Ben yetkili olsam...

ANTALYA’da 2.5 yaşında bir çocuğu ısıran köpeğin kuduz çıkması üzerine, belediyenin giriştiği köpek katliamına karşı çıkanlara sesleniyordu Hıncal Uluç (Sabah/3 Haziran)...

Haberin Devamı


"5 bin 500 sokak köpeği başıboş dolaşırken siz yetkili olsanız ne yaparsınız?"

2.5 yaşında bir çocuk...

Kuduz bir köpek tarafından ısırılmış...

Ve ortada 5 bin 500 başıboş sokak köpeği...

Fotoğraf bu olunca "ne dese haklı" gibi görünüyor.

Ama değil.

Yetkilileri koruma noktasında haklı değil.

Ben yetkili olsam, o sokak köpekleri kısırlaştırılmış, (o zaman sayıları 5 bin 500’e varmazdı) aşılanmış, numaralanmış, semtlerindeki hayvanseverlerin gözetiminde "sokak sakinlerinin köpeği" olarak yaşıyor olurlardı.

Yahut doğru dürüst bir barınakta sahiplenilmeyi bekliyor olurlardı.

Yani ben yetkili olsam, çare bulmak için bir çocuğun ısırılmasını beklemez, zamanında işimi yapardım.

Ben yetkili olsam, aklıma gele gele "en ilkel çözüm" gelmezdi.

Farklı olduğum için o koltukta oturuyor olurdum zira.

Ben yetkili olsam, "yumurta kapıya geldiği zaman" bulduğum o en ilkel çözüm için bir de alkış beklemezdim.

Peki bu dediklerimle Hıncal Uluç’u ikna edebilir miyim?

Hayır.

O yine insana gayet makul ve mantıklı gelen cümlelerle doğru bildiğini söyleyecektir.

Peki ben ikna olacak mıyım?

Hayır.

Sonsuza kadar sürer bu.

Hayvanlara bakışımız farklı çünkü.

Ben, "Hayvanların da ne olursa olsun yaşam hakkı var" diye düşünüyorum.

Karşı taraf da "yaşam hakkı yok" demiyor belki ama "Bunlardan nasıl olsa çok var" diye düşünüyor.

Ve bazılarının öldürülmesinde bir mahzur görmüyor.

Karşı taraf derken sadece Hıncal Uluç’u kastetmiyorum.

Onunla aynı fikirde olan çok kişi var. Kimsenin itiraz edemeyeceği bir de sloganları var: Önce insan!

Biz otomatikman "Önce hayvan!" demiş oluyoruz bu durumda.

Asla böyle değil oysa.

"Hayvanların DA yaşamaya hakkı var" diyoruz sadece.

Ama onlar ne kadar büyük yazarsak yazalım o "DA"yı ısrarla görmek istemiyorlar.

Gelelim benzer her olay sonrasında hayvanseverlere sorulan soruya...

"O çocuk sizin çocuğunuz olsaydı?"

Dürüstçe düşünmeye çalışırım her seferinde...

Hayır, "Bütün köpeklere ölüm!" diye bağıramazdım yine de.

"Kan davası"na dökemezdim işi.

Ama yetkililerden bu işe daha önce bir çözüm (ama insani) bulamadıkları için hesap sorardım.

Yine boşu boşuna bir yığın laf ettim.

Geçen gün de dedim ya, iki dünya bir araya gelse biz anlaşamayız.

Hem konu ne olursa olsun, ötekinin dediğine gelmiş bir Türk göstersenize bana!

Haberin Devamı

MIŞ-MUŞ
"Depremci" Prof. Naci Görür, İstanbul depremi için "Kurşun artık namlunun ucunda" demiş.Hepsi aynı fikirde ama bacağımıza mı sıkılacak kafamıza mı, orada anlaşamıyorlar.

DTP’li Aysel Tuğluk, "Türk ve Kürt çocuklarının ölümü üzerinden siyaset olmasın" demiş.Ölü mü? Bizim "ölü"müz yok "şehit"imiz var!

ABD’li bir adam, uzaylı gördüğünü iddia etmiş. Uzaylı 125 cm. ve yeşilmiş.Üzüm bağına girmiş olmasın ABD’li?


Yazarın Tüm Yazıları