Bilge Köyü’ne tayfsal olarak bakarsak...

Aileden Sorumlu Bakanımız, Mardin’in Bilge Köyü’nde yaşanan facianın tekrarlanmaması için, olaya "bilimsel" yaklaşmak gerektiğini söylemiş.

Ben bi bilimsel yaklaşayım...

*

TÜBİTAK Bilgi Teknolojileri ve Elektronik Araştırma Enstitüsü, İngiltere’deki Surrey Üniversitesi’nin Satellite Technology Enstitüsü’yle işbirliği yaparak, ODTÜ’deki TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü’nde, tamamen Türk mühendislerin tasarımıyla, Rasat isimli uydumuzun üretimine başladı. Tayfsal, pankromatik ve radyometrik çözünürlükle, stereoskopik görme yeteneği olan, pushbroom optik görüntüleyiciye sahip uydumuz, 700 kilometre yükseklikte, uzayda, dünyanın yörüngesine oturarak, güneşe eşzamanlı dairesel yol izleyip, üç boyutlu simülasyonlar yapacak... 1 bölü 25 bin ölçekli haritaların oluşturulması için görüntü toplayacak olan uydumuza, sistem yöneticisi olarak monte edilen, spacewire veriyolu kullanabilen uçuş bilgisayarının adı ne?

*

Bilge.

*

Hem vallahi, hem billahi.

*

Yani...

On bin yıldır Mardin’de duran Bilge Köyü’nü görmek için ne yapıyormuşuz?

*

Tayfsal, pankromatik filan.

Spacewire aynı zamanda.

*

700 kilometre uzaydan.

*

Fikir kabızları zorlanır ama, Türkiye’de köşe yazmak için o kadar ıkınmaya gerek yoktur... Çünkü, gelişmiş ülkelerin "hayat" adını verdiği kavram, bizim ülkemizde, Aziz Nesin öykülerinden, Levent Kırca parodilerinden ibarettir...

Ve, sizin mizah dergisi sandığınız, Leman’ın Penguen’in size anlatmaya çalıştığı aslında budur.

*

Bazen de...

Kaderin kozmik cilvesidir.

*

Koltuğa oturduğu gün, tarihin en büyük aile faciasının yaşandığı ülkemin, "Bakan olduğumu televizyondan öğrendim" diyen Aileden Sorumlu Bakanı, taaa 17 sene önce kendi çocuğuna ne isim koymuş biliyor musunuz? Bilge.
Yazarın Tüm Yazıları