Ben mi seksiyim

Güncelleme Tarihi:

Ben mi seksiyim
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 1997 00:00

Fransız sinemasının Asi Delikanlı'sı Gerard Depardieu'nun yalancısıyız... 1997 yılı kırmızı şarap için yüzyılın ender rastlanan yıllarından biri olacak.Fransa'da sinema oyunculuğu dışında ünlü bir üretici olan Cyrano şarap kantinleri sahibi Gerard Depardieu bol yağmur, ardından sıcaklar ve kurak geçen bir sezondan sonra tekrar yağmurun bağ kalitesini arttırdığını ve bağ bozumunun her yıla oranla 15 gün erken başladığını hatırlatarak ‘‘Eğer ben iyi bir degustasyoncuysam bu doğrudur. Eğer ben iyi bir şarapçıysam bu kesinkes doğrudur’’ diyor... Gerard Depardieu 54. Venedik Film Festivali'nde ünlü İtalyan sinema oyuncusu Alida Valli ve yine ünlü yönetmen Stanley Kubrick ile birlikte Özel Altın Aslan ödülüne layık görüldü. Kadınların kendisini seksi görmesine kahkahalarla gülen Fransız aktör ‘‘Doğrusu karşıt cinsimin bu kadar zevksiz olacağını düşünemem. Benim gibi at suratlı, işkembesi bol birini seksi görmek için şaşı olmak gerek’’ diyor.Gerard Depardieu ile Venedik'te görüştük.- Mösyö Gerard, bu tür festivallerde Özel Ödülleri yaşını başını almış kişilere verirler. Oysa siz daha ellisinde yoksunuz ve Venedik'te ‘‘Altın Aslan’’a layık görüldünüz.- Öncelikle, Marcello Mastroianni anısına düzenlenen bu yılki festivalde ödül almak bir onur... Marcello ile iyi bir diyalogumuz vardı. Çocuk gibiydi. Bana ‘‘Latin Lover’’ zarif çapkın tipini aşılamaya çalışmıştı. Bu fizikle olur mu hiç?.. Kendisine bir türlü anlatamamıştım. Sonra Alida Valli ile aynı anda ödülü almam beni mutlu etti. Bu güzel İtalyan yıldızı ile Bertolucci'nin ‘‘Novencento’’sunda çalışmış ve birbirimizi çok sevmiştik. Bir de Stanley Kubrick var... Nereden bileyim bir gün onunla birlikte ödül alacağımı... Napolyon rolü için çok kez yazışmıştık. Sonunda bana ‘‘Kafan Napolyon için müsait ama fiziğin handikaplı’’ demiş ve rolü başkasına vermişti.- Fiziğiniz gerçekten hep sorun oldu mu sinema yaşantınızda?- Fransız sineması beni hep bir seks sembolü olarak göstermeye çalıştı... Bu bir aptallık. Ben oburum... Ben şarapçıyım, içerim. Kalın kemikliyim, şişkoyum... Bana ne seksi olmaktan. Ben işime bakarım. İstediğimi yaparım. Beni böyle beğensin beğenmek isteyen... Şimdi de tutturmuşlar 'Antropoza giriyor' diye... Ben kendimi böyle seviyorum. Yani Marcello Mastroianni gibi mesleğimi pek ciddiye almıyorum.- Sinema dışında pek çok mesleğiniz var... Nasıl zaman bulabiliyorsunuz?- Dostlarım, ortaklarım sağolsun... Romanya'da bir salam fabrikam var. Sonra ambargoyu bir güzel delip Küba'ya petrol satıyoruz... Fransa'da dev şarap tesislerim, kantinlerim var... Bu arada bu yılki ürün çok iyi kıymetini bilin, birkaç şişe Cyrano kırmızı şaraplarından ısmarlayın.-Şimdi Kont Monte Kristo'yu bitirdiniz.- Venedik'e ancak iki günlüğüne kaçtım. Ekip Malta'da. Rol arkadaşım Ornella Muti... Sonra ‘‘Üç Silahşörler’’in montajı için Paris'e gideceğim.- Üç Silahşörler'de Portos'u canlandırıyorsunuz. - Jeremy Irons ve Leonardo di Caprio ile birlikte oynadık ama Dumas'ya sadık kalmayıp finali değiştirdik. Örneğin İkizler Kralı değil D'Artagnan'ın. Dumas'nın rolünü de kısalttık. Her zaman değişiklikler başarı getirir.- Siziniki üç yıllık meslek programınız bellidir. Sırada ne var?- Önce bir tiyatro eseri var. ‘‘Gökyüzünün Kapıları’’ adlı eserde 5. Charles'ı oynayacağım... Sonra ‘‘Mimmo Calepresti’’nin ‘‘Aşk Kelimesi Gerçek’’ adlı filminde küçük bir rolüm var. Gülünüyor. Ardından Charles Clavier'in yönetiminde ‘‘Asterix’’ filminde şişko kahraman ‘‘Obelix’’i canlandıracağım. Şu sıralar ünlü İtalyan pop yıldızı Zucchero ile bir klip çalışmamız da var... Burada Verdi'nin ‘‘Va Pensiero’’ aryasını söylüyoruz.- Ne zaman Fransız devletadamı Charles De Gaulle'u canlandıracaksınız? Böyle dedikodular çıktı...- 2000 yılında böyle bir proje var. Ama benim aklım hep Napolyon'da.- Son bir yıl içerisinde tam 20 kilo verdiniz. Bunu hangi yöntemle başardınız?- Şarap içimini, peynir ve salam yiyimini dörtte bire indirerek... Ben gırtlaktan yana cömertim. Şimdi ‘‘Obelix’’ rolü için kilo almam gerekecek... Oburluk günlerine az kaldı.Gençken serseriydim- Gençliğinizden söz etmek ister misiniz? Hayli hareketli ve büyük bir bölümü adliye koridorlarında geçmiş.- Buna serserilik denir. Ben evden kaçtım. Her kötü yolu denedim. Hırsızlık yaptım, hapise düştüm. Cezaevi psikoloğu bana rol yapmamı önerdi. Geç aynanın karşısına rol yaparak rahatla dedi... Küçük bir ayna buldular koğuşta rol kesmeye başladım. Önce herkes alay etti sonra onlara da rol verdim, günler böyle geçti ve ben meslek sahibi oldum. Charles Dullin dram okuluna devam ettim. Hem sahneye çıktım hem televizyonda kamera karşısına geçtim. 1965 yılında ilk filmimi 16 yaşında çevirdim. ‘‘Beatrik ve Pisi Pisi’’ydi. Kısa metrajlı bir filmdi. Ama ilk basamağı 1974 yılında Les Valseuses filmi ile çıktım. Bertolucci'nin ‘‘Novecento’’su ile kendimi kabul ettirdim. Sonrası bir çorap söküğü gibi geldi.- Bir de roman yazdınız.- O roman değil aslında 25 mektuptan oluşan ‘‘Letres Volles’’ yani Çalınan Mektuplar... Adreslerine postalanan Dünya'ya çarpıcılık getirenlere yazılan mektuplar... Bir tür deneme... Sahneden setlerden fırsat buldukça oyalanma...- Siz zamanında boksörlükte yaptınız.- Serserilik çağımda eldiven giydim. Sonra Maria Monicelli'nin ‘‘Temporale Rosy’’ filminde çatlak bir boksörü canlandırdım. O dönemde ringe çıkıp ders almıştım. Sanki bir et yığınıydım... Fazla sürmedi. Bir ters yumrukla boks hayatım sona erdi.- Sizin setlerdeki yemek ziyafetleriniz de dillere destan...- İş başkadır... Özel hayat başkadır. Ben sette iş bitince ziyafet veririm her gece masa donatırım. İsteyen gelir, isteyen gelmez... Bol bol içerim kadeh kaldırırım zevkle şarabımı yudumlarım.- Eleştirmenler sizin rolünüzü tabii yaklaşımla yaptığınızı karakteri aynen yansıttığınızı ve hiç bir kompleksinizin olmadığını yazıyorlar.- O kadar kolay değil. Bir karakterin rolünü beyazperdede oynamak için aylarca çalışılıyor. Kusursuz olunca çekimler başlıyor... Komplekse gelince ben kendime güveniyorum, en iyisini yapıyorum. O zaman komplekse yer kalmıyor.- Ambargoyu delip Küba'ya petrol satmanın riskleri yok mu?- Ben riski severim. Kübalıları da severim. Ayrıca iş adamıyım. O halde Fidel'e istediğimi satarım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!