Bereketli topraklar

Ama mayınları temizleyin derseniz, biz yokuz.

Her dalda böyle değil miyiz?

Bir bomba haber, ortalığı tarumar etmeye yetiyor. Temizle bakalım bu pisliği derlerse orada da yokuz.

Biz, piknikte en güzel sofraları kuran ama piknikten sonra ortalığı temizlemeden giden insanlarız.

***

Milletin huyu devlete de bulaşmış.

Kilometrelerce sahaya döşediği mayınları devlet şimdi kendi temizleyemiyor. Yabancılara ihale edecek.

Neyimiz eksik?

Eleman mı, uzman mı, teknoloji mi? Bilmiyorum.

İnce bir iş olduğu muhakkak.

Belli ki bunu becerecek kadrolar yetiştirememişiz. Bu sebeple yabancı firmalardan topraklarımızı temizlemelerini istiyoruz.

Bereketli topraklarımızı.

***

Hiç anlamadığım bir konuda kalem oynattığım için özür dilerim. Ömrümde mayın görmedim, mayın döşemedim, mayın temizlemedim. Bilgim sıfır.

Ama büyük devlet diye övündüğümüz Türkiye’nin böyle bir acz içinde olması beni çok üzüyor. Büyük millet diye bildiğimiz Türkler’in küçük bir gölde boğulması beni kahrediyor.

Halime bakar mısınız?

- Ekiyorum ama biçemiyorum.

- Yıkıyorum ama yapamıyorum.

- Dağıtıyorum ama toplayamıyorum.

- 80 bin kişilik stad tamamdır ama kullanamıyorum.

- En güzel tesisler bende ama işletemiyorum. İşte Parkotel...

Yıktım ama öyle bıraktım.

***

Mayınlı araziyi kim temizleyecek?

- İsrail mi? Fransa mı? Rusya mı? Yoksa NATO mu?

Ben işin orasında değilim.

Araziyi sırtlayıp götürecek halleri yok ya... Her şey yazılı mukaveleye bağlı yürüyeceğine göre mayınları kim temizlerse temizlesin...

Benim derdim:

- Biz niye temizleyemiyoruz?

Yenikapı’dan Yassıada’ya tünel kazıp Menderes’i güya kaçırmak isteyen palavracılar nerede?

Ah... Bugün 27 Mayıs sahi.

Nerede o kıyma makineleri yalancıları?

Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfâdıyız.

Tamam da, tapulu arazimize neden gecekondu kurdurtuyoruz?