Bir cemse dolusu tabut gelmez mi!

Güncelleme Tarihi:

Bir cemse dolusu tabut gelmez mi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 2004 18:02

Irak’tan gelen Amerikan Bayrağı’na sarılı tabut fotoğrafları Amerika’yı birbirine kattı. Bu vesileyle öğrendik ki, söz konusu tabut fotoğraflarını yayımlamak yasakmış ABD’de. Gerekçe: yastaki ailelerin mahremiyetine saygı göstermek. Yalan, tabii ki yalan! Maksat, gerçeği mümkün olduğunca halktan gizlemek ve infiali önlemek.

Haberin Devamı

Halbuki biz, Türk milleti, Türk Bayrağı’na sarılı tabutları, her gün gazetelerde çıkan boy boy fotoğrafları, ‘Şehit anasına böylesi yakışır’ diye gözyaşını yüreğine akıtan, başı dimdik o kadınları, acıdan ayakta duramayan, ama uzatılan mikrofonlara tereddütsüz ‘Vatan sağolsun!” diyen babaları unutmadık!

Biz, 30 bin can verdik, tek aykırı ses vermedik!

15 yıl toprağımızda PKK köpeğiyle savaştık, ayrılıkçıların ‘sözde’ legal partileri damarımıza basmak, bizi deli etmek için elinden geleni ardına komadı, ama tek bir şehit anası çıkıp da ‘Kahrolsun Kürtler!” demedi, en radikal milliyetçimiz bile PKK ile Kürt kökenli vatandaşlarımızı karıştırmadı, cenazeler “Türk - Kürt kardeştir, Apo kalleştir!” sloganlarıyla defnedildi...

Biz o bayrağa sarılı tabut fotoğraflarını iyi biliriz...

Haberin Devamı

Allah kimseye o acıyı yaşatmısan!

(Bu arada, böyle bir millete soykırımcı, ırkçı muamelesi yapanlar da Allah’ından bulsun!)

*

1983 yılının sonbaharıydı. Eylül ayı.

Kars’ın Allahüekber Dağları’nda bir ay süreyle ordugâha çıktık. Ardından dört gün süren atışlı tatbikat (askeri deyimle) icra edilecek.

Ben tabur S.1’i sıfatıyla personelden sorumluyum. Yani gerçek bir çatışmada, savaş halinde ölenler, yaralananlar, cenazeler benden sorulacak. Bu yüzden, tatbikatın gerçekçi olması için, şu kadar asker ölmüş, şu kadarı yaralanmış gibi işlem yapacağız. Tatbikat sırasında ‘ölen’ ve ‘yaralanan’ askerleri sedyeyle, ambülansla hastaneye sevk edeceğiz.

(Yazışmalarda ölü-yaralı rolü oynayan askerlerin gerçek isimlerini kullanmıyorduk herhalde, şimdi unuttum!)

Taburun her bölük başçavuşuna emir verdim: Bana ‘ölü rolü’ yapacak şu kadar, ‘yaralı rolü’ yapacak da şu kadar asker adı verin. Liste geldi, herkese şu gün şu saatte şurada olsun diye bildirdik... derken, bir asker geldi dayandı çadırımın kapısına. Postam haber verdi, gelsin dedim.

Bir şişman köylü çocuğu girdi içeri, kepini sağ eliyle göğsüne bastırmış, sol eli su içer gibi pantolonunun dikiş hizasında, esas duruşta.

- Bir mazuratım (!) vardır gomitanım!
- Öyle mi, nedir maruzatın?
- Beni öldürürmişsen, Mehmet çavuşum öyle dedi...
- Rol icabı, evet.
- Komitanın köyde ihtiyar anam vardır, hasta gız kardaşım vardır...
- Lan oğlum git başımdan!

Çavuşa söyledim, bu salağı listeden çıkarın diye, tatbikatın içene eder... herkese de anlattım ‘Yahu nelerle uğraşıyoruz!” diye, ancak, başvuruların arkası kesilmedi, asker homurdanmaya başladı. Bir küçük araştırma, öğrendim ki haber yayılmış, asker “Tatbikatte şu kadar asker ölecek, şu kadarı da yaralanacakmış” diye birbirine girmiş.

Haberin Devamı

Bizim ‘rol icabı’ yaralanmış gibi, ölmüş gibi muamele yapacağımız askerler söz konusu herhalde, konu yanlış anlaşılmış. Asker korkmuş, panik giderek yayılıyor.

Baktım olacak gibi değil, akşam içtimaında, bütün tabur toplanmış, bir aracın üzerine çıktım, başladım nutuk atmaya :

- Arkadaşlar, tatbikat gerçekçi olsun diye, sanki gerçek bir savaşmış gibi olsun diye, ölenler, yaralananlar varmış GİBİ yapacağız. Adı seçilenler artistlik yapacak, yani artist olacağınız artist. Korkacak bir şey yok!

Cahil çocuklar, daha iyi anlasınlar diye (onların diliyle) vurgulayayım dedim:

- Ama bazı onun bunun çocuğu, bu tatbikatte şu kadar asker ölecek, şu kadar adam yaralanacak diye söylenti çıkarmış. Vatan hainidir bunlar, vatan haini! Son 5 sene burada yapılan tatbikatte ölen filan olmadı, sadece 1 asker, o da araçtan düşerek yaralandı. Zaten komutanlarınız sizin bir tatbikatte ölmenize, yaralanmanıza göz yumar mı, arkadaşlar!

Ben mu minval üzerine atıp tutarken, tepenin arkasından bir uğultudur gelmeye başladı. Ses yükseldikçe, ben daha çok bağırıyorum. Derken tepenin arkasından bir cemse (kamyon) göründü.

Akşamın bu saati ne ola ki, diye ben de sustum, seyrediyorum artık. Cemse durdu, askerler kasaya tırmandılar, tenteyi bir açtılar ki...

Bir kamyon dolusu tabut!

*

Artık, tatbikat ‘gerçekten gerçekçi’ olsun diye mi, yoksa gerçekten ‘eğitim zaiyatı olur’ endişesiyle mi, nedense, birliğe şu kadar tabut gönderilmiş. Gönderilirmiş.

Aaah, ah, askerin bir kamyon dolusu tabutu gördükten sonraki halini, benim halimi, bir tabur askeri sakinleştirmek için döktüğü dilleri artık anlatmıyorum size.

*

Irak’taki savaş bir tatbikat değil. Orada vurulanlar, yaralananlar Mehmetçik değil. Evlat acısı çekenler Türk anası, Türk babası değil...

Amerikalı komutanların, Amerikan yönetiminin işi gerçekten çok zor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!