Bin yıl önce bin yıl sonra

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Lüksemburg Zirvesi'ne ne kadar kızsak Türk topraklarını denk edip Hindistan'a taşıyacak halimiz yok. Hem biz hem de Avrupa bu coğrafyada mülk sahibi olduğumuza göre, asırlık komşuluk bırakın siyasi krizleri savaşlara bile dayanır. Hatırlayın, bu topraklar ve sınır nelere tanıklık etmedi ki. Viyana kapısında akıncılar, Sevr dayatması, Lozan barışı...

Hepsi yaşandı, geçti, bitti.

Avrupa da yerinde kaldı, Türkler de...

Sevsek de, kızsak da, kopamadık.

***

Türkler miladi tarihin ikinci bin yılının hemen başında Avrupa'ya komşu oldu. Üçüncü bin yılın eşiğinde vaziyeti yine kuşbakışı özetlersek;

1) Dış ticaretinin yarısını Avrupa ile yapan,

2) 3 milyon vatandaşı Avrupa topraklarında yaşayan,

3) Avrupa'nın Güneydoğu kanadının güvenliğini sağlayan

Türkiye var karşımızda...

Avrupa ile ticaret yapmak yerine haraç toplamayı seçen, göçmen işçi değil fetih orduları yollayan, kılıcını ortak güvenlik için kullanmayı hiç düşünmeyen Osmanlı İmparatorluğu'ndan çok ama çok farklı bir Türkiye...

Avrupa bu değişimin gayet iyi farkındadır.

O yüzden Türkiye'nin Hıristiyan Kulubü'nün kapısında bekletilmesini sadece Osmanlı mirasıyla izaha çalışmak yaşadığımız ülkeyi Avrupalı'dan daha az tanımak anlamına gelir.

***

Yunan şımarıklığı, insan hakları, iç savaş koşulları... Hepsi gelip geçer.

Oysa Türkiye-Avrupa ilişkisi çok daha farklı açıdan ipotek altındadır.

Avrupa Türkiye'ye kapısını araladığı anda dev bir göç dalgasıyla yutulacağı korkusunu taşıyor.

Göçmen işçi sıfatıyla gidip Almanya'ya yerleşen milyonlarca Türk, siyasi nedenlerle Avrupa'ya kaçan binlerce mülteci bu korkuyu körüklüyor.

Üstelik bu kalıcı sorunun varlığı uzun yıllardır biliniyor.

Ama her nedense sahtekâr Türk politikacıları kamuoyunu tam tersi yönünde şekillendirdi. Hep son dakika mucizesine bel bağlandı.

Türk halkı Avrupa kadar yalancı siyasetçilere de kızmalıdır.

***

Lüksemburg Zirvesi'ni yok saymak mümkün değil.

Ama tarihteki yerini çok abartmamak gerek.

Türk dış politikası ‘‘Avrupa'ya ders vereceğiz’’ gerekçesiyle ABD eksenine oturtulmamalı. ‘‘Madem Avrupa olmadı, bari İslam dünyasının önderi olalım’’ hayaline kapılmamalı.

Yazarın Tüm Yazıları