Ben Amerika’da eğitim gördüm o lise mezunu

Güncelleme Tarihi:

Ben Amerika’da eğitim gördüm o lise mezunu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2004 00:00

Sevgili Güzin Abla, 22 yasında bir genç kızım ve benim de yardımına ihtiyacım var. Ben Robert Kolej mezunuyum. Arkasından Amerika’nın en iyi okullarından birinde eğitim aldım. Ailem her zaman beni iyi çevrelerde, iyi eğitimli kişilerin arasında görmek istedi. Fakat ben birisine aşık oldum. Bu çocuk lise mezunu ve bir fabrikada çalışıyor. Ailesi çok farklı. Eğitimleri, kültürleri farklı. Fakat birbirimizi deli gibi seviyoruz. Bana evlenme teklif etti, ailesini beni istemeye göndereceğini söyledi. Kabul etmedim çünkü ailem ölseler böyle bir şeye izin vermezler. Onların kafasında eğitim her zaman birinci plandadır ve eğitim seviyesi benden aşağı bir insanı asla kabul etmezler. Bir de üstüne üstlük işi de çok iyi değil. Yani maddi olarak benden bayağı aşağıda. Şu anda iki seçeneğim var. Ya ailemin sevgili kızı olmaya devam edeceğim; ayrılacağım. Ya da ailemle aramı bozup, onunla evleneceğim. ‘Ailen bir süre sonra anlar’, filan gibi şeyler yazma lütfen. Çünkü annemler kesinlikle anlamazlar. Ben şu anda çok sevdiğimi düşünüyorum ama, acaba ileride bu eğitim farkı sorun olur mu? Onun ailesi şimdiden beni gelin gibi benimsediler. Benimkilerin ise hiç haberi yok.RUMUZ: HURUGüzel kızım, ailen anlar, gibi şeyler yazmayacağım. Çünkü bence sen ailenin sevgili kızı olarak kalmaya devam etmelisin. Bu evlilik yürümez. Çünkü senin daha ilk satırlarından bu genci ve ailesini küçük gördüğün hissediliyor. Seni kınadığımı sanma; haklısın.Senin gibi, senin aile sisteminde yetişmiş genç kızlar, bu çevrenin dışında mutlu olamazlar. Elbette aile farkı, eğitim ve kültür farkı zaman içinde sorun yaratacaktır. O genç de mutsuz olacak sonuçta. Ancak, lise mezunlarını küçümsemen hoşuma gitmedi.Söylesene ailende hiç mi lise mezunu yok. Örneğin benim annem ve anneannem lise mezunuydular. Yabancı okullarda okumuşlardı ama sonuçta lise diplomalıydılar. Ama son derece kültürlü, saygın ve eğitimli insanlardı. Bugün lise mezunlarının iyi yetişmediğini görüyorsak, bu eğitim sistemimizin kusurudur, insanların değil.Ve eğer bugün lise mezunlarına iyi iş olanakları sunulmuyorsa, bu yine üniversite mezunlarına bile iş imkanı sağlayamayan, yöneticilerimizin sorunudur, kişilerin değil.Özel cevap yazamadığım için bağışla. Benim görevim bu sütunlarda yazmak. Belki ilerde sitem açılırsa, o zaman özel cevap yazabileceğim.Yeni yılınızı en içten dileklerimle kutlarımYeni yılınızı en içten dileklerimle kutlarım sevgili okurlarım.Yeni bir yıl, biz orta yaştakiler için aslında pek de heyecan verici olmuyor artık. Anlamak istemiyoruz, görmekten kaçınıyoruz ama yaşlanıyoruz bal gibi. Yeni bir yıla girmek, yeni bir yaş almak, kısacası yaşlanmak işte!Saçlara biraz daha aklar düşmesi, yüzdeki kırışıklara birkaçının daha eklenmesi, eklemlerde biraz daha fazla sızı, yüreğimizde biraz daha çarpıntı. Ama bu artık bir aşk heyecanıyla değil, ya yüksek tansiyondan ya da damar sertliği başlangıcından kaynaklanan bir çarpıntı.Diyeceksiniz ki, ‘Bu yılbaşı gününde de bunlar mı yazılırmış?’ E, ne yapayım? Ben sizlerle hep içimden geçenleri paylaşmadım mı bugüne kadar? Ben de sizlerle dertleşmedim mi? Okurlarıma bir yılbaşı tebriği yazayım dedim, bunlar çıktı parmaklarımdan.Siz yine bakmayın bana, size yeni yılda yeni aşklar, yeni heyecanlar, mutluluklar ve bana muhtaç olmadan geçecek dertsiz, sevgi dolu günler diliyorum.Sağlık ve huzur hep siz sevgili okurlarımın yaşamında olsun.!Neden hep aşk acısı çekiyorlarGüzin Abla.Ben 16 yaşında bir erkeğim. Benim herhangi bir derdim yok.Sadece söylemek istediklerim var.Size yazanların büyük bir çoğunluğu aşk acısı çekmekte. Oysa aşk sırf acı mıdır? Niye ilişkilerde hep acı çekilir? Niye kimse yakaladığı o tadın farkına varmak istemez de, onun yerine hep olumsuz yönlerini görür? Tam o mutluluk yakalanmışken, niye acıya dönüşür?Çünkü insanlar hayatı ve aşkı yaşamayı bilmezler. Halbuki aşk mutluluktur. Hayatın anlamıdır. Elbette ki sıkıntılar olacaktır. Şu an benim de bir kız arkadaşım var ve tüm kalbimle söylüyorum; ona aşığım. Bizim de elbette ki tartışmalarımız oluyor, ya da sıkıntılarımız. Ama hiç bir şeyin bu büyüyü bozmasına fırsat vermek istemiyorum. Buradan herkese aşkı bir dert haline getirmeyip, tadını çıkarmaları gerektiğini hatırlatmak istedim. Ben Cansu’mu çok ama çok seviyorum.RUMUZ: BURKAN ÖZGÜRAman da aman, bu satırları yazana da bir bakın. Bayıldım sana! 16 yaşında böylesine olgun, böylesine filozof olabilmek, her ferde nasip değildir oğlum. Ne güzel, böyle düşünebilmen.Umarım hep mutlu olursun, hep aşık olursun, hiçbir zaman aşk acısı çekmezsin. Bu Cansu da ne kadar şanslı bir genç kızmış. Umarım senin gibi bir gencin sevgisini karşılıksız bırakmıyordur. Ama işte oğlum, ne yazık ki aşk hep böyle olumlu ve mutlu geçmiyor.Hayat hep beklentilere karşılık vermiyor. Seviyorlar, sevilmiyorlar. Seviyorlar, aldatılıyorlar. Seviyorlar, terk ediliyorlar. Seviyorlar, kavuşamıyorlar. Onlara da hak vermelisin, nasıl mutlu olsunlar?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!