Bir bilene tavuk soruları

SİZ de benim gibi, son yıllarda tavuk etinin tadının bozulduğunu düşünenlerden misiniz? Yani, ‘Nerede o eski köy tavukları’ diye hayıflanır mısınız?

Ama isterseniz önce, daha acil sorudan başlayalım.

Tavuk yiyelim mi, yemeyelim mi?

* * *

Dün Türkiye’nin önde gelen tavuk üreticilerinin temsilcileriyle sohbet ettim.

Tavuk üretimi yapan 17 büyük şirket bir araya gelip, ‘Sağlıklı Tavuk Bilgi Platformu’ adında bir birlik oluşturmuşlar.

Türkiye’de üretilen tavukların yüzde 80’i bu şirketlerden geliyor.

Size ‘tavuk ekonomisi’ üzerine birkaç rakam da vereyim.

Kanatlı etin üretimi yılda 1 milyon tonu bulmuş.

Türkiye’de 1990 yılında kişi başına tavuk tüketimi 3.83 kiloyken, 2004’te 13.27 kiloya yükselmiş.

Tabii bu, protein tüketiminde müthiş bir artış anlamına geliyor.

Bu da büyük tavuk üreticilerinin modern tekniklerle üretime başlamasının başarısı olarak görülebilir.

Kanatlı etin yıllık satışı 2 milyar dolar civarında.

Buna 600 milyon dolarlık yumurta pazarını da eklemek gerekiyor.

Sektörde 200 bin kişi direkt olarak çalışıyor.

Yem üreticileri, aileleri ve başka ilgili insanları da eklerseniz, sektördeki insan sayısı 2 milyona ulaşıyor.

* * *

Tavuk üreticileri, bu gürültü arasında gözden kaçan bazı bilgileri veriyorlar.

Türkiye’de bugüne kadar tavuk etinde tek kuş gribi vakasına rastlanmamış.

Oysa Uzakdoğu ülkelerinde kuş gribi vakaları hálá güncelliğini koruyor.

Mesela geçmiş yıllarda Tayland’da 2 bin ayrı yerde vaka tespit edilmiş.

O günden beri yapılan bütün çalışmalara rağmen, bugün vaka merkezi ancak 20’ye indirilebilmiş.

Yani 20 ayrı yerde hála kuş gribi vakası görülüyormuş. Gelelim asıl çarpıcı noktaya.

Tayland bugün Avrupa Birliği ülkelerine tavuk ihracına devam ediyor.

Ve tavuk Uzakdoğu mutfağının hálá en gözde yiyeceği.

* * *

Türkiye’deki tek vakayı günlerdir haber konusu yapmaya devam eden Avrupa’ya gelince.

Geçtiğimiz yıllarda üç Avrupa ülkesinde de kuş gribi vakaları tespit edilmiş.

Bu ülkeler Hollanda, Almanya ve İtalya.

Üstelik bu ülkelerde, kapalı yerde üretim yapan tesislerde kuş gribine rastlanmış.

Ama Avrupalı hálá tavuk eti tüketmeye devam ediyor.

* * *

Peki Türkiye’deki durum ne?

Kuş gribi vakasının tespit edilmesinin hemen ertesinde tüketim 90 puan düşüşle yüzde 10’lara inmiş.

Türkiye’de günde 2 milyon piliç kesiliyormuş.

Bunun yüzde 95’i buzhaneye girmiş.

Sonra yavaş yavaş yükselerek, bugün yüzde 60-65’lere ulaşmış.

Ama tüketim çiğ etten, pişmiş ürünlere kaymış.

* * *

Hangi önlemler alınmalı sorusuna gelince...

Tavuk üreticileri üç önlem sayıyor:

Bir: Devlet, kuşların gelip geçtiği sulak alanların çevresinde tavuk üretimini yasaklamalı.

İki: Pazarlarda canlı tavuk satımı engellenmeli.

Üç: Şehirler arasında canlı tavuk nakli de önlenmeli.

* * *

Gelelim benim fantezi soruma.

Tavukların tadı bozuldu mu?

Hayır bozulmamış; ama tadı değişmiş.

Çünkü bugün, eskisine göre daha az yağlı tavuk üretiliyormuş. Son yılların beslenme ve diyet alışkanlıkları nedeniyle insanlar daha az yağlı tavuklara yöneliyorlarmış.

Bir de Erman Toroğlu sorusu: Yani hormon meselesi.

‘Kesinlikle mümkün değil. Her şeyden önce tavuğa hormon vermek ekonomik bir şey değil. Ayrıca hormon ithalatı devletin gözetiminde. Buradan da çıkarılabilir.’

Sonuç:

Markalı tavukları rahatça yiyebilirsiniz...

Sohbetimiz biterken, platformun sözcüsü Zuhal Daştan, şunu söylüyor:

‘Siz cumartesi günkü yazınızda Balıkesir Vali Vekili’ni erken davrandığı için övdünüz. Doğru. Ama bu konuda övülmesi gereken bir de Tarım Bakanlığı’dır. Gerçekten çok hızlı ve doğru davrandı.’

* Sağlıklı Tavuk Bilgi Platformu için bilgi almak isterseniz Tel: (212) 559 76 59, Faks: (212) 560 66 11, internet adresi: www.sagliklitavuk.org
Yazarın Tüm Yazıları