Berlin’de gündem Türkiye, Türkler ve ırkçılık

Önceki gün Alman Türk Ticaret ve Sanayi Odası toplantısına katılan Merkel, “sıcak” mesajlar verip ilişkileri tırmandırmadı.
Türk Alman Sağlık Vakfı, Türk Alman Cemiyeti ve Allianz Kültür Vakfı’nın ortaklaşa düzenlediği törenle “Genç Ödül”ü verildi. “Genç Ödül”ü bu yıl NSU adlı ırkçı terör örgütünün katlettiği 8’i Türk, biri Yunanlı ve biri de Alman kadın polis olan toplam 10 kurbanın yakınları adına Tülin Özüdoğru (babası Abdurrahim Özüdoğru, 13 Haziran 2001’de öldürüldü) ile bu cinayetleri araştıran Federal Alman Meclisi Araştırma Komisyonu’nu temsilen Başkan, SPD milletvekili Sebastian Edathy’e verildi.
Neden “Genç Ödülü”? Amasyalı Mevlude Genç’in Solingen’de 25 Mayıs 1993 tarihinde kundaklanan evinde, iki çocuğu ve üç yeğeni hayatlarını yitirmişti.
Ödülün veriliş amacı, ırkçılığa ayrımcılığa ve şiddete karşı bir duruş sergilemek.
Ödül, yabancı düşmanı saldırılara rağmen uzlaşma ve barış düşüncesini kaybetmeyen ve bunu toplumun en cephesinde savunmaktan vazgeçmeyenlere ve de barış içinde yaşam için büyük çaba sarf edenlere veriliyor.
Genç ailesinden Gülsün İnce (28), Hatice (19), Hülya (9) ve Saime Genç (5) ile Türkiye’den misafir gelen kuzenleri Gülistan Öztürk (12), 29 Mayıs 1993 günü ırkçıların kundakladığı evde yaşamlarını yitirmişti. Yangında ağır yaralanan Bekir Genç ise
22 kez ameliyat oldu.

DOSTLUĞUN SİMGESİ

Düsseldorf Yüksek Eyalet Mahkemesi, 1.5  yıl süren davada, dört kundakçıdan üçünü 10 yıl gençlik cezasına, diğerini de 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. Şu anda hepsi de hapishaneden çıkmış bulunuyor.
Yaşadıklarından sonra ağzından bir kez dahi Almanya ve Almanlara karşı kötü bir söz çıkmayan, barışın, dostluğun ve diyaloğun timsali Amasyalı Mevlüde Genç şunu da her defasında hatırlatıyor:
“İlk günkü yaşadığımız acı neyse bugün de aynı. Hiç değişiklik olmadı. Bu acı bizimle beraber mezara kadar gidecek.”
Almanya Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert’in himayesinde yapılan törende verilen ödüllerin iki amacından biri Almanca kaynaştırıcı, uzlaştırıcı, barışçı anlamına gelen “Versöhnung” ve diğeri ise geleceğe yönelik umut “Zukunft” olsa da bu yıl bir de ırkçı cinayetlerin unutulmamasını da işaret ediyordu.

ATATÜRK’ÜN KALDIĞI OTEL

Aradan 20 yıl geçse bile acısı ilk günkü gibi taze olan korkunç olayla ilgili törenin Adlon Oteli’nde yapılması, anlamını, önemini bir kat daha artıyor. Bundan tam 96 yıl önce bu otelde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk de 10 gün kalmış.

KİMLER KATILDI

Dr. Yaşar Bilgin’in başkanlığını yaptığı Türk Alman Sağlık Vakfı’nın düzenlediği etkinliğinde TBMM Başkanvekili Prof. Mehmet Sağlam, sanatçı Kenan Işık, Star yazarı Mustafa Karaalioğlu’nun yanı sıra Federal Meclis Başkanı Prof. Dr. Norbert Lammert, CDU’nun Federal II. Başkanı Armin Laschet, Federal Meclis SPD Grup Başkanı, eski Dışişleri Bakanı Dr. Frank-Walter Steinmeier ve Federal Meclis Terör Araştırma Komisyonu Başkanı Sebastian Edathy ile Uyumdan sorumlu Federal Devlet Bakanı Prof. Marie Böhmer bulundu. Son yıllarda böyle etkili bir Alman siyasetçi grubu görülmemişti. Alman Meclis Başkanının “Demokrasilerde çoğunluğa sahip olmak demokrasinin kalitesini göstermez,demokrasinin kalitesi azınlığın haklarını da gözetmekten geçer” biçimindeki sözleri Türkiye’ye bir çağrı niteliğindeydi. Almanların konuşmalarına göre, 20 yıldan beri ailesinin acısını çeken Mevlude Genç, ‘Almanyanın en etkileyici kadın...’

Geçmişteki gibi değildi

TÜRK ve Alman Odalar Birliği’nin toplantısında iki ülke arasındaki siyasi ve diplomatik soğukluk yansıdı. Geçmişteki toplantılar gibi değildi.Bu yılki toplantıya sadece Almanya Başbakanı Merkel geldi. Erdoğan’ın toplantıya katılmayacağı daha önceden biliniyordu. Merkel yine de konuşmasında siyasi krize rağmen iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin iyi olduğunun altını çizdi.

MERKEL’DEN AB MESAJI

Türkiye’nin cesaretini kırmak istemedi. Almanya’daki Türk işadamlarına sahip çıktı, onları Almanya’nın bir parçası olarak gördüğünü belirtti.
Merkel bunların yanı sıra, Türkiye’yi Avrupa Birliği sürecinden koparmadıkları mesajını da verdi. Türkiye’de ekranlara yansıyan bazı kabul edilemez görüntülerin çok rahatsız edici olduğunu vurguladı ve Türkiye’deki ortamın bir an evvel durulması dileğinde bulundu. Merkel’in özetle söylemek istediği, Türk hükümetine Ankara Anlaşması’nı bir kez daha hatırlatması ve ahde vefa anlayışını sürdürdüğünü ortaya koymasıydı. Merkel’in vize sıkıntısı konusunda topu ortada bırakması ise dikkat çekti. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu her yılkinin aksine toplantıya katılmadı.

Başbakan’a Çağrı Allah’a Dua!

“YÜCE Allah’ım! Tayyip Erdoğan kulunu sana havale ediyorum ya Rabbi! Onun tuzağından, her türlü şerrinden sana sığınıyorum ya Rabbi! Senin ayetlerini siyasi amaçları için kullanıyor. Senin ayetlerini kendi keyfince yorumluyor. Senin dinini kendi hâkimiyeti için baskı aracı olarak kullanıyor.
Ona dokunmayı “ibadet” sayan bile var Allah’ım!
Oy uğruna senin ayetlerinin mitinglerde siyaset malzemesi yapılması, kendi saltanatları için alet edilmesi reva mıdır Allah’ım? Yüce dinimizi Tayyip Erdoğan “din-iman, cami-Kuran” diyerek iktidar olsun, halkı ayrıştırsın, ötekileştirsin, baskı ve sindirme aracı yapsın diye göndermedin. Tüm insanlığa gönderdiğin yüce dinimizi siyasetin ve ticaretin esiri olmaktan kurtar Allah’ım!”
Öncelikle yüce dinini sonra da biz kullarını din istismarcılarından koru ve kolla Allah’ım!
(İhsan ÖZKES CHP İstanbul Milletvekili)

MESAJ PANOSU

TCDD, istasyonlara astığı ilanda, Söğütlüçeşme-Pendik arası demiryolunun 24 ay içerisinde yenileneceğini belirtiyor, ancak hattın devamı olan Haydarpaşa-Söğütlüçeşme arasının ne olacağından hiç bahsetmiyor. Her gün onbinlerce kişinin kullandığı bu hat, yenilenmeyeceğine göre ne olacak?
Bir durak değişikliğini halka soracak olan belediye başkanı, bu hattın ne olacağından neden bahsetmiyor acaba? Yeni bir ‘Gezi Parkı’ doğuyor galiba!
Ergün DEMİRCİOĞLU