Bir askerin sesine kulak verin

Merhaba Güzin abla...

Sadece televizyonda çıkan şehit haberleriyle hatırlanan biz askerlerin de sorunları var ablacığım: Anlaşılmamak! 26 yaşındayım. Şu an vatani görevimi yapıyorum ve 1,5 ayım kaldı. 13 aydır hemen hemen her yazını okudum; kimine katıldım, kimini benimsemedim ama hayat görüşüme katkın çok oldu. Yazılarını okurken, biraz da olsa kendimizi sivil gibi hissediyoruz. Tartışıyoruz, yorumlar yapıyoruz; hayatı ve insanları daha iyi anlıyoruz.

Geçenlerde bir yazında askerdeki sevgilisinden ayrılan bir genç hanıma tavsiyede bulunuyordun. Fikirlerine pek katılmadım. Ben de 5 ay önce nişanlımdan ayrıldım. Çok seviyorduk birbirimizi veya ben öyle sanmışım. Ve askerlik sırasında ayrılan o kadar çok çift var ki, bunu sivil hayattakiler fark etmiyor bile... Ama burada tüm erkekler bir arada olduğu için daha net görebiliyoruz. Aslında sorunun temeli hep aynı: Asker yolu beklemenin gurur vermesi lazımken, genç hanımlar ilgisizliğe, hasrete, aradaki mesafeye yenik düşüyorlar.

Askerdeki erkek kıskanç olur; bunun güvenle de pek alakası yok bence. Sevdiğini koruyamamak, yanında olamamak, onun beklentilerine cevap verememek, kendimizi aciz gibi hissetmek, bizim için çok acı... Tamam bizim korumamıza ihtiyaçları olmayabilir ama bu da erkeğin egosu işte!

Sevdiklerinden uzak olmak, sabahın çok erken saatinde kalkmak, her dakika nizami olmak, hep emir altında olmak, yanlış yapma lüksünün olmaması, dilediğince değil verilen emirlerce yaşamak ve bunun 15 ay sürmesi... Bunlar hanımların anlayamayacağı şeyler.

Onlara göre de asker yolu bekleyen, sevgiye ve ilgiye ihtiyaç duyan, anlayışlı olunması gereken bir dönemdeler. Sadece bir gün asker olsalar, bizi belki anlarlar. Sonra aldatmalar başlıyor tabii... Sebep; biz çok değişiyormuşuz askerde, eskisi gibi sevgi dolu ve anlayışlı olamıyormuşuz. Bence anlayamadıkları, duygusallığa yer olmayan, yüreklerin nasır bağladığı bu yerde, bizi tek ısıtan sevdiklerimizin sevgisi... Bu vatanı bu kadar istekli korumamızın sebebi de bu topraklarda yaşayan sevdiklerimiz. Biz 15 ayımızı feda ediyoruz, tüm hayatını adayacağı biri için onlar neden 15 ay sabredemiyorlar?

Ablacığım inşallah bu yazı gazetede yayınlanır da asker yolu bekleyen hanımlar biraz daha anlayışlı olur. Sevgi emek istiyorsa gerçekten, o emeğin sarfedileceği en önemli süreç de bu belki. Gerçekten hak edip, kıymet bilenin olsun sevgi. Asker vurulunca değil unutulunca ölürmüş. Mutlu yarınlar.


RUMUZ: HER ŞEY VATAN İÇİN

Doğrusu oğlum, askerlik görevini yapmakta olan gençlerin durumunu o kadar güzel anlatmış, onların duygularına öylesine tercüman olmuşsun ki, bu gerçekleri tüm genç kızlar da okuyup öğrenmeli... Bana "Sevdiğim askerde, ya beni terk ederse" diye yanıp yakınacaklarına, bu gerçekleri görsünler, yeterli...

Evlendiğimde ne yapacağımı bilemiyorum

Bir-iki hafta sonra evlenecek bir gencim. O kadar büyük bir heyecan içindeyim ki, hiç sorma... Daha önce hiç kimse ile beraberliğim olmamıştı. Ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilmiyorum. Çok büyük stres içindeyim. Lütfen bana yardımcı olabilir misin? Bunu senden başka kime anlatacağımı bilemiyorum. Ocağına düştüm abla. 

RUMUZ: BALIK

Sevgili oğlum, bu durumdaki tek genç sen değilsin, hiç endişe etme. Hatta bugün birçok delikanlı ve genç kız, "Daha önce hiç kimseyle ilişkimiz olmayıp, ilk olarak evleneceğimiz insanla beraberliği yaşamayı istiyoruz" diyorlar. Giderek böyle bir eğilim başladı gençler arasında.

Bu durumda, karşındaki genç kızın da büyük ihtimalle ilk kez yaşayacağı bu cinsel deneyimi kutsal bir törene çevirmek elinizde. Yeter ki birbirinize karşı samimi ve doğal olabilin. Tabii evlenmeden önce, ikiniz birlikte cinsellik konusunda ciddi ve tıbbi kitaplar okuyabilir, o gece de birbirinize şefkatle, sevgiyle ve doğanın size sunduğu dürtüyle yaklaşabilirsiniz.

Ev kadınlığı kölelik mi

Güzin abla, bu mektubu size yazmamak için önce çok direndim ama dayanamadım; yazıyorum. Geçen gün bir genç kızın mektubuna karşılık olarak "Evde kalıp, çocuk doğurup, köle mi olacaksın" demişsiniz. Ben de ev kadını olanlar köle mi oluyor diye düşündüm. Yazılarınızı hep takip ediyor ve genellikle çok beğeniyorum. Ama o günkü yazınızda böyle bir ifade kullanmanız beni çok kırdı. Benim gibi tüm ev kadınlarının da kırıldığına eminim.

RUMUZ: BEREM

Sevgili kızım, sözlerimi yanlış anlamış olmalısın. Sevdiği gencin ailesinin baskısından, kapanmasını ve eğitimini bırakmasını istediğinden yakınan o genç hanıma yazdıklarıma gel birlikte bir göz atalım: "... bu kadar olumsuzluk bir arada, ama sen yine de tutturmuş, ondan başkası olmaz diyebiliyorsun. Sanırım sen daha açık ve gerçekçi bir aile ortamında yetişmişsin. Senin eğitim almanı, kendi ayaklarının üzerinde durup, meslek edinmeni, para kazanmanı isteyen bir ailen olmalı. Onlar ise seni eve kapatıp, bol bol çocuk dünyaya getiren, kişiliksiz, söz hakkı olmayan bir köle gibi görmek istiyorlar. Buna ne sevgi dayanır, ne de aşk... Bu genç adam, bir yandan seni ailenden koparmak istiyor, kendi ailesinin ise sözünden çıkmıyor" demişim. Bunun neresinde ev kadınlığının kölelik olduğunu söylemişim!

Doğrusu bu "yağmur yağdı; vay sen bana ördek dedin" alınganlığından başka bir şey değil! Burada, okumak isteyen kızın eğitimine engel olan, ailesinden de koparmak isteyen, aşırı tutucu bir zihniyete karşı tepki göstermişim. El insaf!
Yazarın Tüm Yazıları