Bir maç ve analiz
Güncelleme Tarihi:
Ogan TARHAN
Oluşturulma Tarihi: Eylül 27, 2001 02:21
Bir futbol maçının kalitesini belirleyen en önemli faktör bireysel tekniğin saha içinde en üst düzeyde kullanımıdır.
Bireysel teknik, hele bir de takım oyunu çerçevesinde ortaya çıkmışsa çok daha iyi. Kaliteli bir maçı meydana çıkaran diğer özellikleri ‘‘önem sırasına göre’’ şöyle sınıflandırabiliriz.
-Düşünen oyuncuların taktiği akıllı kullanımı
-Özverili, iyi mücadele
-Fair play
-Süratli oyun ve fiziksel kondisyonu iyi olan futbolcuların mücadelesi
-Kaleyi bulan şutlar ve güzel goller
-Takım oyunu
-Akılcı futbol ve oyun şeklinde varyasyonlar
-Hücum düşünerek kazanmaya oynayan takımlar
-Olağanüstü enstantaneler
-Hakem kararları
-Futbolu bilen ve oyuna katılan seyirci
İşte bu faktörler bir maçın kalitesini belirliyor. Ankaragücü-Beşiktaş karşılaşmasıda kalite adına ortaya koyulan temel taşların hepsi vardı. Beşiktaş maçı kazanacaktı, öyle de oldu. Zavallı Augustine, maç boyunca takım arkadaşlarını sakinleştirmeye çalışmıştı ama 90 dakika sonunda o da isyan etti. Tünele doğru giderken Kennedy'e ‘‘Anlamıyorum, neden sen sahada değildin?’’ gibilerinden birşeyler söylüyordu. Bugün o da daha rahat anlıyordur neden Kennedy'nin oynamadığını, alınterinin neden puana ve paraya dönüşmediğini. Ersun Yanal'ın tasarrufu muydu, çok merak ediyorum gerçekten.
Lütfen Ankaragücü yönetimi bu takıma ve özellikle hocasına sahip çıksın. Yapılacak en doğru şey bu maça galibiyet primi vermektir. Teşekkürler Ersun Yanal. İstanbul'un unuttuğu hücum futbolundan güzel örnekler sergilediniz. Ne olur vazgeçmeyin, emin olun ki gerçek futbolseverler sonuna kadar yanınızda olacak. İyi bir kaleciyle bu takım çok daha büyük hedeflere oynayabilir.
Hakeme gelince; en koyu Beşiktaş'lılar bile üzüldü, onlar da istemiyordu böyle galip gelmeyi. Sayın Bülent Yavuz, Malatya-Kayseri maçındaki yönetimiyle çok iyi hatırladığımız ancak adını bile yazmak istemediğimiz o hakem artık Süper Lig'de düdük çalmamalı. Yönetirse, soru işaretleri hiç kuşkusuz size yönelecek. Aslında soru işareti falan yok ama... İngilizlerin dediği gibi günün sonunda 3 puan Beşiktaş'ın oldu ama maçla birlikte tarafsızlıkların kalbini Ankaragücü ve Ersun Yanal kazandı.
-Düşünen oyuncuların taktiği akıllı kullanımı
-Özverili, iyi mücadele
-Fair play
-Süratli oyun ve fiziksel kondisyonu iyi olan futbolcuların mücadelesi
-Kaleyi bulan şutlar ve güzel goller
-Takım oyunu
-Akılcı futbol ve oyun şeklinde varyasyonlar
-Hücum düşünerek kazanmaya oynayan takımlar
-Olağanüstü enstantaneler
-Hakem kararları
-Futbolu bilen ve oyuna katılan seyirci
İşte bu faktörler bir maçın kalitesini belirliyor. Ankaragücü-Beşiktaş karşılaşmasıda kalite adına ortaya koyulan temel taşların hepsi vardı. Beşiktaş maçı kazanacaktı, öyle de oldu. Zavallı Augustine, maç boyunca takım arkadaşlarını sakinleştirmeye çalışmıştı ama 90 dakika sonunda o da isyan etti. Tünele doğru giderken Kennedy'e ‘‘Anlamıyorum, neden sen sahada değildin?’’ gibilerinden birşeyler söylüyordu. Bugün o da daha rahat anlıyordur neden Kennedy'nin oynamadığını, alınterinin neden puana ve paraya dönüşmediğini. Ersun Yanal'ın tasarrufu muydu, çok merak ediyorum gerçekten.
Lütfen Ankaragücü yönetimi bu takıma ve özellikle hocasına sahip çıksın. Yapılacak en doğru şey bu maça galibiyet primi vermektir. Teşekkürler Ersun Yanal. İstanbul'un unuttuğu hücum futbolundan güzel örnekler sergilediniz. Ne olur vazgeçmeyin, emin olun ki gerçek futbolseverler sonuna kadar yanınızda olacak. İyi bir kaleciyle bu takım çok daha büyük hedeflere oynayabilir.
Hakeme gelince; en koyu Beşiktaş'lılar bile üzüldü, onlar da istemiyordu böyle galip gelmeyi. Sayın Bülent Yavuz, Malatya-Kayseri maçındaki yönetimiyle çok iyi hatırladığımız ancak adını bile yazmak istemediğimiz o hakem artık Süper Lig'de düdük çalmamalı. Yönetirse, soru işaretleri hiç kuşkusuz size yönelecek. Aslında soru işareti falan yok ama... İngilizlerin dediği gibi günün sonunda 3 puan Beşiktaş'ın oldu ama maçla birlikte tarafsızlıkların kalbini Ankaragücü ve Ersun Yanal kazandı.