Bilekten Yüreğe Göç
Güncelleme Tarihi:
İlk göç anlaşmasının imzalandığı Almanya'nın eski başkenti Bonn'da göç tarihinin yarım asrı aşması dolayısıyla, Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı ile Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) işbirliği ile düzenlen “Bilekten Yüreğe Göç” adlı projenin galası yapıldı.
Etkinliğe Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Avrupa Parlamentosu Eski Milletvekili Ozan Ceyhun, Yunanistan Milletvekili Ahmet Hacıosman, UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, Eskişehir Osmangazi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen, Vali Yardımcısı Günhan Yaza
Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna konuşmasında “Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı olarak bütün etkinliklerimizin alanı Türk coğrafyası olmuştur. Ancak bütün bunları yaparken hiçbir zaman ihmal etmemeye çalışıyoruz. Atalarımız her ne kadar Orta Asya’yı Doğu’yu ve Orta Doğu’yu ata toprağı kabul etmiş olsalar da biz son yarım asırdır bizim için Avrupa ülkeleri bir vatan bir yurt haline gelmiştir” dedi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ise konuşmasında, “Avrupa'nın ciddi bir sınavı var, bu sınavın adı çok kültürlülük sınavıdır. Bu sınavın adı çok dillilik, çok dilliliğe dair komplekslerden arınabilecek mi? onun sınavıdır. Bu sınavdan Avrupa'nın başarıyla çıkmasının adresi de sizlersiniz, buna yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu.
Avrupa Parlamentosu Eski Milletvekili Ozan Ceyhun, “Avrupa Birliği’nde geleceği için de benim iyi fikirlerim var diyen, Avrupa Birliği’nin enerji sorununu çözmek istiyorum diyen, Mısır’daki darbeye ve Suriye’deki Esad zulmüne karşı, Ukrayna’daki Avrupa Birliği hatalarına karşı alternatifler üreten milletvekillerine, politikacılarına ihtiyacımız var. Onlar sizsiniz zaten, siz olacaksınız” diye belirtti.
UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik ise konuşmasında şunları söyledi: “Bundan böyle Türkiye’mizin yanındayız, ama biz buralıyız. Buralı olduğumuza inanıyoruz, burada kalıcı olduğumuza inanıyoruz. Almanya ve Avrupa'nın demokratik yapısı da bunu gösteriyor, hepimiz biliyoruz ki Almanya'da doğan her 10 çocuktan 7-8 tanesi yabancı kökenli olarak dünyaya geliyor. Bunların yarısı da Türk kökenli. Bundan dolayı Almanya göçmen toplumuna farklı bakmak durumunda. Bunun işaretlerini de görüyoruz.”