Ben böyle günleri çok gördüm!

Evet, sonuç pek de iç açıcı değil.. Barça sezonu 6’ncı bitirmiş.. Son 42 yılın en kötü derecesi bu. 49 gol atabilmiş, son 28 yılın en kötü istatistiği bu alanda.. Ve 14 yenilgi almış, son 64 yılda böyle bir yenilgi görmemiş Barça kulübü..

Hani kadro çok kötü müydü diye düşünüyor insan.. Zubizaretta, Schuster, Lineker, Nayim gibi önemli oyuncular var takımda.

Valencia, Sevilla, At.Madrid, At.Bilbao, R.Betis, Osasuna, Valladolid, Nou Camp’ta yenmiş Barcelona’yı.. Valladolid ve R.Soceidad 4 atmış..

Barça; şampiyon Real Madrid’in 23 puan gerisinde kalmış lig sonunda (üstelik 2 puanlık sistemde). Ama küme düşen Mallorca’dan sadece 9 puan fazla toplayabilmiş..

* * *

Fenerbahçe son 21 yılın en kötü başlangıcını yaptı bu sezon.. Evinde Kayserispor’dan tarihinde ilk kez 4 yedi. Çok değil, 3 sezon önce 7 attığı takımdan.. Oynadığı 4 deplasmanın 3’ünü kaybetti. Kazandığı takım lig sonuncusu. Üstelik evindeki tüm maçları kaybetmiş. Üstelik galibiyet golü 90+6’da gelmiş..

Fenerbahçe 15 maç sonra Avrupa Kupaları’nda maç kaybetti. 5-1’lik Cannes yenilgisi sonrasında tarihinde ikinci kez evinde 5 gol birden yedi. Ve Fenerbahçe’nin başında Luis Aragones var..

Aragones diyor ki; "Ben çalıştırıcılık kariyerimde bu gibi durumlarla çok karşılaştım. Böyle günleri çok gördüm. Hep üstesinden geldim. Yine gelirim.."

Aragones, Fenerbahçe çapında bir takımı bir kez çalıştırmış. Ondan da tablo çok net..

Aragones, İspanya’yı Euro 2008’de Avrupa Şampiyonu yaptı.. Berti Vogts da Almanya’yı 96’da şampiyon yapmıştı.. Nerede şimdi Vogts? İdman bile yaptırmanıza gerek kalmayan hazır oyunculardan kurulu bir takımı kısa süreli bir turnuvada şampiyon yapmak değildir "yeterlilik" belgeniz..

Hayır, yanlış anlaşılmasın.. Bütün bunları yazmaktaki amaç, "Aragones gitsin" kampanyasına katkıda bulunmak değil. Çünkü o görüşümü "lig başlamadan" dile getirmiştim zaten..

Bundan sonra F.Bahçe için, Aziz Yıldırım için çok zor "karar anı" var..

Aragones’le mi, Aragones’siz mi? İşte Fenerbahçe için verilmesi gereken karar bu kadar basit.. Ve benim tercihim (bu saatten sonra) en azından devre arasına kadar Aragones’le..

* * *

20 Ekim 1999. Ali Sami Yen Stadı.. Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray Chelsea’yle oynuyor.. Skor 5-0.. Ortalık toz duman.. Tesislere saldırı, herkese istifa çağrısı..

O sezonun Kopenhag’da nasıl bittiği malum.. Sonrasının Monaco’da nasıl geldiği de.. O yüzden şimdi sabır zamanı.. Sabredilmesi gereken kişi Aragones olsa bile..

O maç yaklaşırken!..

ALİ Sami Yen’de önce Trabzonspor, sonra Olymiakos maçlarını izledim G.Saray’ın.. Aslında maçlardan çok Skibbe’yi izledim.. Dördüncü hakemle nasıl uğraştığını, maçı nasıl yaşadığını, kendini işine nasıl verdiğini gördüm.. Oyundan aldığı oyunculara davranışlarına, oyuna sokacağı oyuncularla girdiği samimi diyaloglara tanık oldum..

Kewell, Lincoln, Baros, Arda gibi her biri süperstar kategorisinde ve doğal olarak "star egosuna" sahip yıldızları nasıl birbirleriyle koordine ettiğine dikkat ettim. O yüzden de şaşırmadım bu iki maçın kazanılmasına.. Galatasaray’daki çıkışa..

Bundan sonra ne olur bilemem. Ama Fenerbahçe’nin başında teknolojiden, çağdaş yaşamdan, sıcaklıktan bu kadar uzak biri varken; Galatasaray’da ise tam tersi görüntü çizen genç bir teknik adam bulunuyorken.. Skorlar ortadayken.. Oyuncuların form durumu belliyken.. Galatasaray uzun süre sonra kadro olarak Fenerbahçe’nin daha ilersine gitme şansı yakalamışken..

İkinci bir Lorant-Terim maçı olur mu bilemem? Ama G.Saray yine Kadıköy’den kazanamadan dönerse bir daha uzun süre bu şansı yakalayamayabilir.. Skibbe de bunun farkında olmalı ki, kendisine sorulan "UEFA için Kadıköy’e randevu aldınız mı?" şeklindeki esprili soruya; "Kadıköy’de randevumuz var ama 3 hafta sonraya" diye bir yanıt verdi.. O da işin ciddiyetinin farkında..

O yüzden bu sezonki derbi çok güzel olacak.. Londra’dan gelecek Fenerbahçe ile Benfica’ya konuk olacak Galatasaray’ın maçı.. Şimdiden yerlerinizi ayırtın bence..

Üç profesyonel

ÜÇ futbolcunun iş ciddiyetine, çalışkanlığına, profesyonelliğine hayranım.. İyi oynarlar, kötü oynarlar başka.. Ama bu kadar mı işine verir insan kendini.. B kadar mı özverili olurlar.. Beşiktaşlı Nobre.. Fenerbahçeli Lugano.. Galatasaraylı Sabri.. Üçüne de tebrikler.