BİR ‘HAMLE’ YAPMALI!

Hayatımızsa söz konusu olan… Bizi üzen, yıkan, sıkan, boğan durumlardan, olaylardan sıyrılmak için yaptıklarımız… Bazen doğru zamanda yanlış kararla yaptığımız hamleler, bazense yanlış zamanda yaptığımız doğru hamleler… Ki bunlar bakmakla ve görmekle alakalı!

Haberin Devamı

Yani…

Yaşadığımız ve yaptığımız her şey, görme alanı ve algımızla doğru orantılı olarak,
bakmakla görmek arasındaki ince nüanstır hayatımıza yön veren.

Bir bakmak vardır bir de baktığınız olayın, konunun, durumun derinliğini ruhunu görmek!

Sizde de olur mu böyle arada?

Her şey sıradanlaşmış, tek düze gidiyorken, bulunduğunuz durumdan, konumdan sıkılıp da farklı bir şeyler yapmak, farklı yerlerde olmak isteği?

Sıkılmıştım.

Daralmıştım.

Yıkılmıştım.

Bunalmıştım.

Bu durumda yapmam gereken doğru bir hamle olmalıydı.

Ki az önceki saydıklarımı yok ederek, hayatın kıyısına vurup, saf ve dingin bir şekilde, yeniden ayağa kalkmak için.

Kendimi daha iyi hissetmek ve hayatı yenilemek için yapmam gerekenleri bir kağıda madde madde yazdım önce.

Sonra da düştüm yola.

Haberin Devamı

Ayaklarımın beni götürdüğü yere.

İstiklal Caddesi’ndeki Arter’e.

Sanatsal Devrre!/images/100/0x0/55eb1fe1f018fbb8f8acc331

İlk karşılaştığım ‘Hamle’ Rosa Barba’nın, ‘Bir Devre Kurdum, Sonra da Bir İkincisini Kurdum’ eseri.  Barba, büyük, duvar halısı boyutunda siyah bir keçenin üzerine yüzeyinden kesip çıkardığı bir metnin bütün harflerini… Kesilip çıkarılmış metin, ancak harflerin boşluğuna spot ışığı düştüğünde okunabiliyor ve hiç çözülememiş bir şey sunarcasına, kapalı bir döngü olarak eserle karşılaşanlara ‘devre’nin sözlük tanımını betimliyor.

Sonra…

2012 yılının Mart ayında Bağdat’ta, ‘Emo’ tarzları nedeniyle aşırı dinciler tarafından taşlanarak öldürülen Iraklı gençlere ithaf edilen Adel Abidin’in ‘Senfoni’ adını verdiği heykel yerleştirmesiyle karşılaşıyorsunuz.

Duvarlarda 90 adet küçük beyaz kapı yer alıyor. Bazıları kapalı, bazıları ise açık. Açık olanların içlerinde çekmeceler var. Kapıları açıp, çekmeceleri çektiğinde orada öylece uzanan emo’ları simgeleyen küçük heykellerle göz göze geldiğinizde bir hüzün düşüyor yüreğinize.


‘Sanat için alan’ sloganıyla yola çıkan Arter’in ikinci katına çıktığınızda…

Zemine beyaz tebeşirle çizilmiş kareler, sizi karşılıyor. Kareleri takip eden izleyici bir parmaklığa varıyor. Parmaklığın üzerinde, mekânın yansıması ile bu karelerde seksek oynayan çocukların hayaletimsi görüntülerini örtüştüren dışbükey bir ayna var. Parmaklığın varlığı, hükümetlerin ve kurumsal şirketlerin hayatımıza tecavüzüne, denetleme heveslisi eylem ve uygulamalarına doğrudan gönderme yapıyor.

Sonra…

Haberin Devamı

Beyaz bir güvercinin ayağına bağlı cesetler!

Tek kanallı video yerleştirmesindeki ekranda yer alan sahne, Iraklı gençlerin hayali katliamının hemen sonrasını canlandırıyor. Videodaki cesetler heykel, ikon, hatta kutsal figürler gibi yan yana dizilmişler. Her bir cesedin ağzı bir iplikle beyaz bir güvercinin ayağına bağlı. Sürüdeki kuşlar kaçmak isteyerek kanatlarını boşuna çırpıyor çünkü ölümün ağırlığı onları zemine çivilemiş durumda.

Bu gördüklerinizden etkilenmemek mümkün değil.

Sonra…

Filme bir heykel gibi yaklaşmak!

Rosa Barba; ışığın, projektörün ve sesin fiziksel özelliklerini ya da anlatının yapısını irdeliyor. Beklenmedik yer, olay, insan ve hikâyelere odaklanıyor. Filmin bu unsurlarını birbirinden ayırıp yepyeni hareketli objeler yaratıyor. Filme bir heykel gibi yaklaşarak kamerasını nesnelere ve manzaralara yöneltiyor.

Haberin Devamı

Buradan Kesiniz!

Rosa Barba’nın ‘Buradan Kesiniz’ başlıklı işin ışığı izleyicinin dikkatini çekiyor. Dönen film şeridinde, ‘Ne jamais couper cette amorce’ (Bu parçayı kesinlikle kesmeyiniz) yazıyor.

Sonsuz Şeylerin Kayıtlı Yayılımı!

Sonsuz Şeylerin Kayıtlı Yayılımı isimli çalışmada, belleğin yeniden inşasına farklı bir açıdan yaklaşıyor. Silikon duvar üzerindeki kabartma harflerden oluşan bu heykel, olası bütün kitapların harflerinin kurgusal düzlemde üst üste bindirilmesinden oluşuyor. Harfler üst üste binerek ve karışarak zamanı iki boyutlu bir düzlemde temsil ediyor.

Görünmez Eylem!

‘Görünmez Eylem’ sinemanın kendisinin kinetik niteliklerine odaklanıyor. Rosa Barba
bu işte 16 mm film makinesinin boş bir film şeridini galeri duvarına iliştirerek, değiştirilmiş olan kendi döngü mekanizmasını yaratıyor. Şerit sürekli olarak film makinesinin dişlilerini beslerken filmin yüzeyinde küçük gümüş bir bilye dengede duruyor. Sanatçı film şeridinin birçok yerini boyadığından sık sık parlak renkli kareler duvara yansıyor. Ortaya çıkan gölge oyunu, canlı bir performans izlemek kadar deneysel.

Haberin Devamı

Gördüğümüz ve Görmediğimiz Şeyler!

Barba, ‘Gördüğümüz ve Görmediğimiz Şeyler’ işinde, Berlin’deki Neue Nationalgalerie’nin (Yeni Ulusal Galeri) müze deposunda çekilen, depoda korunan ve sergilenmeyen sanat yapıtlarına ışık düşürüyor. Bu 35mm film, saklı kanıtları gün yüzüne çıkararak tarihsel anlatımlarda aksamalara yol açıyor. İşin şiirsel tonu belleğin yeniden inşa edilme sürecinin kurgusal boyutlarını, komplocu bir toplantı havasında, daha da güçlü şekilde ifade etmeye yarıyor.

Runa İslam'ın farklı görsel ve kavramsal diller üretmeye karşı duyduğu ilgi, gerçeğin sınırlı ve nesnel yönlerine vurgu yaparak kendini gösteren çalışmalara işlere atıyor. Eserlerinin sunumunda muhtelif yöntem ve yaklaşımlar benimseyerek, görsel ve mimari alanları bozuyor, değiştiriyor. Böylece algının yönünü değiştirerek tüm ilgiyi “görme” eylemi üzerine çekiyor.

Haberin Devamı

Atları yiyen köpekler!

Runa İslam’ın beni en etkileyen çalışması Arter’in üçüncü katında yer alan ‘Belirme’ isimli eseri oluyor haliyle.

Sanatçının ‘Belirme’ başlıklı, geniş 35 mm film projeksiyonundan hareketle
isimlendirilen çalışmada; karanlık odanın kırmızı ışığında, at leşi yiyen vahşi köpekleri gösteren, hasarlı bir cam negatif formundaki fotografik imge, fotoğraf kimyasallarında banyo ediliyor ve kademe kademe siyaha doğru aşırı pozlanıyor.

Bu çalışmanın orijinal fotoğrafı, 1900’lerin başında İran’daki Meşrutiyet Devrimi sırasında İran Sarayı’nın resmi fotoğrafçılarından biri olan Antoin Sevruguin tarafından çekilmiş. Film projektörü ve film bobini ise kasıtlı olarak teşhir edilmiş, hatta sergi mekânının merkezine yerleştirilmiş.

Burada biraz durayım ve olayı siz sanatseverlere bırakayım.

İstiklal caddesi 211 numaralı Arter’de, 13 Aralık 2012’ye kadar siz sanatseverleri bekleyen, Rosa Barba, Adel Abidin ve Runa’nın İslam’ın, birbirinden farklı ve ilginç çalışmalarının yer aldığı 'Hamle' sergisine gidip, bu çalışmalara bakmanız için.

Sadece bakmakla kalmayıp, görmeniz için.

Özünü…

Önce sergideki çalışmaların.

Sonra hayatınızın içindekilerin ve derinindekilerin!

Sonra da doğru ‘Hamle’ler yaparak…

'HAMLE' SERGİSİNDEN KARELER / FOTO GALERİ

BİR ‘HAMLE’ YAPMALI


 

Yazarın Tüm Yazıları