Melda Narmanlı Çimen
Melda Narmanlı Çimen
Melda Narmanlı ÇimenYazarın Tüm Yazıları

Bir İzmirli ve Ankaralının ortak tasarım macerası

Net çizgiler, kusursuz hacimler, sağlam malzemeler, pürüzsüz yüzeyler, mükemmel işçilik ve tüm bu sert imaja rağmen yumuşacık bir ifade.

Derya Akdurak’ın bu eşsiz tasarımları, markası Megaron’un dünya platformunda da ilgi görmesini sağladı. 2009 koleksiyonunda işbirliği yaptığı uluslararası tasarımcımız Defne Koz, Megaron’un sıradışı silüetine feminen bakışını eklemiş. Londra 100% Design Fuarı’nda sergilenen koleksiyona çok yakından bakma imkanını buldum.

Defne Koz tasarımı Dondola serisi, dümdüzlüğe katılmış yuvarlak hatlarda uzun ve kısa banklar, koltuklar ve sallanan oturma birimlerinden oluşuyor. Süreklilik çizgisinin hissedildiği bu ürünlerin üzerinde formdan kaynaklanan yansımalar, ürünlerdeki derinlik hissini artırmakta. Ürünlerin bir ya da birden fazla kişi tarafından kullanılması ve farklı şekillerde oturma olasılıkları düşünülmüş.

Bu yıl 10. yaşının kutlayan Makomim, İzmir merkezli bir mimarlık ve dekorasyon firması. Sınırlarını önce İzmir’in dışına çıkararak tüm Türkiye’de bir hayran kitlesi kazandı, daha sonra bir adım öteye geçerek Avrupa fuarlarında görücüye çıktı ve tasarım konusundaki iddiasını uluslararası platformlarda gösterdi. İlk kez 2002 Ocak ayında Paris’te lanse ettiği Megaron markası, firmanın tasarım çalışmalarının bir sonucu. Marka bugün dünya metropollerindeki onlarca projede yer alırken, İngiltere’de Andrew Martin ve Kelly Hoppen, Almanya’da Christine Kroencke vitrinlerine girmeyi başarmış bulunuyor.

Tasarım felsefesi

Başlangıçta uluslararası pazarın nabzını tutmak amacıyla ahşap, kumaş kaplı ve metal ürünleri belli bir konsept içinde sunan Megaron, gelen yoğun talep ve piyasada tek olmanın verdiği avantajla, tasarım odaklı paslanmaz çelik ve kompozit ürünlere konsantre olmuş. Tasarımlara imza atan ve markanın kimliğini oluşturan mimar Derya Akdurak, Megaron felsefesini şöyle anlatıyor: "Yaşadığımız bilişim çağında farklı malzeme ve işçilikleri, farklı kültürlerin yarattığı formal yapıyla fonksiyonel ihtiyaç araçlarına dönüştürmek ve bu sırada kullanıcıya hazlar yaşatabilmek... Bu anlamda çok tanıdık formlar, farklı bir malzemeyle ele alındığında değişik ve kışkırtıcı hale gelebiliyor."

Yeni bir bakış: Defne Koz

Bu yıl Megaron bünyesine katılan feminen bir bakış var: Defne Koz. İtalya’da yaşayan tasarımcının Megaron kimliğini ön planda tutarak yarattığı çizgiler, geçtiğimiz eylül ayında Paris ve Londra fuarlarında ilk kez görücüye çıkmıştı. Başarılı tasarımların, tasarımcı ve girişimci arasında oluşan başarılı kimyadan ortaya çıktığını söyleyen Defne Koz, Megaron hikayesini şöyle anlatıyor: "En iyi tasarım projelerinin çoğu müşteri ve tasarımcı arasında zaman içinde dostluğa dönüşen bir ilişkiden doğar. Benim Megaron hikayemde bu arkadaşlık çabuk geldi. Derya’nın şirket vizyonunu anlamama yardımcı olan çok ilginç diyaloglarla katalize oldu. Bu projeden çok zaman önce Megaron’un yapabildikleri beni etkilemişti. Derya’yı tanımak onun kişisel titizliğini kusursuz planlama ve üretime dönüştürme şeklini anlamama yardımcı oldu. Yeni malzemeler keşfetmek her zaman çok ilgimi çekmiştir. Megaron tasarımlarımda, bildik bir malzeme olan paslanmaz çelik, yeni kaynak teknikleri ve zorlayıcı tasarımlara olan tutku ile yeniden keşfedildi. Bu koleksiyonda Megaron’un birleşim çizgisi olmayan, kaynak yerleri gözükmeyen kusursuz hacimler geliştirme becerisini kullanarak metali tatlı kıvrımlara katlayıp ona yumuşak bir görünüm vermeye çalıştım. Bu iş, endüstriyel bir malzemeyi şekillendirip ev ortamına daha uygun bir hale sokmaya benziyor ve benim bir malzemeyi yeniden keşfetmek arzumla örtüşüyor."

Derya Akdurak ise, Defne Koz ile kader çizgilerinin çok paralel olduğunu düşünüyor. Aynı ortamlarda yaz tatili geçirmiş, aynı yıllarda Milano’da bulunmuş, aynı büroda staj yapmış olmalarına rağmen hiç karşılaşmamışlar. Ancak bu proje nedeniyle buluştuklarında, kısa sürede aynı frekansı yakalamayı başarmışlar. Defne Koz’un pek çok firmaya tasarım yaptığı için tüketiciyi ve beklentileri çabuk kavradığını söyleyen Akdurak, Paris Maison&Objet fuarında Koz’un tasarımları sayesinde insanların uzun zamandır arayıp da bulamadıkları ışığı görmüş gibi etraflarını sardığını söylüyor.

Derya Akdurak ve Defne Koz’un Egeli ruhları, detaylara verdikleri önem, malzeme aşkı, kurgu bilgisi ve tecrübeleri birbirini tamamlamış, arındırmış ve mükemmele ulaştırmış. Bu duyguyu, yarattıkları objelerin her kıvrımında hissetmek mümkün.

www.megaron.org

Derya Akdurak tasarımı Nadia masa çelik gibi sert kıvrımları ve işvesiyle ayakta duran, ortamına göre ısınan fonksiyonel bir eleman.

Bir imparatorluk ağırlığıyla kendini belli eden Han serisi, mükemmel işçiliği ve ağırbaşlı geometrisiyle koleksiyonda öne çıkan ürünlerden, Derya Akdurak imzasını taşıyor.

Derya Akdurak tasarımı Biloba paravan, kendi kendine ayakta durabilen, metalin tüm çıplaklığı ile kendini gösterdiği, verdiği yansımalarla bulunduğu ortamı bir görsel şölene dönüştüren, bölerken derinlik veren bir enstrüman.

Derya Akdurak tasarımı Marcel serisi sandalye ve koltuk, üretildiği paslanmaz çeliğin yumuşak kıvrımları ve dayanıklılığı ile kendini var eden kışkırtıcı bir ürün.
Yazarın Tüm Yazıları