Bir İstanbul masalı

Jaruzelski’nin devlet başkanlığındaki Polonya’da siyasi hava, kıştan çok daha ağır.
O dönem Türkiye’nin Varşova Büyükelçiliği’nde müsteşar olarak görev yapan diplomat, Ankara’ya geçtiği telgraflarda, Polonya’yı kasıp kavuran Dayanışma (Solidarnosc) Sendikası’nın başlattığı hareketin, 7 yıl sonra tüm Doğu Bloku’nu ortadan kaldıracağının ilk ipuçlarını veriyordu.

DEVRİM’İN ATÖLYESİ

Ve bu başarılı diplomat Polonya’nın o günlerdeki kasvetli havasından, ünlü kadın ressamımız Fahrelnisa Zeid’in oğlu Nejad Devrim’in atölyesine kaçarak kurtulmaya çalışıyor, içindeki resim aşkını, Devrim’in atölyesinde aldığı bilgi ve görgüyle daha da ileri götürmeyi hedefliyordu.
Bu kadar ip ucundan sonra emekli diplomat, yazar ve çoğunlukla kendine özgü naif dokulu, yüreğimizi ısıtan İstanbul resimleriyle tanıdığımız Daver Darende’den bahsettiğimizi anlamışsınızdır sanırım.

MOZART EŞLİĞİNDE

Kimisine göre minyatür, kimisine göre de sanki mozaik gibi işliyor Darende tuvale resimlerini. Sadece İstanbul değil; kulağına iliştirdiği gül ile daha da alımlı hale gelen bir kadın veya bir senfoni orkestrası, ya da artık günümüzdeki söylenişiyle Cafe’de sohbete dalmış insanlar da Darende’nin eserleri arasında kendine yer buluyor. Kimi zaman Paris veya Venedik esintileri de Daver beyin çalışmaları arasından insana göz kırpıyor. Gündüz veya gece, resim yapma esintisi, arzusu geldiğinde Darende hemen şövalesinin başına geçiyor. Resim yaparken Mozart ya da çok sevdiği bir Fransızca şarkı illa ki kulaklığında kendisine eşlik ediyor.

İSTANBUL’UN GÜZELLİKLERİ

Ankaralı olmasına rağmen İstanbul’u resme yansıtmaya önem veren Daver Darende, bu kentin güzelliklerinin bir gün sadece tuvallerde kalmasından derin endişe duyuyor.
Darende, İstanbul’un geleceğine ilişkin duyduğu endişeleri fırsat buldukça ulusal ve yerel gazetelerde yazarak da dile getirmeye çalışıyor:
“Tarihin akışını değiştiren, uygarlıkların kalıntılarıyla zenginleşen bu kent inanılmaz bir hızla değişirken, her biri çirkinlik abidesi olarak yükselen onlarca gökdelen kentin eşsiz siluetini bozuyor, insanı ürkütüyor, cehalet ve vurdumduymazlık İstanbul’un kimliğini değiştiriyor. Biz İstanbul’un yalnız doğasına değil, tarihsel mirasına da ihanet ettik. Gelecek kuşaklar işlenen bu büyük suçu bağışlamayacaklar.”
Daver Darende, İstanbullulara yaşadıkları bu kentin güzelliklerini hatırlatmak ve korumaları için 31. kişisel sergisini 6 Mart’ta İstanbul’da Hobi Sanat Galerisi’nde açacağını söylerken, “Sanırım İstanbul’un yeni bir Çelik Gülersoy’a ihtiyacı var” demeyi de unutmuyor.

DİDEM TUNCAY VE UĞUR MİNE TAMAY

Giyimi, kuşamı, nezaketi, kibarlığıyla gerçek bir hanımefendidir gazeteci Didem Tuncay. Aslında hepimizin kimi zaman hayal ettiği, “Her türlü güzelliği ve iyiliği barındıran masallar dünyasında yaşaması gereken bir insan” da diyebiliriz Didem için. Öyle çok ön plana çıkmayı, kendisinden bahsetmeyi de pek sevmez. Meğerse Didem, ünlü kadın ressamımız Uğur Mine Tamay’ın da kuzeniymiş. Kahpece saldırıya inat, eskisinden daha güçlü şekilde yaşama tutunan Didem’e, ailesine, Uğur Mine Tamay’a ve tüm sevenlerine bir kez daha geçmiş olsun.

KENTTE NE VAR?

Eren Eyüboğlu sergisi (9 Mart’a kadar-Takıantika/GOP), Zafer Gençaydın sergisi (15 Şubat’ta açılacak-Aysel Gözübüyük Sanat/Konutkent1), Canan Dağdelen sergisi (15 Şubat’ta açılacak-Galeri Nev/GOP), Nusret Orçan sergisi (28 Şubat’a kadar-Bilkent Sanat Sokağı), Berna Türemen sergisi (6 Mart’a kadar-Bilkent Üniversitesi Sanat Galerisi), Erdinç Sakin-Funda Tümer sergileri (19 Şubat’ta açılacak-Büyülü Fener Galeri/Etlik), Karma sergi (24 Şubat’a kadar-Arete Sanat/Yıldız), Raif Kalyoncu sergisi (27 Şubat’a kadar-Gözde Sanat/A.Ayrancı), Savaş Camgöz sergisi (15 Şubat’ta açılacak-Galeri Armoni/Hilal Mah. Yıldız), Seyit Mehmet Buçukoğlu sergisi (12 Şubat’ta açılacak- Galeri Helikon/Atakule yakını), Nusret Dökmeci sergisi (28 Şubat’a kadar-Zeren’le Sanat/Çayyolu), Nurten Pembecioğlu (16 Şubat’ta açılacak-Altanay Sanat/K.dere), Karma sergi (27 Şubat’a kadar-Madalion Galeri/Hilal Mah.Yıldız), Nihat Kahraman sergisi (12 Şubat’ta açılacak-Çağdaş Sanatlar/K.dere), Kemal Göl fotoğraf sergisi (13 Şubat’ta açılacak-Çağdaş Sanatlar/K.dere), Kezban Gürol takı sergisi (17 Şubat’a kadar-Ankara Vakıf Eserleri Müzesi/Ulus), Küçük Prens oyunu (15-16-17 Şubat/StüdyoCer).