Bir bilim adamının soluk kesen yaşamı

PROF. Dr. Celâl Şengör Türkiye’nin yetiştirdiği uluslararası üne sahip bir bilim adamıdır.

Ama bugünkü iktidara karşı Cumhuriyet’i, Atatürk ilke ve devrimlerini savunduğu için AKP’yle arası hiç iyi değildir.
Bir ara Prof. Celâl Şengör üniversiteden bile atılmak istendi.
Yurtdışından çok sayıda ödül alan Prof. Şengör ünlü bir jeologdur.
Bir bilgi ve kültür küpüdür.
Evine kurduğu 20 bin kitaplık kütüphaneyi görünce hayretler içinde kalmıştım.
Aileden zengin olan Şengör o kütüphaneye bir servet yatırmış.
Arkadaşımız Sefa Kaplan, Celâl Şengör’le yıllarca çalışarak onun biyografisini yazdı.(*) 
Celâl Şengör’ün yaşamı da bilgisi ve kültürü kadar zengin ve baş döndürücü.
İnsan okurken soluksuz kalıyor.
Bu güzel ve sürükleyici kitaptan bazı küçük anekdotlar aktaralım.

* * *

Cumhuriyet yeni kurulmuş. Savaştan yeni çıkıldığı için yoksulluk ve açlık bütün ülkeyi kasıp kavuruyor.
Ama genç Cumhuriyet iddialı.
Hem yoksulluğu yenmek, hem de emperyalistlerin borç sarmalına düşmek istemiyor.
Bu bilinçle Cumhuriyet’i kuran kadro ile bir avuç okumuş insan bir şeyler yaratmak için çırpınıp duruyorlar.
Ülkede şeker yok. Atatürk, Kazım Taşkent’e şeker fabrikaları kurma görevi veriyor.
Kazım Taşkent kolları sıvayarak deli gibi çalışmaya başlıyor.
Bir gün Atatürk çalışmaları denetlerken Kazım Bey’e “Almanya’dan bu fabrikaların makinelerini nakledecek bir şirket lazım bize. Bunun için güvenilir bir adam bulmak gerek. Çünkü bu adama kredi verip zengin edeceğiz” diyor.
Kazım Taşkent, Celâl Şengör’ün dedesini buluyor.
Celâl Şengör açık yüreklilikle bu olayı şöyle özetliyor: “Atatürk’ün sayesinde bir gecede zengin olduk.”

* * *

Celâl Şengör jeolog olma öyküsünü de şöyle anlatıyor:
“Ben jeolojiyi küçük yaştan yani Jules Verne’nin ‘Arzın Merkezine Seyahat’ kitabını okuduğum günden itibaren sevmeye başladım. Hemen arkasından ‘Denizler Altında Yirmi Bin Fersah’ı okudum. Onu da okuduktan sonra kendi kendime, ‘Adam olmak demek, Jules Verne’in tarif ettiği gibi olmak demektir’ diye düşündüm. Bana jeolojiyi Jules Verne sevdirdi...”
Celâl Şengör’ü lisede okurken Hitler hayranı olarak görüyoruz. Lise sonda ise hızlı Hitlercilik sona eriyor.
Şengör bunu şöyle anlatıyor:
“Liseyi bitirene kadar Hitler sempatisi de bitti. Onun büyük bir zırvalık olduğunu gördüm çünkü...”
Celâl Şengör yeni jeolog olmuş ve Amerika’da kalmayarak Türkiye’ye dönmüş.  Jeolojiye deli gibi tutkun... İTÜ’de akademik çalışmalara başlıyor.
Bu arada meslek gereği mağaraları inceliyor.
Bir gün İstanbul’da bir arkadaşıyla Yarımburgaz Mağarası’na giriyor. Elinde sadece bir el feneri var.
Mağarada 10 dakika ilerledikten sonra birden el fenerinin pili bitiyor ve sönüyor. 
Mağaranın içinde yönlerini kaybediyorlar. Dışarı çıkmak için tam 12 saat dönüp duruyorlar.
Genç bilim adamı, kendisini dünya çapında bir uzman yapacak olan olağanüstü zekâsı sayesinde ölümden kurtuluyor.
 
* Bir Bilim Adamının Serüveni, Celâl Şengör Kitabı/ Nehir Söyleşi: Sefa Kaplan/Türkiye İş bankası Kültür Yayınları.
Yazarın Tüm Yazıları