‘Bir hayalim var’ bile diyemeyenlerin öyküsü

Mina kısa süre evvel boşanmış genç bir kadın.

Haberin Devamı

Ailesiyle arası yok. Yalnız.
İşsiz. Çabalıyor, iş bulamıyor.
Oturduğu binayı yıkıp otel yapacaklar. Her gün kapısına adamlar dayanıyor, Mina evi boşaltmıyor.
Doğru düzgün ısınamıyor bile, elektrikli ısıtıcı iyi çalışmıyor.
Tek zevki çay içmek.
Tek kaçışı ise... Gelecek.

*

Öykündüğü halası Mina küçükken aileyle ipleri koparmış, Amerika’ya kapağı atmış. O günden bugüne haberini alan olmamış.
Mina geçmişle ipleri olabildiğince germiş, bir Amerika’ya gitmesi kalmış.
Ne işi var ne parası ne ona kefil olabilecek birileri...
Dışarıdan bakınca, yan komşunun Mars’a gitmesi ne kadar imkân dahilindeyse, Mina’nın Amerika’ya gitmesi de o kadar mümkün.
Lakin insan çaresiz kaldığında imkânsıza ne kadar sarılabilirse o da okyanus ötesi hayaline öyle sarılıyor.
Uyumadan evvel yatağına uzanıp İngilizce çalışıyor.
Yeşil kart çekilişine katılıyor.
Parasının ve belgelerinin yetersiz olduğunu bile bile, gidip aracı şirketlerle görüşüyor.
Denemediğini kimse söyleyemez.

*

Hiç iş bulamayınca bir fal kafede çalışmaya başlıyor.
Sigortasız, maaşsız, müşteri memnuniyeti karşılığında 20 liralık faldan komisyonla.
Akmasa da damlar diye.
Fal bakmak zorlamıyor...
İnsanlar çeşit çeşit ama dertleri bir; aşk, iş, para.
Birinde tutmazsa, ötekinde tutacağı muhakkak.

*

Kafeyi işleten Tayfun ve kafede fal bakan Fazi gündelik yaşamlar sürerken...
Mina ziyaretçi gibi, aklı hep gelecekte.
Bir gece karaoke barda eğlenmek dışında, gelecek odaklı düşüncelerinden koptuğu, anda yaşadığı olmuyor.

*

Mina, Belmin Söylemez’in yönettiği, bu hafta vizyona girecek “Şimdiki Zaman” filminin ana karakteri.
Şehirde kendi başına var olmaya çalışan imtiyazsız kadınlardan.
Sıradan, herhangi biri.
Ama tuhaf bir derinliği var.
Bir de o misafir hali...
O evde misafir, o kafede misafir, Tayfun ile Fazi’nin hayatında, şimdiki zamanda misafir.
İlk fırsatta kaçıp gidecek bir misafir.
Tutunsa kalacak belki ama ne o ev, ne o iş, ne bu insanlar onu tutacak değerde değil.

*

İnsan izlerken hangisi daha iyi diye karar veremiyor.
Haybeye yaşamak mı?
Yoksa, kendine imkânsız bir hedef belirleyip onunla oyalanmak mı?
“Şimdiki Zaman”, bu ikisinden başka seçeneği olmayanları anlatıyor.
Şehirlerdeki nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan insanları anlatıyor.
“Gelişmekte olan” bir ülkede tam anlamıyla modernleşememiş kentlerin örselenmiş bireylerini, kadınlarını anlatıyor.
Yüksek sesle “Bir hayalim var” bile diyemeyenleri anlatıyor.
Tavsiye ederim, izleyin.

Yazarın Tüm Yazıları