Ben mi yaptım?..

BAŞBAKAN, ‘Türkiye’yi kötüleyen filmlere’ kızdı.Batılılar Türkleri; barbar, zina yapan kadınların kafasını kesen, şalvarlı ve fesli, işkenceci, radikal dinci gibi gösteren filmler-diziler yapıyorlar çünkü.Başbakan kızdı ve ‘Gerekirse avukat tutup onları mahkemeye verelim, imajımızı kötüleyen bu yayınları durduralım’ dedi.*Bence boşuna...Bu haberin yer aldığı gazetelerin öbür sayfalarında bile bıçaklanan, ırzına geçilen, namus uğruna öldürülen kadınların haberleri vardı.‘Ama bizde kesmek yok’ derseniz...İstanbul Boğazı kan kırmızısı aktığında, Batı basını elinde bıçaklarla kuzuları-danaları kovalayan, önce ayağını kesen Türklerin fotoğraflarıyla dolduğunda ve bizler ‘Bu kesme kültüründen vazgeçin, bakın imajımız...’ dediğimizde ‘Karışmayın!..’ diye kızan Başbakan’dı.Zaten ‘imaj’ın anlamı bu; çağrışım, algılama...Nitekim ben ne zaman bir İspanyol görsem, onun ülkesine dönünce süslü inekleri kılıçla kovalayabileceğini düşünürüm.*İşkenceye gelince...‘Bizde işkence yok’ diyebilen var mı?Ya barbarlık?..Elinde sazı olan ozanları-şairleri otel odalarına doldurmuş yakan ve alevlerin etrafında benzin bidonlarıyla dans eden kalabalıklar ve yananların çığlıkları...Aydınlarını bombalarla-kurşunlarla öldüren bir zihniyet...Ve bunları yapanları daha on gün önce ‘af’ edenlerin ‘imaj’ endişesi olabilir mi?*Şalvar-fes?..İşte burada ne diyeceğimi bilemiyorum.Allah aşkına tarikat cüppelerini, çarşafı, türbanı, tesettürü savunan kim?..Kim türbanlı kızları okulların önüne gönderiyor, kimin eşi-kızı Avrupa mahkemelerine Ortaçağ giysiler için dava açıyor?Ben mi?..Pekiii dönüp laik ve çağdaş(!) Türkiye’nin devlet protokolünün fotoğrafına bakar mısınız?..Niçin kızacaksınız ‘Türkiye’yi kötü gösteren’ Batı filmlerine, televizyon dizilerine?..Sebep?..