Bir kadının açtığı davada chat’te tacize ilk kez hapis

Güncelleme Tarihi:

Bir kadının açtığı davada chat’te tacize ilk kez hapis
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2006 00:00

Türkiye’de ilk kez chat yoluyla taciz edilen genç bir kadının açtığı davada tacizciler 6 ay hapis cezası aldı. Ertelenemez ve paraya çevrilemez şerhi düşülen kararın kesinleşmesi halinde, tacizci nişanlı çift hapsi boylayacak.

Ankara’da bir kozmetik firmasında güzellik uzmanı olarak çalışan Semiha T. (26) Dikmen’de bir dairede ikamet ediyordu. Yan dairede ise nişanlı bir çift oturuyordu. Bu çiftle tanışmıyordu ama apartman toplantıları sırasında zaman zaman karşılaşıyordu.

Dikmen’de kiracı olan Semiha Hanım’ın ailesi, oturduğu apartmana yakın bir yerde yeni bir daire satın alınca eski dairesini boşaltmaya karar verdi. Taşınacağı gün nişanlı çiften Serdar K. (32) ile karşılaştı. Bir bakanlıkta memur olarak çalışan genç adam, o gün birkaç parça eşyanın taşınması için yan komşusuna yardım etti. Vedalaşıp ayrıldılar.

BODRUM KARŞILAŞMASI BAŞINA BELA OLDU

Semiha T. 2005’in Temmuz’unda yaz tatilini geçirmek için Bodrum’a gitti. Bir akşam arkadaşlarıyla Halikarnas Yolu’ndaki bir lokantada tesadüf eseri Serdar K. ile karşılaştı. Selamlaşıp ayak üstü konuştular. Kaldıkları otellerin yanyana olduğunu öğrendiler. Genç adam, nişanlısı Aysel S. ile ayrıldığını söyleyerek "Burada yalnızım, size katılabilir miyim?" diye sordu. O gece geç vakte kadar eğlendiler ve herkes kendi oteline gitti. Serdar K. Bodrum’da kaldıkları bir hafta boyunca hemen her gece Semiha T.’nin grubuyla takıldı. Aralarında herhangi bir ilişki olmaksızın sadece eğlendiler. Tatil bitti. Birbirlerinin kartvizitlerini alarak, Ankara’da görüşmek ümidiyle ayrıldılar.

Genç adam Ankara’ya döndüğünde eski nişanlısıyla barıştı. Tekrar aynı evde birlikte oturmaya devam ettiler. Bu arada genç kadın, nişanlısının çantasında Bodrum’da çekilmiş tatil fotoğraflarını gördü. Ve çift arasında şiddetli bir tartışma yaşandı. Aysel S. (28) nişanlısıyla Semiha T.’nin ilişkilerinin eskiye dayandığını ve Bodrum’da buluşmaya karar verdiklerini öne sürerek öfke nöbetleri geçirdi. Uzun tartışmalar sonunda Serdar K. nişanlısını böyle bir ilişkinin olmadığına inandırdı ya da inandırdığını zannettti.

SABAHA KADAR BENİ ÇILDIRTTIN

Diğer yanda gündelik hayatın ritmine kendini kaptırmış olan Semiha T. sakin yaşamına devam ediyordu. Ankara, sararmaya başlayan eylül sonunun tatlı rehaveti içindeyken, bir sabah kozmetik firmasının kapısından genç bir adam girdi. Semiha T. ile görüşmek istediğini söyledi. Sekreter misafiri alarak genç kadının ofisine getirdi. Adam Semiha T.’yi aşağıdan yukarı şöyle bir süzdükten sonra, "Tamam, çok iyi" diyerek devam etti: "Ben dün akşamki chat arkadaşın Rasim. Bu akşam iş çıkışında gelip seni alayım da bir yerlerde oturup yemek yiyelim..."

Semiha T. "Ne akşamı, ne chat’i, ne yemeği?" diye sordu şaşkınlık içinde dili dolanarak. Adam kızgın bir yüz ifadesiyle genç kadına bakıp, "Dün gece boyunca ateşli aşk cümleleriyle sabaha kadar beni yiyip bitiren sen değil misin şırfıntı" diyerek kapıyı çarparak çekip gitti.

Semiha Hanım, neye uğradığını şaşırmıştı. Akşama kadar kendine gelemedi. "Bir yanlışlık olmalı" diye düşünüyordu evine giderken. Bu sırada cep telefonu çaldı. Telefonun diğer ucundaki yabancı ses, "Alo Semiha, ben Rıfat. Bir saattir evinin önünde seni bekliyorum, neredesin?" diye sordu.

Rıfat adındaki adama, Rıfat diye birini tanımadığını ve evinin önünde kimseye randevu vermediğini anlatmaya çalışırken oturduğu sokağa gelmişti. Kapının önünde elinde bir demet çiçekle duran tıknaz, pos bıyıklı adam hırsla yanına gelip, "Beni nasıl tanımazsın. Bak, ben seni tanıyorum. Dün gece bir sürü mayolu fotoğrafını göndererek beni çıldırtan sen değil misin?" diyerek çiçekleri yüzüne doğru fırlatıp sokaktan ayrıldı...

BİLGİSAYAR SAVCIYA TESLİM EDİLDİ

Ertesi gün bir başkası daha geldi işyerine. Gece boyunca telefonları susmadı. Bir yığın mesaj geldi. Bu işkence aralıklarla tam 15 gün sürdü. Bu arada yaklaşık 50 farklı adam gelip gitti çalıştığı firmaya, dairesinin kapısına, apartmanının önüne.

İşyerine son gelen orta yaşlı adam iyi çıktı. Üç gece önce chat’te kendisiyle karşılaştığını öne süren adam, "Sadece, bu denli arsızca davranan kadının kim olduğunu merak ettim. Merakımı yenemeyip üç gün sonra verdiğiniz adrese, yani buraya geldim" dedi.

Semiha T. adamı dinlerken ağlama krizine girmiş ve kendini kaybetmişti. Çalışma arkadaşları ve orta yaşlı düzgün adam, genç kadını yatıştırdı. "Beni bekleyin" dedi adam çıkarken. İki saat sonra elinde chat dökümleriyle geri döndü. "Hemen bir dava açın" diye yol gösterdi.

Bir üniversitede felsefe doçenti olduğunu söyleyen adam, bilgisayarını savcıya teslim edeceğine söz vererek adresini, telefon numaralarını bırakıp ayrıldı. Semiha T. tüm bilgileri toparlayıp avukat Tülay Gögen’in yanına gitti. Avukat Gögen, hemen savcılığa başvurup işlemleri başlattı. Felsefe hocası bilgisayarını savcıya teslim etti. Cep telefonundaki mesajlar ve gelen telefon kayıtları incelemeye alındı. Sonunda chat yağmurunun hangi adresteki bilgisayardan çıktığı tespit edildi.

Bilgisayar, Semiha Hanım’ın eski komşuları olan Serdar K. ile Aysel S.’ye aitti. Eve baskın yapıldı. Zanlılar gözaltına alındı. Bilgisayarlarına el konuldu ve inceleme derinleştirildi. Nişanlı çift, suçu birbirinin üstüne attı. Taciz ortada kaldı.

ERTELENEMEZ VE PARA CEZASINA ÇEVRİLEMEZ

Aysel S.’nin kendisine göre mantıklı iki iddiası vardı: Ya nişanlısı, komşularıyla önceden beri ilişki içindeydi ve Bodrum’a gidince bitti. Veya Bodrum’da karşılaştılar ama Serdar’ın ilişki teklifi Semiha T. tarafından reddedildi. Her iki durumda da "onuru kırılan" nişanlısının, Semiha T.’den intikam almak amacıyla bu yola başvurduğunu öne sürdü.

Tüm bu iddiaları reddeden genç adam ise, "Nişanlım, tüm açıklamalarıma rağmen eski komşumuzla geçmişe dayanan bir ilişkimizin olduğuna inanıyordu. Kendisini başından itibaren aldatılmış hissediyordu. Bu mesele onda saplantıya dönüşmüştü. Her gün, Bodrum günlerimize ilişkin detaylı sorular soruyordu. Geceleri yataktan kalkıp bilgisayar başında bir şeyler yapıyordu" diyerek suçu Aysel S.’ye attı.

Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesi’nde 18 Ekim 2005’te yapılan son duruşmada taraflar son sözlerini söyledi. Serdar K. "Bu dava sayesinde nişanlımın nasıl bir ruh taşıdığını öğrendim. Düşünsenize ben onunla şu günlerde evlenmiş olacaktım" diyerek bu davayı açtığı için hakime teşekkür etti ve suçsuz olduğunu söyledi. Aysel S. ise, bir önceki duruşmadaki iddialarını tekrarladı.

Karar aşamasına gelindi ve mahkeme, her iki sanık hakkında, ertelenemez ve para cezasına çevrilemez şekilde 6 ay hapis cezası verdi. Kararın gerekçesinde, çiftlerin müşterek kullandığı bilgisayarda birbirleri hakkında tüm bilgilere sahip oldukları belirtildi. Serdar K ile Aysel S’nin karşılıklı olarak birbirlerinin nickname’lerini, şifrelerini bildiklerini, Bodrum’da çekilmiş olan ve bilgisayar masasının çekmecesinde bulunan fotoğrafların her iki sanığın da kullanımına açık olduğunun belirlendiğini kayda geçirdi. Elde edilen deliller ve tanık ifadeleri doğrultusunda, sanıkların söz konusu suiistimalden zincirleme olarak sorumlu olduklarına karar verildi.

Duruşmanın ardından, mahkeme koridorlarında birbirini suçlayan eski nişanlılar, mahkeme kararının düzeltilmesi için temyize başvurdular. Semiha T. ise eski sakin ve huzurlu yaşamına geri döndü...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!