Beni sindirenlerin başına bela olacağım

Güncelleme Tarihi:

Beni sindirenlerin başına bela olacağım
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 02, 2006 00:00

"Kiraz Mevsimi" adlı yeni albümünü piyasaya süren Cenk Eren, bugünlerde herkesin dilinde. 22 yıldır sahnelerde olmasına rağmen 40 yaşında hayatının albümünü yapabildiğini söyleyen Eren, "Herkesin başına bela olacağım. Özellikle yıllardır beni sindirenlerin, korkutanların" diyor.

Çok gergin görüyorum sizi. Sanki "Ben iyi bir albüm yaptım, görün, duyun, dinleyin" der gibisiniz...

22 yıldır sahnedeyim, 1993’te de İstanbul’a geldim. 13 yıldır tırmalıyorum yani... Sen emek veriyorsun, uğraşıyorsun, iyi şeyler yaptığını biliyorsun, ama bir türlü sesini duyuramıyorsun, bu çok kötü. Evet hırslıyım ama kıskanç değilim. Tek derdim "O güzel yapmış, ben de yapayım, benimki de sevilsin" oldu hep. Buna rağmen bugüne kadar benim camiamdan kimse çıkıp da "Cenk güzel şarkı söylüyor, güzel bir şey yapmış" demedi. Ta ki Nükhet Duru’yla, Sezen Aksu’yla çalışıncaya kadar. Meğer o güne kadar beni hep sindirmişler. Oysa ben güzel şarkı söylüyormuşum.

- Kaç yılınızı yediler peki?

Çok. Ömrümü yediler! Belki ben beş yıl önce de çok güzel albümler yapabilirdim. Neyse... En sonunda bu albümde Sezen’e gittim, şarkı istedim. Aradan epey zaman geçti. Vermeyeceğini düşündüğüm sırada beni aradı ve şarkımın hazır olduğunu söyledi. Gittim, "Kiraz Mevsimi"ni dinledim, okudum ve bana "Sen çok iyi şarkı söylüyorsun. Bunun kıymetini bil" dedi. Nükhet, Sezen Aksu ve Levent Yüksel gibi aklı başında insanlardan bunu duyunca, güvenim yerine geldi.

- Şimdi fena halde bela olacaksınız galiba.

Herkesin başına bela olacağım. Özellikle beni sindirenlerin. Çünkü "Kiraz Mevsimi" çok güzel bir albüm. Hiçbir şey için geç değil. Demek ki benim hayat çizgimde, müzik kariyerimde bu yaşta anlaşılmak, 40 yaşında iyi şeyler yapmak ve başarılı olmak varmış.

BARLARA DÖNÜYORUM

- Tıpkı Kayahan gibi...

Çok doğru. Kendisiyle müzikal çizgimiz çok benziyor. Aynı şeyleri yaşadık. O da Ankara’dan İstanbul’a geldi, 40 yaşından sonra tanındı, sevildi, anlaşıldı. Onun yeri çok önemli. Çok önemli bir besteci, söz yazarı ve yorumcu. Benim de idolümdür. Onun kadar başarılı olmayı çok isterim. Ben şuna inanıyorum; iyi iş yapan insana bir gün bir yerde hakkını teslim ediyorlar. Benim için "Onu sevmeyiz, Cenk çirkin adam, Cenk yalan söyledi" desinler, ama kimse "Bu albümde Cenk kötü söyledi" demesin. Çünkü bu albümde iyi okudum. Eğer camiadan biri "Kötü" derse, inanın art niyet ararım. Ayıptır, günahtır! Kırılıyorum. Bu kadar kırmasınlar beni. Benim kimseye bir zararım olmadı ki.

- Ya bar şarkıcısı Cenk Eren’e ne oldu. Artık o defteri kapattınız mı?

Ben barda büyüdüm, barda yetiştim. Bundan da hiçbir zaman utanmadım. Şimdi yine barlarda çalışacağım. "Artık barlarda çalışmayacağım" demiştim ama bu gece 02.00’den sonra sahneye çıkmak istemiyorum anlamındaydı. Yoksa gece kulübü çalışmalarım devam edecek. Yaz çalışmalarına dört yıl önce ara vermiştim. Şimdi yeniden Bodrum-Çeşme arasında koşuşturacağım.

- Ara verdiğiniz o dört yıl içinde yazlık kulüplerin durumu ne oldu peki?

Pek bir şey olmadı, hatta kötüydü. Biliyorsunuz "Bodrum bitti" falan denildi. Oysa biz oralarda meşhur olduk. Çeşme ve Bodrum’da çalışma modasını başlatan benim. Ortalık yıkılıyordu. Çok yorulunca ara verdim ve dört yaz çalışmadım. Gördüm ki bu işi kimse götüremedi. Demek ki benim bir şeyim vardı. Bu yıl herkesi Bodrum’a bekleriz. Çünkü benimle beraber tekrar hareketlenecek orası.

LEVENT MOTİVE ETTİ

- Sahne ışığım var diyorsunuz yani...

Fena. Lazer gibiyim artık. Işık değil, lazer mübarek... Bodrum’da Ferhat Göçer’le dönüşümlü olarak Güverte’de çalışacağım. Çok iddialı bir program yapacağım. Çeşme’de ise üç yer arasında gidip geliyorum.

- "Muhteşem İkili" projesi bitti mi?

Hayır, bitmedi. Yazılıp çizilenlerin aksine, Nükhet’le kavga falan da etmedim. Her şeyi bir kenara bırakın, ben onunla kavga etmek gibi bir saygısızlık yapmam. "Muhteşem İkili" projesi devam edecek. İş geldikçe yine birlikte olacağız.

- Oyuncu koçundan sonra şimdi de vokal koçu çıktı ve siz bu albümde Levent Yüksel’le çalıştınız. Neden ?

Ben stüdyoda okuyamıyor, çok geriliyordum. Hep kötü okuyorum diye bir endişem vardı. Bir gün bunu konuşurken Levent bana "Senin üzerinden bu gerginliği atacağım" dedi. Ve hakikaten beni müthiş rahatlattı. Her okumama gelerek "Evet işte bu, harika şarkı söylüyorsun" dedi. O dedikçe ben coştum. Yorumundan daha çok şeyler çalabilseydim, çünkü muhteşem bir sesi var. Gerçekten beni çok motive etti. Hiç kıskanmadan bana sürekli "Bu şarkı çok güzel, sen çok güzel şarkı söylüyorsun" diyebilecek kadar büyük bir adam Levent. Çok büyük bir yüreği var. Böyle insanlara da hiçbir şey olmuyor zaten.

- Bu albümünüzde prodüktörünüz Nazan Öncel olacaktı ama olmadı. Neden yollarınızı ayırdınız?

Nazan Öncel, bir türlü istediği şarkıların çıkmadığını söylüyordu. Ben de görüyordum, evet doğru düzgün şarkılar çıkmıyordu. Ama benim için zaman da geçiyordu. Sekiz ay geçmişti ve biz daha hiçbir şey yapmamıştık. Kendisi biraz daha beklememi söyledi, ben beklemedim. Böyle bir ayrılık oldu.

- Sanki kızgın gibisiniz?

Kızgın değilim. Çok nötrüm. Benim duygularım böyle. Bundan sonraki albümde de Nazan Hanım’la çalışabilirim.

- Nazan Öncel’le çalışamadınız ama Sezen Aksu’yla buluştunuz ve ortaya "Kiraz Mevsimi" çıktı.

Karmakarışık duygularla bitirdim bu albümü. Evet Sezen Aksu’nun kapısını çalıyorum, sonuna kadar kucağını açıyor bana. Bu albümde çalıştığım bütün müzisyen arkadaşlarım, hepsi kucaklarını açtılar. Bundan büyük mutluluk olabilir mi? Ben bunları hiç yaşamadığım için evime gittiğimde sevinçten ağlıyordum. Biricik Suden’e gidiyorum, "Sana kıyafet yapmayacağım da kime yapacağı" diyor. Bunlar sadece parayla olacak şeyler değil. Ve son sözüm "Kiraz Mevsimi" gerçekten çok güzel bir albüm oldu. Herkesin alıp dinlemesini istiyorum.

Sezen insanın hayata bakışını değiştiriyor

Sezen Aksu’nun şarkısını okumak müzikal kariyerde önemlidir. Sezen insana sadece şarkı vermiyor, hayata bakmayı da öğretiyor. Senin ufkunu genişletiyor. Benim öğrendiklerim, aldığım şarkılardan çok daha önemli. Sadece şarkısını değil, felsefesini de veriyor çünkü. İşte o yüzden Sezen Aksu şarkısı okumak önemlidir. Senin bakış açını öyle bir genişletiyor ki, o ana kadar önem verdiğin birçok şeyin bir anda önemsiz olduğunu görüyorsun. Bir okulu yok ki, ancak şarkı alarak onunla vakit geçirebiliyorsun.

EVLAT EDİNECEĞİM

Saçlarım beyazladı. Eskiden boyatarak imaj yapıyordum, artık boyatmıyorum, boyatmayacağım da. Bu halim doğal. Yüzümdeki çizgileri, saçımdaki beyazları, bunların hepsini içime sindirmek istiyorum. Kendimi farklı göstermek istemiyorum artık. 40 yaşındayım, doğal, naturel ve mutlu yaşamak, yedi cihanla barışık olmak istiyorum. Derdim bu. Sonra bir evlat edinmek niyetindeyim. Çocukları çok seviyorum. Bugünkü aklım olsaydı 20’li yaşlarda evlenip, bir çocuğumun olmasını isterdim. Şimdi çok yaş farkı olur aramızda. O yüzden biraz yaşı büyük bir çocuğun öncelikle koruyucu ailesi olmak istiyorum. Bunu en kısa zamanda gerçekleştireceğim. Bu renkli hayat tamamdır, biraz da manevi taraflara dönmekte fayda var. Şimdi çevremi mutlu etme zamanı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!