Bir daha hamile kalırsam üç ay kimseye söylemem

Güncelleme Tarihi:

Bir daha hamile kalırsam üç ay kimseye söylemem
Oluşturulma Tarihi: Ekim 30, 2011 00:00

O her daim gündemde: Tiyatro oyunu, orada tacize uğradığı iddiası, bebeğini kaybetmesi ve sunduğu ‘İzdivaç’ isimli evlilik programı... Şimdiye kadar programında sekiz çifti evlendiren Hande Ataizi, bir yandan da kendi evliliğine hazırlanıyor

Haberin Devamı

TNT’de yayınlanan ‘İzdivaç’ın ikinci sezonu. Bu konseptte sizi ne çekti?
- İnsanlar beni ya oynadığım karakterlerle özdeşleştiriyor ya da televizyonda arkadaşlarımla bir yerlerden çıkarken görüyor. O anlarda ekrana snob biri gibi yansıyorum. Bu yüzden insanlarla iç içe olduğum bir iş istiyordum. Teklif gelince evlilik programlarını izledim ve bana entresan geldi.
Altın Portakal’lı bir oyuncunun evlilik programı sunması yine de garip değil mi?
- Oyuncu olarak malzemem insan. Altın Portakal’lı olduğum için insanlardan ve hayattan uzak kalmam gerekmiyor. Her gün bir sürü farklı insanla tanışıyor, onların hikayelerini dinliyorum. O yüzden programı sunmayı severek kabul ettim.
Diğer evlilik programlarından farkınız ne?
- Sunuş olarak herkesin tarzı farklı. Biz daha çok hikayeye önem veriyoruz. O kadar çok şiddete uğramış kadın geliyor ki... Önemli olan o kadına eş bulmaktan ziyade kendine güvenini sağlamak. Diğer yandan tabii ki biriyle evlenirse ben de mutlu oluyorum. Orada adeta bir kadın platformu kurduk.
Başkalarını evlendirirken şimdi siz de ekonomist Benjamin Harvey ile evleniyorsunuz...
- Ortak arkadaşlarımız sayesinde hiç beklemediğim bir anda tanıştık. Uzun zamandır da hayatıma kimse girmemişti. Organizasyon durumuna göre beş altı ay içinde evlenmiş olacağım.
Doğru insan olduğunu nasıl anladınız?
- Evin içine huzur ve düzen gelince bu değişim vücuduna ve beynine de iyi geliyor. Yaptığın herhangi bir iş sana mutluluk veriyorsa demek ki doğru bir şeyin içindesin.
Yakışıklılık yok mu bunların arasında?
- Fizik benim için hiç önemli olmadı. Ama Benjamin gayet yakışıklı. Öyle denk geldi!
Evlenme teklifini nasıl yaptı?
- Korsika’ya gitmiştik orada teklif edecekti ama denk getiremedik. Organize edilmiş şeyler pek ikimize göre değil galiba. İkimizin de keyifli olduğu bir akşam plansız gelişti.
Arada kültürel farklılıklar var mı?
- Benjamin Amerikalı olduğu halde çok kıskanç ve kuralları var. Giydiğim kıyafetler konusunda çok titiz. Mesela arkadaşlarımla sürekli dışarıya çıkmamı istemez. O anlamda Türk geleneklerine gönülden bağlı...
Yıllar önce Fethi Pekin ile evlendiniz ve 24 saat dolmadan da boşanma kararı aldınız. Bir günlük evlilikti sizinki. Benjamin Bey bu durumun kendi başına da gelebileceği konusunda korkuyor mu?
- Bunu ona sormak lazım! (Gülüyor). Beni tanıdığı için ve daha önce yaşanan durumun nedenlerini bildiği için öyle bir şey düşüneceğini zannetmiyorum.
Geçen sene müstakbel damattan hamile kaldınız. Düşük yaptıktan sonra ne hissettiniz?
- Belki gerikafalılık diyeceksin ama sonradan her şeyin sıralı olması daha güzel diye düşündüm. Biz birbirimizi sevdik. Önce evlenelim, sonra çocuk dünyaya gelsin. Sanki biraz yanlış zamanda olmuştu. Bir daha Allah kısmet ederse, çocuğum olmasını çok istiyorum.
Düşüğün sebebi neydi?
- Çoğu kadın bunu yaşıyor ama herkes göz önünde değil. Ben mutluluğumu herkesle paylaştım. En az üç ay geçince söylemek gerekiyormuş. Bir daha hamile kalırsam bir süre söylemem!

Haberin Devamı

DERNEK İÇİN TACİZE BİR KERE DAHA KATLANIRDIM

Haberin Devamı

Neden uzun süredir bir sinema filminde oynamıyorsunuz?
- Çok filmde olmak yerine sevdiğim işlerin içinde olayım istiyorum. Bana gelen projelerin çoğunda erkekler başroldeydi. Ama yakın zaman içinde kafamızda bir sinema projesi var. Geçen sene sinemanın yerine tiyatroyu koydum. Başarılı da oldum.
Evet ama o oyundan sonra Cihan Ünal ile ‘taciz’ polemiği yaşadınız. Bu olay tiyatroyla aranıza mesafe soktu mu?
- Hayır, ben zaten tiyatro eğitimi aldım. Tiyatro laf olsun diye yapılacak bir şey değil. Tam tersi bu zamana kadar neden tiyatro yapmadım diye kendime kızdım. Orada mutluyum hiçbir kuvvet bunu engelleyemez. Tiyatroya devam!
O süreç nasıl gelişti?
- Benim başıma gelen çok entresan bir durum değil. Her kadının başına gelebilir. Maalesef erkek toplumu olduğu için çok fazla insan sesini çıkarmak istemiyor. Üzülerek söylüyorum ama ben de sesimi çıkarmayı düşünmüyordum. Fakat karşı taraf provoke edince, işime laf gelince, izah etmek zorunda bırakıldım. Kanser hastalarına karşı duyarsız davranmışım ve o özel gösteriye bilinçli olarak gitmemişim havası yaratıldı. Kahroldum. Neden gitmediğime dair cevap verilmesi gerekiyordu. Ne yaşadıysam onları anlattım.
Peki sonradan açıkladığınıza pişman oldunuz mu?
- Kanser derneği adına o kadar üzüldüm ve kırıldım ki. O insanlar da çok üzüldü. Olayın böyle olacağını bilseydim o dernek için yemin ediyorum bir kere daha katlanırdım ve kanser hastaları için o sahneye çıkardım. Sonradan haberimiz oldu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!