Bir bedende 10 KADIN

Güncelleme Tarihi:

Bir bedende 10 KADIN
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 04, 2009 01:00

Hello dergisine konuşan Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’in eşi Meltem Ünal Erzen’in on parmağında on marifet var.

Haberin Devamı

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde yardımcı doçent, iletişim ve lobicilik üzerine dersler veriyor. YG-21 Bakırköy Kadın Meclisi Başkanı. Avrupa Birliği’nin düzenlediği birçok uluslararası seminere katılıyor, makaleler ve kitaplar yazıyor. Ve tabii tüm bunların yanında ailesine vakit ayırıyor, “Tek sıkıntım bir günün 24 saat olması. Bir gün içerisinde birkaç Meltem oluyorum” diyor.

Lobicilik ve siyasal iletişim konusunda uzmansınız. Siyasete girmek istemiyor musunuz peki?
- Çocukluğumdan beri çok ilgiliyim hatta hatırlıyorum da küçükken siyasete girmeyi düşündüğüm oluyordu. Çok naif duygulardı. Ama uzaktan davulun sesi hoş geliyormuş. İç yapısını gördükçe ne kadar karmaşık ve yıpratıcı olduğunu görüyorum. Karmaşık ortamlarda çözüm üretmeyi severim ama doğrusu yıpranmak fikri beni uzaklaştırıyor. Siyasilere bakıyorum da ne kadar yıpratıcı süreçlerden geçtiklerini yüzlerinden görebiliyorum. Belli de olmaz tabii, zaman ne gösterir bilemem.

Aynı zamanda YG-21 Bakırköy Kadın Meclis Başkanı’sınız...
- 8 Mart 2006’da Dünya Kadınlar Günü’nde kurduk. Bakırköy’de bulunan tüm sivil toplum örgütlerinden birer temsilci ve sivil katılımcı kadınlardan oluşuyor. Bakırköy Kadın Meclisi, kentte yaşayan kadınlarımızın sorunlarından, gereksinimlerinden ve beklentilerinden yola çıkarak, çözüm önerileri ve projeler üretilmesi, bu önerilerin ve projelerin gerçekleştirilmesine katılma, katkıda bulunma ve sorumluluk üstlenilmesi gibi çok yönlü ve geniş kapsamlı hedefleri bulunan bir platform.

Ateş Ünal Erzen ile evli olmak yaşamınıza ne gibi sorumlulukları getiriyor?
- Tek sıkıntım bir günün 24 saat olması. Çalışmadan geçirdiğim bir dakikam yok, çünkü ancak yetiştirebiliyorum. Bir de asistanlarımı bezdirecek kadar çok detaycı ve dikkatli biri olmam, enerjimi daha fazla harcamama neden oluyor. Dolayısıyla artı yükler, normalin üzerinde zamanımı alıyor. Bir gün içerisinde birkaç
Meltem oluyorum. Adeta bir kadının bedeninde 10 kadını taşıyorum.

Seçimlerde eşiniz ile birlikte çalıştınız mı?
- Elbette çalıştım. Bundan önceki seçimlerde yurtdışındaydım, maalesef o zaman yardımım olmamıştı. Ama bu seçimlerde 24 saat çalıştım diyebilirim.

Ona ne gibi önerilerde bulunuyorsunuz peki?
- Benim uzmanlık alanlarım Ateş’in konusuyla o kadar alakalı ki... Dünyadaki bilimsel gelişmeleri aktarıyorum, yazdığım makaleleri okuyor. Tabii bunlar kendisine fikir veriyor. Özellikle siyasal iletişim konusunda fikir alışverişinde bulunuyoruz.

Sizi hangi duygular bir araya getirdi?
- İkimizin de en belirgin özelliği eve ve çocuklarımıza olan düşkünlüğümüz. Ben her şeyden önce anneyim. Ateş de her şeyden önce baba. Evde zaman geçirmeyi, çocuklarımızla olmayı hiçbir şeye değişmeyiz. Bizim hayatta en önemsediğimiz şey çocuklarımızın mutlu olmaları. Ateş’le meşhur akşam sohbetlerimiz vardır. Bu sohbetlere uyku saatine kadar Emir de katılır. Erin daha 20 aylık olduğu için daha erken uyuyor ama o uyuyana kadar da hep birlikteyizdir. Bolca konuşuruz her konudan, ama ille de siyasetten. E tabii Ateş pratikte, ben teoride siyasetle ilgilenince, bir de aynı fikirlere sahip olunca bu kaçınılmazdı. İlginçtir yazın konularımız değişiyor. Yazlığa gittiğimizde ilk insanların yaşantıları, antropoloji, uzay filan konuşuyoruz; orada siyaset yok.

Siz heykeltraşsınız bir yandan da
- Son zamanlarda heykel yapmaya fırsatım olmuyor ama heykel sergileri ve müzelere gitmek beni çok keyiflendiriyor. Hele müzelerdeki heykellere dokunmak, o heykelin damarlarından kan aktığını hissetmek bana büyük haz veriyor.

Haberin Devamı

TEMBELLİĞE TAHAMMÜLÜM YOK

Mutlu musunuz?
- Mutluyum. Bunun için sahip olduğum çok şey var. Çocuklarım, eşim, işlerim, huzurlu evim... Kendilerini mutsuz eden insanları anlayamıyorum, onlar hep bir beklenti içinde oluyorlar. Eğer sağlıkla ilgili değilse insan hayatta mutsuzluğu kendinden uzaklaştırabilir. Önemli olan sahip olduğunuz derde yüksek moralle çözüm üretebilmek.

Sakin biri misiniz peki?
- Evet genelde sakinim. Kardeşim Manolya bana ‘huzur veren gazete’ der, hani bir zamanlar öyle bir reklam vardı. Terazi kadınıyım, ne derler bilirsiniz Terazi kadını için ‘kadife eldiven içindeki demir yumruk!’ Benim de köpürdüğüm oluyor tabii. En çok da aptallıklara köpürüyorum. Bir de yanlış anlaşıldığım zaman belli etmesem de üzülüyorum. Çok sinirlendiğim bir şey de insanların tembelliği, hele işe gittiklerinde çalışmayanlar, aldıkları maaşı hak etmeyenler beni çileden çıkarıyor.     

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!