Beydağları’nda Zeus’un hışmından nasıl kurtuldum?

Güncelleme Tarihi:

Beydağları’nda Zeus’un hışmından nasıl kurtuldum
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 27, 2017 11:00

Denizden bakınca Tahtalı Dağı’nin zirvesi hayli çekici görünüyordu. Likya Yolu’nu da kapsayan zirveye çıkmayı istiyordum ama koşacağım hiç aklıma gelmezdi. Tam 27 kilometre... Yukarılara çıktıkça hava sıcaklığı 24’ten 4 dereceye düştü. Yağmur damlaları fındık büyüklüğünde doluya döndü. Çakan şimşeklerin etkisinden hemzemin oldum. Hiporeterminin eşiğinden döndüm. “Tamam” dedim, ”Zeus bu, çok kızdı...” Neyse ki tek parça yarışı bitirdim. Nasıl mı? Buyurunuz...

Haberin Devamı

Bugüne kadar yüzerek ve koşarak pek çok maraton yarışına katıldım. Ancak bu seferki farklı oldu. Zaten organizasyonun iddiasına göre, Türkiye’nin en zor ‘skyrunning’i... (Gökyüzü koşusu). Dünya da bu koşu türünün bir de seri yarışları varmış, olmaz olsun...
Diğerleri gibi olacak sandım ama olmadı. Şimdi film başa saralım...

Çıralı, Olimpos Türkiye’de en çok sevdiğim yerlerden biri. Burada yapılacak bir organizasyon tabi ki hemen ilgimi çekti. Bahanem olur, “gider bir güzel denize de girerim” diye düşündüm. Yarışta 5 farklı mesafe vardı. 10 az, 85 de çok gelir diye 27 kilometrede karar kaldı. Adımı ‘Mammut Tahtalı Run To Sky’ yarışına 99. olarak yazdırdım.

Aslında ben bir maratoncu, profesyonel bir sporcu, hatta iyi bir koşucu bile değilim. Sadece geçmişte yaptığım sporlara güveniyor-d-um.
Herkesin denize girme hazırlığı yaptığı, sıcaklığın 24 derece olduğu bir günde, geçen hafta sonu erken saatlerde yarış başladı. Öyle bir start aldım ki, ilk birkaç yüz metre herkesi geçtim. Çıralı’da 3 km düz koştuk. Her şey ne güzeldi...

Kontrol noktası değil  ziyafet sofrası
Sonra hep çok merak ettiğim ama hiç görmediğim Yanartaş’a doğru tırmanmaya başladık. Nefesim giderek tükenmeye, gözüm kararmaya başladığında bir anda spor fotoğrafçısı Onur Çam’ı gördüm. Kendimi toparlayayım, ateşe ve Onur’a en yakın yerden depara kalktım. Ancak bu çok kısa sürdü. 50 metre sonra yine yürümeye başladım. Toplam 2 km tırmandıktan sonra, oturmaya karar verdim. Daha Beydağları’nın eteklerine bile ulaşamamıştım. “Tamam bu kadarmış” derken benimle aynı hissiyatta olan iki Ankaralı koşucu yanıma oturdu. Onlar da bitap düşmüşlerdi. Geri dönmeyi düşünürken birkaç dakika sonra birbirimizi gaza getirip tırmanmaya devam ettik.

5 km’nin sonunda hafif bir iniş karşımıza çıktı. Zaten bu tüm koşu boyunca ilk ve son gördüğüm iniş oldu. Bir süre rahat nefes aldım. İlk ‘check point’ 9. km’de idi. Güç bela kendimi bu kontrol noktasına attı. Adı kontrol ama benim için ziyafet sofrası... Çünkü azalan kalorinin tamamlanması için kekler, bisküviler, meyveler ve sıvı gıdalar vardı. Bir anda kan şekerim yükseldi, enerjim yerine geldi. Uzun süre buradan ayrılamadım. Bir kek daha, bir de gofret... Bunlarla ancak birkaç km idare edebildim. Sonra Bey Dağları’nın en güzel ancak bir o kadar da zor etapları başladı.

Haberin Devamı

Beydağları’nda Zeus’un hışmından nasıl kurtuldum

Haberin Devamı

Tahtalı Dağı’nda düzenlenen ve ilk iki yıl 46, ikinci yıl 170 dolayında kişinin katıldığı koşularda bu yıl 11 ülkeden 402 sporcu vardı.

Strava bile konuşmadı
Sedir ormanlarının arasında yokuş yukarı bırakın koşmayı yürümekte bile güçlük çekiyorduk. Batonlar olmasa kim bilir kaç defa yuvarlanmıştım. Hava mis gibiydi, temiz oksijen vardı ancak yetmiyordu.
2 bin metre irtifadan sonra artık orman da kalmadı. Kayaların arasında bulutların üzerinde koşmaya, yani tırmanmaya başladık bu sefer. Hissi güzel eziyeti çok. Uzun mesafe koşucuları zirveyi çoktan görüp geri dönüyorlardı. Birkaçına ne kadar kaldığını sordum, “Az kalmıştı, 1.5 km!” Ama her metre o kadar zor kat ediliyordu ki… Kullandığım aplikasyon Strava’daki kadın bile km’yi söylemez olmuştu artık. Sesine bu kadar hasret kalacağım hiç aklıma gelmezdi...

Donan ellere ‘amonyak’lı çözüm
Ormanda başlayan yağmur sıcaklığın iyice düşmesiyle doluya döndü. İlk anda hoşuma gitti bu adrenalin. Ancak bir süre sonra dolu hızlanınca can yakmaya başladı. Fındık büyüklüğünde kafama, elime, bacaklarıma çarpıyordu... Bu da yetmiyormuş gibi bir de şimşekler çakmaya başladı. Biri çok yakınımıza düştü. Görebildiğim 3-4 kişiyle birlikte birden kendimizi yerde bulduk. Sanki çarpsa eğilip saklanabilecekmişiz gibi...
Kazdağları için Zeus’un kışlığı, burası için de yazlığı deniliyor. Zeus kızmış olsa gerek, biraz hışmına uğradık. Bir süre sonra soğuktan artık elimi hissetmemeye başladım. Sonradan aklıma geldi batonları çok sıktığımdan kan dolaşımı azalmış, hissizlik artmıştı. Bir çare düşündüm! Ellerimi vücuduma soktum, ısım yeterli gelmedi. Dişlerim de birbirine vuruyordu. “Hiportermi başladı” diye düşünüyordum. Ellerimi ısıtmak için ‘amonyak’ çözümü aklıma geldi. Önümde arkamda kimseyi görmeyince bir an önce yaptım. Hayatımda ilk kez denedim, iyi geldi... O an ‘kokudur, pistir’ aklıma bile gelmedi...

Olimpos seni çağırıyor...
Sonra dağların arasından 2365 metredeki Tahtalı Teleferik’in binasını gördüm. İşte o son metreler hiç geçmek bilmedi. Bina bir göründü bir kayboldu. Son 1.5 km yaklaşık iki saatte tırmandım.

Haberin Devamı

7 saat sonunda finişe geldiğimde çoktan halılar toplanmış, finiş balonu söndürülmüştü... Havalı bir karşılama beklerken, ipi göğüsleyeceğimi düşünürken ortalıkta kimsenin olmadığın fark etmem fazla sürmedi. Çünkü normal bitiş süresini yarım saat geçirmiştim... Ancak sonuncu olmadım, teselli armağanı madalyamı da aldım.

Bir an önce bitsin istediğin, eziyet gibi gelen yarış sonu erdikten sonra çok mutlu oldum. Çünkü geriye baktığımda, Tanrılara ev sahipliği yapmış bu tepelere çıkmanın, dünyanın en iyi uzun yürüyüş yollarından biri Likya Yolu’nun en zor parkurundan geçmenin keyfini yaşıyordum... Belki bu kadar adrenalin yüklü olmsa da siz de bir parçasını deneyimleyebilirsiniz.
Tanrıların Dağı Olimpos sizi bekliyor...

Haberin Devamı

11 ülkeden koşucu geldi
Yarışlar bu yıl üçüncü kez yapıldı. İlk iki yıl 46, ikinci yıl 170 dolayında kişinin katıldığı koşularda bu yıl 11 ülkeden 402 sporcu vardı. Yarışmanın en zorlu parkuru Tahtalı Ultra Sky’ı başarıyla tamamlayan kadın ve erkek yarışmacılar, ödül olarak İsviçre’de düzenlenen Eiger Ultra Trail’e katılma hakkı kazandı. Koşuya dünyadaki en zor koşu organizasyonlarında başarılara imza atan Mammut sporcuları Csaba Nemeth ve Ildiko Welmesher de klasman dışı katıldı.

5 farklı yarış
Tahtalı Dağı’nın Kuzeydoğu bölgesinde bulunan Yaylakuzdere’de 1100 metre irtifadan başlayarak dağın zirvesinde sona eren 6 km’lik Tahtalı VK yarışını erkeklerde Kerem Topuz, kadınlarda ise Mammut Türkiye Team’in içinde yer alan İsmet İnan kazandı. Tahtalı Run to Sky yarışını erkeklerde birinciliği Derya Duman, kadınlarda ise İsmet İnan aldı. 85 km’lik parkuruyla katılımcılara zorlu bir macera sunan ve bu yıl ilk kez koşulan Tahtalı Ultra Sky yarışını ise birincileri erkeklerde Csaba Nemeth, kadınlarda ise Ildiko Wermescher oldu. 55 km’lik Tahtalı Berg Sky’da ise birinci Fırat Kara, kadınlarda Svetlana Shepeliova oldu. En son ve en büyük katılımla gerçekleştirilen doğa ile tarihin iç içe geçtiği bir yol koşusu olan 10 km’lik Chimera Run etabında ise Hülya Kıvrak kadınlar birincisi, Mehmet Ali Güven ise erkekler birincisi oldu.

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!