Ben sana hayran sen cama tırman

Güncelleme Tarihi:

Ben sana hayran sen cama tırman
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 06, 2005 00:00

Batı toplumlarında cinselliÄŸin geliÅŸimi, tarihçilerin ilgilendiÄŸi özel bir alan. Türkiye’de ise bu konuyla ilgilenen çok az bilim adamı var. Ankara Ãœniversitesi’nden Prof. Bekir Onur, bunlardan biri. Kitap Yayınevi’nden çıkan son kitabı ‘Anılardaki AÅŸklar/ÇocukluÄŸun ve GençliÄŸin Psikoseksüel Tarihi’nde, ünlü Türklerin yazdığı anılardan, özyaÅŸam öykülerinden faydalanıyor.Aralarında Altan Öymen, Adalet AÄŸaoÄŸlu, Selim Ä°leri, Atıf Yılmaz, Aziz Nesin, Refik Erduran, Mina Urgan, Halit Kıvanç, Mehmet Güleryüz, Müjdat Gezen, Attila Ä°lhan, Gülriz Sururi, Hilmi Yavuz, Emre Kongar, Fethi Naci, Türkan Saylan, Ferhan Åžensoy, GüneÅŸ Karabuda var. Özellikle 1916-1940 arasında doÄŸmuÅŸ iki kuÅŸak, cinsellikle nasıl tanıştıklarını, çoÄŸu zaman mizahi bir üslupla anlatmışlar. Onların psikoseksüel geliÅŸimi, bilgisizliÄŸin ve gizliliÄŸin hakim olduÄŸu, bugünün gençlerinden çok farklı bir ortamda gerçekleÅŸmiÅŸ. MÄ°NA URGAN (1916-2000)Dokuz yaşımda kırkında bir adama áşık oldumDokuz yaşındayken kırkında bir adama fena halde aşık olmuÅŸtum. Bizler gibi yazları Büyükada Yat Kulübü’nde oturan, saçları kırlaÅŸmış, koyu mavi gözlü, çok yakışıklı bir Yahudi’ydi. Çevresinde daireler çizerek dolanır, ona uzaktan bakıp dururdum. Adam da beni pek severdi. Yaklaşıp kucağına almak isteyince, suçluluk duyguları içinde aÄŸlayarak kaçardım yanından. Öyle bir bunalım içindeydim, öyle derin aÅŸk acıları çekiyordum ki.ÇETÄ°N ALTAN (79)Ä°lk seksoloji dersimi altın diÅŸli bakıcıdan aldımEvde aylığı üç liraya çalışan ve bana bakmakla da yükümlü olan altın diÅŸli Fatma, evde kimsenin olmadığı bir sırada beni oturaÄŸa oturturken, rahat bir diÅŸilikle bana ilk seksoloji dersimi vermiÅŸ ve anatomik olarak da neremin ne iÅŸe yarayacağını elinin usta dokunuÅŸlarıyla göstermiÅŸti. Bütün vücudumdan bir zevk ve lezzet elektriÄŸi geçmiÅŸti.MEHMET GÃœLERYÃœZ (67)AÅŸk ÅŸiiri yazarken ablama yakalandım, bir daha ÅŸiir yazamadımÄ°lkokulda Yurdagül’e áşık oldum. BeÅŸ kuruÅŸluk küçük bir defter aldım. ‘Sevgili Yurdagül, senin acı sözlerin beni mecnuna çevirdi’ diye tam ÅŸiire baÅŸlamışken ablama yakalandım. Çok utandım ve ondan sonra ömür boyu ÅŸiir yazmadım.ATTÄ°LA Ä°LHAN (80)Saçlarını tarayan Vacide’yi unutamıyordumYoldan geçerken de Vacide’ye bakıyorum, tam evlerinin önünden geçerken. Pencere bazen açık, bazen kapının parmakları arasından görüyorum: Bir aynanın önünde saçlarını tarıyor! Bu sahne vapura aklıma geliyor, büsbütün etkileniyorum. Uzun saçlı, kalkık burunlu, hoÅŸ bir kızdı. Ona ÅŸiirler yazıyorum. (...) Mektubu yazdım, katladım güzelce. Bir sabah, bir sonbahar sabahı, evin önünden geçerken, baktım orada mı diye, orada, pencere açık, mektubu içeri attım ve... Kaçtım.ATIF YILMAZ (79)Ders yerine öpüşüp seviÅŸmeye baÅŸladıkOrtaokul yıllarında ben de bir yüzbaşının güzel baldızına aşık olmuÅŸtum. AÄŸaçlara tırmanıp dut, kiraz toplardım onun için. Lisedeyken öğretmen okulu mezunu bir kızdan ders almaya baÅŸlamış, dersleri unutup kıza áşık olmuÅŸtum. Ders almam için ayrılmış akraba evinin odasında, ders yerine öpüşüp seviÅŸmeye baÅŸlamıştık.HÄ°LMÄ° YAVUZ (69)Ä°lk áşık olduÄŸum kızı tramvayda görmüştümLise son sınıftayken, 1953 yılıdır ve ben on yedisini sürmekte olan bir yeni yetmeyimdir. Yatılılıktan bıkmış ve evdekilerin de olurunu alarak gündüzlü olmuÅŸtum. Bu, elbette her sabah Fatih tramvay durağından hareket eden okul tramvaylarından biriyle yolculuk etmeye baÅŸlamam demekti. Ä°lk kez áşık olduÄŸum kızı da tramvayda görmüştüm önce. Ä°stanbul Kız Lisesi’ne gidiyordu. Ben tabansız ve ürkek bir áşık olduÄŸum için, kızın yanına yaklaÅŸamadım bir türlü. ‘Ben sana hayran, sen cama tırman’ iliÅŸkisi baÄŸlamında sürdü gitti bu tek yanlı aÅŸk.AZÄ°Z NESÄ°N (1915-1995)O mıknatıstı, ben ise demir parçasıTramvay beklerken gördüğüm bir kıza vurulmuÅŸtum. Kim olduÄŸunu bilmiyordum. Adı neydi? Büyük bir mıknatısın çekiciliÄŸine kapılmış küçük bir demir parçası gibi arkasından sürüklenerek gitmiÅŸtim. Mıknatısın, demir parçasından haberi bile olmamıştı, haberi olmamasını özellikle istemiÅŸtim. Peki bundan sonra ne yapacaktım. Hatta bu öyle bir aÅŸktı ki, sevdiÄŸim kıza bile kendisini sevdiÄŸimi söyleyemiyordum. Bu, iÅŸte böyle bir gizdi.TÃœRKAN SAYLAN (70)Cinsellik fırtınasını bastırmayı öğrenmiÅŸtikBiz kızlar, erkek arkadaÅŸlarımızın korumasında güvencedeydik. Hepimizin içinde cinsellik fırtınaları olup duruyordu kuÅŸkusuz, ama bunları kendi kendimize bile açık etmeden bastırmayı öğrenmiÅŸtik, sanırım. Eminim, erkeklerin çoÄŸu, belki de birlikte geneleve giderlerdi. Bize cinsellikle ilgili tek söz etmez, tek imada bulunmazlardı. Bu kuÅŸak, iÅŸte böyle bir ‘kardeÅŸlik’ yaÅŸadı.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!