Editör

Güncelleme Tarihi:

Editör
Oluşturulma Tarihi: Kasım 11, 2006 00:00

Koreli bilişim firmaları geliyor!..

Güney Koreli bilişim firmaları mobil çözümler, yazılım ve güvenlik alanları başta olmak üzere bilişim sektöründeki işbirliği fırsatlarını değerlendirmek amacıyla Türkiye’ye geliyor.

Türkiye-Kore Bilişim Forumu 2006, "Kore Bilgi ve İletişim Bakanlığı" sponsorluğu ile, Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ve "Kore Bilgi ve Telekomünikasyon Derneği" (KAIT) tarafından 22-23 Kasım tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek.

Güney Kore’den ülkemize gelecek bilişim firmaları, "Türkiye-Kore Bilişim Forumu 2006"da Türk firmaları ile yapacakları birebir görüşmelerde ortak yatırım ve işbirliği fırsatlarını değerlendirecek. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Kore İş Konseyi işbirliğiyle gerçekleşecek olan foruma, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Bilişim Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜBİSAD) ve Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) destekleyici kuruluşlar olarak katkıda bulunuyor.

Uzaktan algılama kursu

İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü ile İnşaat Fakültesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği, Uzaktan Algılama Ana Bilim Dalı ve Flemish Institute for Technological Research (VITO) birlikte düzenlediği Belgium Science Policy tarafından desteklenen Hiperspektral Uzaktan Algılama KursuĞ Hyperteach, 4-8 Aralık 2006 tarihleri arasında yapılacak.

Uzaktan algılama, yeryüzü kaynaklarının araştırılmasına yönelik olarak yapılan çalışmalarda bir çok bilim dalı için önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Özellikle yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri sunduğu olanaklarla uzaktan algılamanın kullanım alanlarını daha da arttırmıştır.

Uydu verileri ile yapılan çalışmalarda arazi çalışması önemli bir yer tutmaktadır. Bu kursun amacı, farklı disiplinlerden gelen araştırmacılara uygulamalı olarak hiperspektral uzaktan algılama eğitimi vermektir. Katılımcıların uzaktan algılama konusunda temel bilgilere sahip olması gerekmektedir.

Dersler Dr. Philippe Trefois, Luc Bertels ve Els Knaeps tarafından verilecek ve sunumlar ingilizce yapılacaktır. 6 Aralık 2006 tarihinde tematik alanlara genel giriş ve arazi çalışmaları yapılacaktır. 7-8 Aralık 2006 tarihlerinde ise seçilecek bir tematik alanda arazi çalışması da yapılarak veri işleme anlatılacaktır. Kursun bu bölümünde katılımcılar, su, jeoloji veya biyoçeşitlilik alanlarından birisini seçecektir. Dersler İTÜ Maden Fakültesi’nde yapılacak, uygulamalar ise İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstütüsü, İTÜ İnşaat Fakültesi Uzaktan Algılama laboratuarlarında gerçekleştirilecek.

"Bilim Merkezi Hafta Sonu Atölyeleri" başlıyor!

Türkiye Bilim Merkezleri Vakfı'nın düzenlediği hafta sonu atölyeleri Kasım ayında başlıyor. Bilim ve sanat alanlarında gerçekleştirilecek olan atölyeler, yine 7-14 yaş grubu çocuklar için her hafta sonu bir gün 2 saat olmak üzere ayda toplam 8 saat olarak uygulanacak. Bu sezon yetişkinler için de 2 atölye düzenlenecek. Uçak Maketi ve Heykel Atölyelerinde çocuk gruplarının yanı sıra, yetişkin grupları da oluşturulacak.

Bilim & Elektronik Atölyesi: 7-14 yaş grubu çocuklar bilimin temel kavramlarını fizik, kimya ve biyoloji deneyleriyle tanıyacak ve basit elektronik devreler yapmayı öğrenecekler.

Heykel Atölyesi: Çocuklar ve yetişkinler için farklı gruplarda gerçekleşecek olan atölyede,kilden heykel yapımının genel yöntemleri ve incelikleri verilecek.

Uçak Maketi Atölyesi: Hem çocuklar hem de yetişkinler için yapılacak olan atölyemizde, katılımcılarımız farklı boyut ve şekillerde kendi uçaklarını yapacak ve uçurmanın keyfine varacaklar.

Robot Atölyesi: 7-14 yaş arası çocuklar robot atölyesinde birbirinden farklı özellikleri olan, kimi ışığa kimi engellere duyarlı robotlar yapacaklar.

*Talep halinde drama, film-fotoğrafçılık, bilgisayar ve arkeoloji atölyeleri de açılabilecektir.

Şişli Belediyesi Bilim Merkezi Öğretmen Haşim Çeken Caddesi Fulya- İstanbul, 0 212 266 00 46

Bilgi için: "http://www.bilimmerkezi.org.tr" www.bilimmerkezi.org.tr, info@bilimmerkezi.org.tr

İşbirliği ve yardımlaşma

Canlılar dünyası çok ilginç özelliklerle dolu. Hayvan davranışları uzmanları sayesinde, hayvanların davranışlarının anlamlarını bilebiliyoruz, onları daha yakından tanıyabiliyoruz. Son yıllarda, insanların dünyasına paralel seyreden bu dünyada çok çarpıcı bulgular elde ediliyor. Onlarda zekanın izlerini değil bizzat varlığını, duyguların karmaşıklığını ve yoğunluğunu, korkuyu, acıyı hatta sevinci bile görebiliyoruz.

İnsanoğlu bütün bunların genellikle farkında olmadı, çünkü onları "hayvan" diye dışladı ve aşağıladı; onlarda "insani özellikler" olabileceğini bilemedi veya bilmek istemedi..

Neden? Birinci masum neden bilgisizlik ve bilinçsizlik ise, ikinci kötü niyetli neden, onlara karşı ahlaki bir sorumluluk duyma yükümlülüğünden kurtulmaktı. Bu "ahlaki arınma!", insanların hayvanlara karşı istedikleri gibi davranma özgürlüğü için şarttı!

Şimdi bile, çok yaygın olarak, hayvanlarda insani özellikler olabileceğine yönelik bulguları kabul etmeyen ve bu bulguları etologların kendi yaptıkları işleri önemsetme çabasının ürünü olarak gören "sapına kadar insan"lar var, bilim dünyasında!

Fakat, bu tutumun ve düşüncenin kökleri iyice zayıflamakta..

Giderek belirginleşen yeni durum: Hayvanlara karşı, insanoğlunun ahlaki yeni bir duruşunu zorunlu kılmaya doğru gidiyoruz. Zaten bunun yer yer manifestoları hazırlanıyor..

* * *

Fakat, hayvan davranışları araştırmalarından çıkan en çarpıcı sonuçlardan biri şu olsa gerek: İyilik, özveri, yardımlaşma, hayvanların doğasında var. Hatta etologlar, bu canlılarda ahlakın izleri olarak tanımlanabilecek davranışlara bile işaret ediyor.

Zaten iyilik ve özveri gibi nitelikler, ahlakın altyapı elemanları değil mi? Bu açıdan, ahlakın insandan önce canlılar dünyasında varolduğunu öğrenmek de, herhalde bizim "değerimizi" biraz düşürecek!

Neden iyilik ve özveri var? Bunun evrimsel anlamı, canlılar arasında işbirliğinin olması veya gerekmesi!

Peki neden hayvanlar arasında işbirliği var ve gerekli? Bunun da nedeni, hayatta kalma çabası ve mücadelesi.

Evrimsel gelişim veya evrimin yönü, esas olarak canlıları hayatta tutmaya doğrudur. Onları yok etmeye değil. Bütün canlılar varlıklarını sürdürmenin gerekli bütün cihazlarıyla donatılmıştır, üreme, korunma, yeme, içme vb.

Ama, biyolojik olarak her canlı bireyde bu "cihazların varolması" yetmiyor.

Bunun ötesinde, "canlılar arasında dayanışma ve işbirliği" de, hayatta kalmanın diğer en büyük "cihazı" olarak varlığını sürdürüyor..

Şimdi düşünün bakalım, insanı ve hayvanı, yeniden...

Gelecek cumartesiye kadar sevgi ve dostlukla...

Editör
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!