Bir aldatmanın tarihi

HALA Kuzey Irak’tan geliyorlar.Türkiye Kuzey Irak’a elektrik satıyor, özel bir firma aracılığıyla.

Hala Kuzey Irak’tan geliyorlar.

Türkiye Kuzey Irak’ın kalkınması için elinden geleni yapıyor.

Hala Kuzey Irak’tan geliyorlar.

Türkiye Kuzey Irak’a önemli ölçüde mal satıyor.

Hala Kuzey Irak’tan geliyorlar.

Barzani onların eli, kolu, her türlü destekçisi.

Hala Kuzey Irak’tan geliyorlar.

Türkiye Kuzey Irak’a, sayısını artık unuttuğumuz hava ve kara operasyonları yapıyor. Her seferinde, kampları vurduk, kamplar yerle bir, açıklamaları.

Ticarete, alış verişe, komşuluk desteğine, dış yatırımlara itirazım yok. Ama, PKK’lılar hálá Kuzey Irak’tan geliyor.

İSTEDİĞİMİZİ ALDIK

5 Kasım 2007. Bir yıl önce Türkiye o güne kilitleniyor. Tayyip Erdoğan-Bush görüşmesi. Görüşme sonrasında zafer şarkıları bize ait. Çünkü:

a) Bush basının önünde, "terörist örgüt PKK, Türkiye’nin ve Amerika’nın düşmanıdır" diyor. Hepimiz yerimizden fırlıyoruz, yaşasın nidaları arasında. Tamam, bu iş buraya kadar, diyoruz.

Ama, hala Kuzey Irak’tan geliyorlar.

b) Görüşme sonrasında Tayyip Erdoğan yüreklerimize su serpiyor. Büyük lider olduğunu hepimize gösteriyor:

"Hamdolsun istediğimizi aldık. Amerika, PKK’nın bölgeden sökülüp atılmasında süratle somut adım atacak ve Türkiye’nin alacağı önlemlere destek olacak. Bush ile görüşmede bunun işaretlerini aldım".

Aradan bir yıl geçiyor. Ama, hálá Kuzey Irak’tan geliyorlar.

5 Kasım sonrasında manşetlerde başarı sarhoşluğu, yorumlarda Erdoğan’a taç giydirme törenleri.

ŞAM’A SESLENİŞ

1999’da dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Suriye sınırına gidiyor. Yıllardır Apo’yu besleyen Şam’a sesleniyor:

"Sen teröre destek veriyorsun. Türkiye’nin sabrı taşmıştır, desteğin sonunu getirmek için Türkiye kararlıdır".

İki gün içinde, Şam Apo’yu derdest edip, sınır dışına atıyor. Rusya, İtalya, Yunanistan, Kenya diye dolaşırken yakalanıyor.

Şimdi, Kuzey Irak sınırına gidip, benzer söylemde bulunmak mümkün değil mi? Bush, "PKK bizim de düşmanımız" demiyor mu? Hatta, belli bir süre istihbarat paylaşımında yardımcı olmuyor mu?

"Hamdolsun istediğimizi aldık".

Ama, hala Kuzey Irak’tan geliyorlar.

Bir aldatmanın tarihi. Faturası her gün kabarıyor.

Bir yanılmanın itirafı

AVRUPA’nın çeşitli merkezleri. Pek çok yabancı büyükelçi, şu ya da bu nedenle bir araya geliyor. Dünyanın halini tartışıyor.

Dünyanın halini tartışırken, genelde küresel kriz, özelde Türkiye ve terör ve AKP iktidarı. İster istemez, terör üzerinden Türkiye ön planda. Türkiye’deki terör ilk kez bu ölçüde tepki topluyor. Teröre arka çıkanlar dahil.

Her sohbette söz dönüp dolaşıp, Tayyip Erdoğan’a geliyor. Kaç yıldır, kayıtsız şartsız, onu destekleyenler, şimdi hizaya geliyor.

Pek çok ülkenin büyükelçisi en çok iki konuyu sorguluyor. Yolsuzluklar ve Erdoğan’daki demokrasi anlayışının kıtlığı. Zaman zaman da, laiklik.

Büyükelçilerin sorgulaması, ait oldukları ülkelerde beliren soru işaretleri anlamında. Ve artık itiraf etmeye başlıyorlar:

"Biz Tayyip Erdoğan’da yanılmışız, biz onu yanlış tanıdık".

Size, daha çok bize geçmiş olsun.
Yazarın Tüm Yazıları