Güncelleme Tarihi:
Başak Köklükaya, filmde canlandırdığı karakterle ilgili şunları söyledi: "Süt, yaşam savaşını anlatıyor ve sıradan insanların hayatlarından bir kesit yansıtıyor. Filmdeki rolüm gereği bir haftadır süt ve ineklerle çok haşır neşirim. Seri bir şekilde inek sağmayı öğreniyorum."
Nebil Özgentürk’ün "Türkiye’nin Hatıra Defteri" adlı belgeseli ve Semih Kaplanoğlu’nun "Süt" filminde rol alan Başak Köklükaya ile anne olma tutkusu ve oyunculuk üzerine konuştuk. İki yıl içinde çocuk sahibi olmak istediğini aksi taktirde bu defteri kapatacağını belirten Köklükaya, "Süt"te canlandırdığı karakteri "İnek sağıyorum, peynir yapıyorum" sözleriyle özetledi.
Tamer Karadağlı ile aynı okuldan mezunmuşsunuz. Okul zamanında hiyerarşi durumunuz var mıydı?
"Bir Tutam Baharat"ın ardından şimdi de "Türkiye’nin Hatıra Defteri" adlı belgeselde yine Yunanistan’a dair bir öyküde bir çifti canlandırıyorsunuz.
- Evet, böyle bir tesadüf söz konusu.
"Türkiye’nin Hatıra Defteri", Şerif Gören’le ilk çalışmanız değil mi?
- Evet, bir dizi projesi için görüşmüştük ama olmamıştı. Bu proje için Nebil Bey ile ve Şerif Gören’le çalışmak beni heyecanlandırdı.
Biraz da yeni filminiz "Süt" hakkında konuşalım.
- Yönetmenliğini Semih Kaplanoğlu üstleniyor, filmi Tire’de çekiyoruz. Daha önce "Yumurta"yı çektik, o filmi Cannes’da büyük övgü almıştı. Daha sonra da üçlemenin son filmi "Bal"ı çekeceğiz. Bu arada "Yumurta"nın 9 Kasım’da galası olacak. Altın Portakal’da yarışıyor.
n "Süt" neyi anlatıyor?
- Süt, yaşam savaşını anlatıyor ve sıradan insanların hayatlarından bir kesit yansıtıyor. Ama filmin ve yönetmenin özelliği konuşamadığımız anları çekmesi. İnek sağıp, peynir yapıp satıyorum. Fazla replik de yok senaryoda ama film çok şeyi anlatıyor. Bir haftadır süt ve ineklerle çok haşır ve neşirim. Seri bir şekilde inek sağmayı öğreniyorum.
NORMAL HAYATTA ÇOK NEŞELİYİM
Peki, sağabiliyor musunuz?
- İlk başlarda zorlanıyordum ama çalıştıkça oluyor sanırım. İnek sağmak gerçekten çok teknik bir konu aslında.
Nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?
- Genç yaşta kocasını kaybetmiş 18 yaşında oğlu olan bir kadını oynuyorum. İnekleri var, onları sağıyor, peynir yapıyor ve pazarda satıyor.
Bu sene dizi projeniz yok sanırım?
- "Gerçekten bu işi kaçırmayayım" diyeceğim bir dizi projesiyle karşılaşmadım. Geçen sene "Yanık Koza"dan dolayı çok yoruldum. Sesli çekilmediği için bölüm yetiştirme ve İstanbul’a gelip seslendirme tekrar Bursa’ya dönmek çok yorucuydu...
Normal hayatta neşeli bir kadın mısınız?
- Siz bakmayın benim dizilerdeki hüzünlü halime çok neşeli bir kadınım.
Evli çifti canlandırıyorlar
Nebil Özgentürk’ün hazırladığı "Türkiye’nin Hatıra Defteri" adlı belgeselde Şerif Gören’in çocukluk anılarından yola çıkarak çektiği 6-7 Eylül olaylarını konu alan kısa filmde, Başak Köklükaya ile Tamer Karadağlı evli bir çifti canlandırıyor.
33 yaşındayım çocuk istiyorum
Az önce setteki bebekle iletişiminize dikkat ettim, içiniz gitti ağladığında. Çocukları çok seviyorsunuz sanırım?
- Evet set ortamları onlara uygun değil, buraları hiç steril değil. Ama bayılıyorum bebeklere. Evet, içim gitti ağlayınca, Kıyamıyorum. "Küçük Kıyamet" filminde de küçük bebekle çalıştım, adı Arda’ydı, gördüğüm en uslu bebekti.
Bebeklerle çalışınca anne olma istediğiniz fazlalaşıyor mu?
- O sorumluluğu alıp sonra da taşıyamamaktan çok korkuyorum. Mesela Tamer, kızını anlatıyor, bana "Bir an önce anne ol" ama bir baba için durum farklı. Ancak 33 yaşındayım, "Çocuk bu iki sene içinde ya olsun ya da bu defteri kapatayım" diyorum.