“Bellek bozan” hastalıklar hangileri?

Bazı sağlık sorunları bizi diğerlerinden fazla korkutur. Bir gün o sorunlarla karşı karşıya kalmaktan ürker hatta korkarız. Bunlardan biri de “bellek zayıflaması” yani “unutkanlık”tır.

Ağır derecede hipertansiyonu olduğu halde tansiyon ilacını yutmayan, by pass sonrasında verilen hapları kullanmayı reddeden ama en ufak bir “dalgınlık” sorununda “belleğime bir şey mi oluyor?” diye telaşlanıp doktora koşan birçok insan tanıyorum.
Oysa şu çok önemli noktayı hiç unutmamamız lazım: Belleğimiz sağlık takımımızın bir oyuncusudur ve diğer oyuncuların durumundan ciddi şekilde etkilenir. Özellikle kilo sorunu olanlarda, tansiyonu yüksek seyredenlerde, kan şekeri ayarını ciddiye almayan diyabetlilerde, kolesterolü aşırı yüksek olanlarda ve daha pek çok sağlık sorununda bellek zayıflaması daha sık, daha çok ve daha erken yaşlarda görülür.
İşte bu nedenle bu sorunla karşılaşmamak istiyorsanız öncelikle beden ve ruh sağlığınızı bir bütün olarak iyi izlemeli, eğer varsa mevcut sağlık problemlerinizi (özellikle şeker hastalığı, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği gibi sorunlarınız) zamanında ve dikkatle tedavi ettirmelisiniz.
Peki, “Alzheimer hastalığı” ve “Bunama” dışında belleği bozan ya da bellek bozukluklarına yol açan başka sağlık sorunları var mı?
Tabii ki var! Bunlardan bazıları zannedildiğinden daha sık görülüyor ve onları bilmek, tanımak gerekiyor. En sık görülenleri de tiroid bezi tembelliği, depresyon, B12 vitamini ve demir noksanlığı ile gözden kaçan hipoglisemi olarak gösteriliyor.

Hipotiroidi belleğin düşmanıdır

Eğer tiroit beziniz yeteri kadar hormon üretemeyecek şekilde hastalanmışsa, bu durum bir süre sonra bellekte zayıflamaya yol açıyor. Özellikle “yaşlı insanlarda” bellek bozukluklarının arkasında gözden kaçmış bir “tiroid tembelliği” yani hipotirodi söz konusu olabiliyor.
Hipotiroidi sinsi seyreden, sessiz ve derinden ilerleyen ve çoğu zaman “tahlil yapılmadan teşhis edilemeyen” bir hastalık. “Kolay yorulma, bitkinlik, uyku eğilimi, kansızlık, kabızlık, deride kuruma ve sararma, saçlarda kuruluk ve kırılma, soğuğa tahammülsüzlük, terlemede azalma” gibi belirtileri var ama bunlar çok farklı hastalıklarda görülebilen ve sık karşılaşılan problemler “Unutkanlık” dahil hipotiroidi belirtileri işte bu nedenle çoğu zaman ciddiye alınmıyor ve işte bu nedenle unutkanlık sorunu olduğunu fark edenlerin basit bir tarama testini mutlaka yaptırmaları lazım.
Bu testin adı “TSH testi”. TSH seviyenizin 4-4.5’in üzerinde olması dikkati çekmeli, 5’i geçmesi kesinlikle ciddiye alınmalı. Hatta bellek sorunu olanlarda TSH’sı 3’ü geçenlerde bile “gizli hipotiriodi hastaları” gibi kabul edilmeli, daha ileri incelemelere tabi tutulmalı.

Depresyon unutturur!

Depresyon sık görülen ruhsal hastalıklardan biri. Çoğu depresyonlu hastada az ya da çok bellek problemi de oluyor. Eğer bellek zayıflamasına “uyku bozuklukları, bölünmeleri, uyanma güçlükleri, sabah yorgunlukları, kolay ağlamalar, aşırı alınganlıklar, lüzumsuz öfkelenmeler, anlamsız kırılganlıklar, içe kapanmalar, keyifsizlik, halsizlik, bitkinlik, yorgunluk halleri” gibi işaretler eklenmişse, akla depresyon gelmeli ve en kısa sürede bir psikiyatristen yardım istenmeli...

B12 ve demir eksikliğine dikkat!

Beslenme problemlerinden kaynaklanan bellek zayıflıkları da var. Bunların başında B12 vitamini eksikliği geliyor. Özellikle et, yumurta ve diğer hayvani gıdaları az yiyenlerde, B12 noksanlığı sık görülen bir sorun.
B12 beyinde asetilkolin üretimini arttırarak hafızayı güçlendiriyor. Bedendeki B12 rezervi azalınca beyinde bellekle ilgili süreçler zorlanmaya başlıyor.
Demir eksikliğinin de önemli bir bellek zayıflaması nedeni olabileceği unutulmamalı. Yeteri kadar et yemeyenlerde, C vitamini kazanamayanlarda, demirden zengin sebzeleri ihmal edenlerde ya da başka sebeplerle meydana gelen demir eksikliği kansızlığında, unutkanlık sık görülen bir problem olabiliyor. Benim kanaatim D vitamininden ve omega 3 yağ asitlerinden yeteri kadar faydalanamayanların da belleklerinin güçsüz kalacağı yönündedir.

Beyin şekersiz yapamaz!

Unutkanlık sorunundan yakınanlarda görülen bir sorun da hipoglisemidir. Özellikle uzun süredir mevcutsa ve aniden değil de yavaş yavaş yerleşmişse beyin, kan şekeri düşüklüğüne zaman içinde adapte olabiliyor. Bu nedenle ciddi hipoglisemisi olan bazı kişilerde bile hipoglisemik işaretler “yani sersemlik, uyku hali, sinirlilik, huzursuzluk, çarpıntı, terleme, titreme, kronik bitkinlik yorgunluk durumu” ya gözden kaçıyor ya da hafif düzeyde okuyor.
ışte özellikle bu kişilerde hipoglisemi tek ve ilk işareti “unutkanlık problemi” olabiliyor. Bellek sorunu olanlarda hipogliseminin de araştırılmasında fayda var.
Yazarın Tüm Yazıları