Bir gün mutlaka

Güncelleme Tarihi:

Bir gün mutlaka
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 03, 2003 02:02

Yunanistan'da Panathinaikos formasını giyen milli yıldızımız, ‘‘Bütün kupaları elde ettim. 8 yıl sonra basketbolu bırakacağım. Fakat yıllardır aklımda, aşık olduğum bir takımı zafere taşımanın düşüncesi var’’ dedi.

İnsan ömrü kimine göre uzun, kimine göre kısadır. Bu yaşam çizgisi içinde fırsatlar gelir gider. Kimi değerlendirir hayatını kurtarır, kimi de kaçan trenin arkasından bakar, başını duvara vurur!...

İbrahim Kutluay da yeşil sahalara ve futbol topuna hayrandı. Ama bir gün onun elinden tutulup basketbolcu yapılınca 12 yaşında hayatı değişti.

Öyle bir hızlı değişti ki F.Bahçe forması altında önce adını Türkiye'ye sonra da Avrupa'ya duyurdu. Duyurmakla kalmadı Avrupa Sayı Kralı oldu.

Felsefesi belli

Üç yıl önce büyük bir riske atıldı. Yunanistan'a transfer oldu. AEK forması altında kendisini ispatladı. Komşudaki herkesin gönlünü fethetti. Panathinaikos'a transfer oldu. MVP seçildi. Abdi İpekçi Barış Ödülü'nü aldı... Bir basketbolcunun arzu ettiği Avrupa'nın en büyük kupasıyla birlikte lig şampiyonluğunu tattı. Yani İbrahim Kutluay için artık kazanılmamış bir başarı ve kupa (1 Avrupa, 2 Yunanistan, 1 lig şampiyonluğu) kalmadı.

Kariyeri başarıyla dolu olan milli oyuncumuz, 'İyi sporcu her zaman gelir geçer. Ama insanlık daha önemli' felsefesiyle hareket ettiğini belirtti. Yunanistan'daki yaşantısını şöyle açıkladı:

‘‘Herkes beni çok seviyor. Orada kalmam için sürekli tezahüratlar yapılıyor. 'Forever İbrahim' diye salonu inletiyorlar. Bu da beni mutlu ediyor.

Coach Obradoviç, takımın lideri benim olduğumu her seferinde vurguluyor. Bodiroga'nın Barcelona'ya gitmesinden sonra oyun kurgumuz da değişti. Hızlı ve paylaşımcı bir oyun sergiliyoruz. Bodiroga gittikten sonra en iyi arkadaşım Alvertis oldu. Onunla kamplarda sürekli TAVLİ (tavla) oynuyoruz. O da benim gibi tavlacı.’’

Yunanistan'da bütün güzellikleri ve başarıları yaşayan Kutluay, 8 yıl daha basketbol oynayacağını belirtirken, transfer için de şunları söyledi:

‘‘Teklif çok. Panathinaikos'ta coach kalmamı istiyor. İspanya, İtalya ve Türkiye'den teklif alıyorum. Onlarla görüşeceğim. Eğer cazip teklif gelirse değerlendiririm. Aksi taktirde huzurumu bozmayı düşünmüyorum.’’

İbrahim,
Yunanistan'daki yaşantısını adeta bulutların üzerinde yaşıyormuş gibi ballandıra ballandıra anlatırken, söz Milli Takım'a geldi. Ay yıldızlı ekibin yıldızı Avrupa Şampiyonası öncesi şöyle konuştu:

Problemliyiz ama..

‘‘Artık herkesin ayakları yere basmalı. Ne istediğini bilen bir Milli Takım olmalıyız. Kimseyi suçlamaya gerek yok. Konuşmakla bu iş olmuyor. Her şey saha içinde oluyor. Gerisi hikaye. Indianapolis'te neler olduğunu gördük. Takımdaki herkesin olgunlaştığını tahmin ediyorum.

İsveç'te grup maçları çok önemli. Hedef grup birinciliği olmalı. Çünkü rakiplerimiz çok zorlu. Hızlı ve bireysel olarak iyiyiz ama başarılı olacaksak iyi savunma yapmalıyız. İkinci olduğumuz şampiyonada sürekli geriden geldik. Hep müdafa yaparak kazandık. Seyircinin de katkısını unutmamalıyız. Artık yeni bir sayfa açtık. Her oyuncuya ihtiyacımız var.’’

Takımımızın kaptanı bu göreve gelmenin onuruyla işinin zor olacağını açıkça söyledi. İbrahim, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘‘Biz problem çıkartabilecek bir takımız. Yani kariyerli oyuncular çok. Bu da doğal. Ama bunları fedakarlık yaparak çözeceğiz.

Sahada liderlik ayrı, kaptanlık ayrı. Teknik ekip ile oyuncular arasında iyi bir köprü kuracağıma eminim.’’

Söz döndü dolaştı F.Bahçe'ye geldi. Sarı lacivertli renklere aşık İbrahim, Daum
'un başarılı olacağını belirtirken, sabırlı olunmasını ve Alman çalıştırıcıya zaman verilmesini istedi.

Tadı bir başka

İbrahim konu F.Bahçe'den açıldıktan sonra gönlündekini söylemeden de edemedi:

‘‘En büyük arzum aşık olduğum F.Bahçe'yi şampiyon yapmak. Çünkü aşık olduğum bir takımı şampiyon yapmanın keyfini ve tadını anlatmak mümkün değil. İnanın o sevinç tarif edilemez. Ne Avrupa şampiyonluğu ne de başka bir şey. F.Bahçe'nin şampiyonluğunu istediğim kadar hiçbir şey istemiyorum.’’

Bin öğrencinin basketbol öğrendiği İbrahim Kutluay Spor Okulları'yla da yakından ilgilenen yıldız oyuncu, ‘‘ Tommy Hilfiger'in sponsor olduğu okullarda öğrencilerle yakından ilgileniyorum. Onların iyi bir insan ve iyi bir sporcu olmaları için mücadele veriyorum’’ diye konuştu.

Harun'u çok ararız

Harun Erdenay'ın Milli Takım'ı bırakmasına üzüldüğünü ifade eden kaptan, ‘‘Onun yokluğu handikap. Bana göre iyi de kaptandı. Onun olmasını çok isterdim. Çünkü her zaman maçın gidişatını değiştirebilecek bir oyuncu. Katı savunma karşısında bir anda ortaya çıkıp, kilidi açabiliyor. Her zaman, her takımda olması gerekli bir oyuncu. Oynamadığı zaman ya da gerekli zamanı almadığı taktirde neler olabileceğini herkes biliyor ve görüyor’’ diye konuştu.

Tatmin için giderim

Panathinaikos'un gözdesi, NBA'ye neden gitmediğini şöyle anlattı: ‘‘NBA'den 20-21 yaşında bir teklif gelseydi, kabul ederdim. Orada şampiyon olmak ve başarılı olmak zor. Belli bir yaştan sonra Amerika'ya gidip, kenarda oturmak insana zor gelir. 3 yıl önce önüme hayatımı değiştirecek ve garanti altına alacak bir teklif geldi. Ben de kabul ettim. Avrupa'da yıldız olmaktan, iyi para kazanmaktan da mutluyum. NBA'ye gitmediğim için de üzüntü duymuyorum. Gidersem de tatmin için giderim.’’

Uğurum babam

İBRAHİM Kutluay, Yunanistan'da oynadığı dönem boyunca kazandığı 4 kupanın eserinin babası Burhan Kutluay olduğunu açıkladı ve şöyle konuştu:

‘‘Babam oynadığımız hiçbir kupa maçında beni yalnız bırakmadı. Onun geldiği bütün kupa karşılaşmalarını kazandık. Mesela Bologna'ya geliyorum dedi ve Avrupa Şampiyonu olduk. Heyecana dayanamıyorum demesine rağmen, AEK ile oynanan son lig maçı öncesi beni aradı, ‘Kupayı almaya geliyorum’ dedi, geldi. Geldiği gibi de rakibimizi uzatmada yenerek şampiyonluk kupasını aldık. Ben de onunla birlikte Yunanistan'da 4. kupamı kazandım. Çok mutluyum.’’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!