldurmadım ama iki yılı geçtiği için garanti süresi de dolmuş oldu.

Ben araçla ilgili olarak her şeyi yaparken, araç ne yaptı, servis ne yaptı?

19.6.2007 tarihinde motorun sağ tarafından ses gelmesi üzerine Renault yetkili servisi Neziroğlu Ltd. Şti’ye götürdüm. Sesin alternatör kasnağından geldiğini ve mutlaka değişmesi gerektiğini söylediler. Sonuçta yetkili yer değiştirin dedim, değiştirildi ve 408 YTL ödedim. Antalya yolunda servisten bir bayan aradı, servisten verilen hizmetten memnun musunuz, araç nasıl vs. gibi sordu? Ben de yola yeni çıktım şimdilik bir sorun gözükmüyor, teşekkür ederim, dedim; konu kapandı.

Ankara’ya döndüm, bir ay geçti, yaklaşık 1500 km yol alındı. Bir ay önceki sesin tekrar geldiğini farkettim, tekrar servise koştum. Serviste araç iki gün kaldı. Sonuçta duyulan sesin önceki arıza ile ilgisi olmadığı, klima komprosöründen geldiği, bunun maliyetinin de 1500 YTL civarında olacağı söylendi.

Ve işe bakın, ömrümün sonuna kadar sorunsuz kullanmayı amaçladığım ve bir sürü para verdiğim ve çok iyi baktığım arabam her ay yüklü masraflar çıkartmaya başladı.

Neziroğlu Servis Müdürü ve Servis Şefiyle görüşmelerimde bunun normal olduğunu, diğer cins araçlarda da örneğin, Mercedes’in, Arçelik’in bilgisayarların da arıza yaptığını belirten ifadelerde bulundular. Yani diyorlar ki, onlar nasıl arıza yapıyorlarsa, Reanult’da da aynı..

Bizimki neden yapmasın?

’Renault iyidir, arıza yapmaz’ veya ’bizim Renaultlar hep arıza yapar’ denmiyor; hepsi böyle arızalanır deniyor.

Kusur gizleme değil midir bu; sonuçta sakat bir düşünce...

Bütçemizde her ay araç arızası için 400-1500 YTL ayıramıyacağımızdan arızayı yaptırmadım. İki gün sonra aracımı geri aldım. Araca bindim servisten çıktım. Hareket edince kapılar otomatik olarak kendini kilitliyor. Bu sefer de kilitledi ancak alışılmadık garip bir ses çıkararak... Hemen servise geri girdim. Bu olay servisten 20 m sonra oldu. Servisin Müdürüne ve Şefine durumu izah ettim; kontrol ettiler. Aracın sol arka kapı kilit motoru arızalı, dediler.

Eee ne olacak şimdi, dedim; 250-300 YTL masrafı var, dediler.

Önce 1500 YTL sonra ilave 300 YTL’lik ekstra arıza...

Pes doğrusu... Sağlam çıkamıyorum servisten.

İnanılır gibi değil.

Bende yanlışlık olmadığı kesin de, Renault Laguna’da mı sakatlık var?

Velhasıl garantisi biten araçım dökülmeye ve bana düzenli olarak masraf çıkarmaya ve kendisine gözü gibi bakan bana ihanet etmeye başladı. Bu ihanetine servisi de aracı ederek...

Mahmut BAYDEMİR

İstanbul Yolu’nun bariyerlerine dikkat

İSTANBUL
Yolu’ndaki kazalar malumunuzdur. Özellikle Sincan ve Eryaman’daki nüfus artışı İstanbul Yolundaki trafiği yoğunlaştırdı. Ancak, bu yolun bazı kısımlarında orta refüjde bariyer olmasına karşın bir çok kısmında bu bariyerler ya yok ya da çarpmalardan dolayı dağılmış durumda. İstanbul yolundaki ölümcül kazaların çoğunluğu aracın kontrolünün kaybedilerek karşı şeride geçilmesi sonucu oluşuyor. Bu şekilde bir çok ölümcül kaza olmasına karşı iki şeridi birbirinden ayıran ince refüje bariyer yapılmadı. Acaba, Büyükşehir Belediyesi bu refüjlere diktiği ağaçların 10-15 yıl sonra büyüyerek kazaları önleyeceğini mi umuyor? Bu zaman zarfında giden canlar ne olacak.

Orhan AKÇAY

Babam, sağlık müdürü için duyarsız diyor

EMEKLİ
olan babam M. Sıddık Kayı yaşadığı sağlık probleminden dolayı size yazmamı istedi. Ben de aracı olarak görevimi yerine getiriyorum:

"Yaklaşık 2 yıldır şeker hastasıyım. Kollestrol şikayeti nedeniyle kan ve idrar tahlili yaptırarak kollestrol ilaçımı almam gerekiyor. Kan ve idrar tahlili için Eryaman 3. Etap Sağlık Ocağı’na tahlillerimi yaptırdım. 3 gündür gidip sonuçlarımın çıkmasını bekliyorum. Bu gün artık bardağı taşıran son damlayı yaşadım. Kan ve idrar tahlillerimiz çıkmıyormuş, çünkü bilgisayarlarındaki arıza giderilememiş. Sonuç bekliyoruz.

Ben kan ve idrar tahlillerimin sonucuna göre kollestrol ilaçımı kullanacağım. Bilgisayarların düzelmesini bekliyorum.

Başkent de yaşıyorum ve bir bilgisayarın düzeltilmesi için daha ne kadar bekleyeceğiz, kim bilir?

Başkent de durum böyle ise diğer illerimizin durumunu düşünemiyorum bile...

Hayatımız bu kadar değersiz ve önemsiz. Daha kaliteli ve sağlıklı yaşam bizim de hakkımız. İl Sağlık Müdürlükleri duyarsız! Oy ve seçim söz konusu olduğu zaman, bol keseden atılan vaatleri hepimiz çok iyi biliyoruz."

M. Sıddık KAYI-ERYAMAN

Kamu emeklileri de ’promosyon’ istiyor

MAAŞLARINI bankalardan alan kamu görevlilerine, maaşları için promosyon verilmesine ilişkin 2007/21 No’lu genelge, Resmi Gazete’nin 20 Temmuz 2007 tarih ve 26588 sayılı nüshasında yayınlanmıştır.

Kamu emeklileri de maaşlarını, hem de binbir güçlükle, bankalardan almaktadırlar. Peki banka promosyonu, esasen fakrüzaruret içinde kıvranan, kamu emeklilerine neden verilmiyor? Kamu emeklileri neden bu promosyondan faydalandırılmıyorlar? Bundan da anlaşılıyor ki, emekliler bir kere daha dışlanmış oluyorlar.

Kamu emekli maaşlarını hesaplarında tutup işleten bankaların da, kamu emeklilerine promosyon vermeleri gerekiyor.

Bu konuda dava açılması için, emekli ve de haksever hukukçulara, konunun kamuoyuna yansıtılması için sizlere sesleniyorum.

Hamdi YALÇIN-Emekli

Teşekkür

ANKARA’da seçim propagandası sırasıanda afiş, pankart, bayrak vs’yi kent mobilyalarına, trafik işaretleri üzerine, binaların olur olmadık yerlerine yapıştırmadıkları ve sadece meydanlara bayrak ve afişlerini astıkları için siyasi partileri tebrik etmek gerektiğini duyurmak istiyorum.

Necdet GÜRSOY
Yazarın Tüm Yazıları