Bir no'lu günlük üniformalı toplantı

GENELKURMAY Karargáhı'nın ‘‘Orbay’’ Salonu'nda 8 Ocak günü bir toplantı yapılıyor. Toplantının davetiyesi önümde duruyor.

Davet sahibi Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt.

Davetiyenin altında kıyafetle ilgili şöyle bir ifade var:

‘‘1 No'lu günlük üniforma ve sivil elbise.’’

Demek ki toplantıya hem askeri hem de sivil kişiler davetli.

DÜŞMAN YAZI ARAŞTIRMASI

Gelelim toplantının amacına.

Genelkurmay, SAREM adını verdiği bir Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi kuruyor.

Bu davetiyeyi görünce aklıma hemen geçen hafta Hürriyet'te yer alan bir haber geldi.

Haber Genelkurmay Başkanlığı ile Dışişleri'nin yaptığı bir ‘‘ortak çalışma’’ ile ilgiliydi.

İki devlet kuruluşu, Türk ve Yunan basınını incelemiş, birbirleri aleyhindeki haber ve yazıları tek tek çıkarmıştı.

16 yıllık gazetecilik hayatımda Dışişleri ile Genelkurmay Başkanlığı'nın ortaklaşa yaptığı böyle bir çalışmaya ilk defa tanık oluyordum.

Önümdeki davetiyeyi görünce merakımı bir ölçüde gidermiş oldum.

Bu çalışma, davetiyede ilan edilen ‘‘Etüt Merkezi’’nin ilk provası olmalıydı.

Askeri konulardaki uzman arkadaşımız Metehan Demir'den aldığım bilgiye göre, bu Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kurduğu ilk ‘‘think-tank’’ olacak.

SAREM, Genelkurmay'da J-7 (Joint-7) olarak bilinen ve Korgeneral İsmail Özalp'ın komutanlığını yaptığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı'na (ATASE) bağlı olarak çalışacak.

Komutanlığını ise Tuğgeneral Reşat Ödün yapacak.

Metehan Demir'in konuştuğu askeri yetkililer, SAREM'in çıkış prensibini şöyle tarif etmişler:

‘‘Dış gelişmelerin iç politikaya etkisi ile mevcut ekonomik, siyasi ve askeri gücünün ülkelerin dünya içindeki rolünde ne derece belirleyici olduğunu göstermek.’’

Bu prensipten yola çıkan askerler, bu çerçevede özellikle Türkiye ile ilgili olan olayları izleyecek.

Yapılan incelemeler ise alanlarına göre, raporlar halinde komutanlara ‘‘paper’’ olarak sunulacak.

Think-tank'in projeksiyon alanında ise, Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar'ı da içeren hassas kriz bölgeleri, uluslararası kuruluşlar, Türkiye'nin ABD, Yunanistan gibi dış politikasında öncelikli yer tutan ülkeler ve benzer alanlar yer alacak.

Kurum, konuları ise uzmanlarına göre ayrıldığı masa sistemiyle işleyecek.

Uluslararası ve yerel basın, ajanslar, diğer think-tank kuruluşları, internet siteleri ve akademik analizleri her gün izlenecek.

SAREM bu işi yapmak için aynı zamanda emekli subaylardan ve akademik kişilerden de yararlanacak.

Bu bilgileri aldıktan sonra aklıma şu sorular geldi:

Acaba bu sadece askeri nitelikli bir think-tank miydi?

Başında bir ‘‘komutanın’’ bulunması, doğal olarak bunun askeri bir think-tank olacağı izlenimi veriyor.

Ancak aldığım bilgileri alt alta yazdığım zaman, bunun ilgi alanının sadece ‘‘askeri’’ olmadığı ortaya çıkıyor.

Tabii ilgi alanını böyle genişletince insanın aklına ikinci bir soru daha takılıyor.

BATI ÇALIŞMA MI

Acaba SAREM, daha önce Karadayı-Çevik Bir döneminde kurulan ‘‘Batı Çalışma Grubu’’ gibi özel takip masalarının, daha yapısal hale getirilmesi anlamına mı geliyor?

Bunun cevabını 8 Ocak'ta alacağız.

Ama benim ilk izlenimim böyle olduğu yolunda.

Ecevit'e özel bir bakım mı yapıldı

GEÇEN hafta Başbakan'a yakın bir kişi bana şunu söyledi:

‘‘Bugünlerde Sayın Başbakan'a dikkat ediyor musunuz? Performansı ne kadar iyi.’’

Bunu çok anlamlı söylediği için ben de gazetecilik merakıyla sordum:

‘‘Kendisine özel bir şey mi yapıldı?’’

Buna ‘‘Evet’’ veya ‘‘Hayır’’ diye kesin bir cevap vermedi.

Ama konuşmasında kullandığı kelimelerden ve üslubundan ‘‘özel bir bakımın yapıldığı’’ izlenimini aldım.

O günden sonra dikkat ettim. Gerçekten de performansında belirgin bir düzelme var.

Geçen hafta kendisiyle uzun bir mülakat yapan Ankara Temsilcimiz Sedat Ergin'in izlenimi de aynı yönde.

Son günlerde konuştuğum çok sayıda insan da bunu söylüyor.

Acaba morali çok düzeldiği için mi böyle, yoksa özel bir bakım mı uygulandı?

Ecevit'in çevresi çok ketumdur.

Bunun cevabını öğrenmek kolay değil.

Ama benim izlenimim şu ki, Washington ziyareti öncesi Ecevit'e bir şeyler yapıldı.

Tabii ekonominin iyi gitmesi de bu bakımı kuvvetlendirici moral etkisi yapmıştır.
Yazarın Tüm Yazıları