Bir ders...

RUSYA’nın düne kadar kendi şemsiyesi altında gördüğü Ukrayna’ya kızınca "Doğal gaz fiyatını bin metreküpte 50 ABD Doları’ndan 220-230 dolara çıkarma" kararı sadece bu iki ülke arasındaki ihtilaf olarak kalsa, "Ne halleri varsa görsünler" der geçersiniz.

İhtilafın hikáyesini yazacak değiliz.

Sadece meselenin kökünde "Ukrayna’daki kavuniçi ihtilalin" yattığını söylesek yeter.

Bilindiği gibi 2004 Aralık sonunda Batı yanlısı Bizim Ukrayna isimli siyasi hareketin adayı olan Viktor Yuşçenko, durmak bilmeyen sokak nümayişlerinden sonra Seçim Komisyonu tarafından Ukrayna Başkanı ilan edilince Rusya ile Ukrayna’nın ilişkilerinde yeni ve soğuk bir dönem başlamıştı. Nitekim hemen ardından Rusya’nın doğal gaz tekeli Gazprom şirketi, Ukrayna’ya piyasa fiyatının dörtte birine sattığı doğal gaz fiyatını artıracağını bildirmişti.

İki taraf arasındaki pazarlıklar ve restleşmeler nihayet 1 Ocak 2006 Pazar günü bizim saatimizle 11.00’de yeni bir döneme girdi:

Rusya, Ukrayna’ya verdiği gazın -deyim yerindeyse- vanasını kapattı.

Bunu üstelik kışın ortasında yaptı.

Rusya bugün 30 ayrı ülkeye doğal gaz satıyor. Orta Avrupa ülkeleri ihtiyaçları olan doğal gazın yüzde 25’ini Rusya’dan alıyorlar. Bu doğal gazın yüzde 80’i Ukrayna toprağından geçen borularla Batı’ya ulaşıyor.

Gerçi Rusya ile Ukrayna arasındaki anlaşmaya göre Ukrayna’nın Avrupa ülkelerine giden gazdan kendisine çekmemesi gerekiyor ama daha şimdiden İtalya, Rusya’dan gelen gazın yüzde 24 azaldığını açıkladı. Fransa’da yüzde 30, Polonya’da yüzde 14, Macaristan’da düşüş yüzde 40 oldu... Bir tek Çek Cumhuriyeti, "Bizi etkileyen bir durum yok" açıklaması yaptı. Avusturya, Slovakya, Hırvatistan düne kadar aldıkları gazın yüzde 30 azaldığını bildirdiler.

Yetkililerimiz Rusya-Ukrayna ihtilafının Türkiye’yi etkilemeyeceğinden emin görünüyorlar.

Biz Ukrayna gibi indirimli fiyatla gaz alıyor değiliz. Fiyat gizli tutulsa bile bin metreküp gaza 190 ABD Doları civarında para ödediğimiz söyleniyor.

İhtiyacımız olan doğal gazın üçte ikisini Rusya’dan temin ediyoruz. Gerçi Türkiye’nin İran, Cezayir ve Nijerya ile de bağlantıları var ama Rus doğal gazına büyük çapta bağımlı hale geldiğimiz bir gerçek.

Ukrayna önümüzdeki 25 Mart günü parlamento seçimi yapacak. Rusya’yı yönetenler Ukrayna halkına, "Eğer Viktor Yuşçenko’yu desteklerseniz soğukta donarsınız" mesajını vermek ve doğal gazı siyasi bir araç olarak kullanmak için bu ihtilafı çıkardılarsa, şaşmamak gerek.

Enerji başta olmak üzere başka -özellikle güçlü- bir ülkeye bağımlı olmanın bedeli maalesef çoğu kez iç politikada ödeniyor.

Hafızasını kaybetmemiş olanlar Deniz Baykal’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olduğu 1979 Kasım’ında, benzin, mazot, fuel-oil, tüp gaz başta olmak üzere pek çok temel mal için kuyruklarda beklediğimizi ve o tarihte yapılan ara seçimi iktidardaki CHP’nin 5-0 kaybettiğini anımsarlar.
Yazarın Tüm Yazıları