Bekir Coşkun: Yıprana yıprana...

Bekir COŞKUN
Haberin Devamı

Demirel ne zaman ince saz heyetini uçağına alıp havalansa, ben havada giderken önemli bir şey söyleyeceğini bilirim, kulağım havada kalır.

Bu sefer ne dedi havada:

‘‘Parlamento'yu yıpratmayınız...’’

‘‘Yıpratılmayacak şeylerin’’ fiks listesini sık sık açıklamayı otomatiğe bağlamış olan Cumhurbaşkanı'nın ‘‘Yıpratılmayacak şeyler listesini’’ zaten ezbere biliriz:

‘‘Devleti yıpratmayınız.’’

‘‘Rejimi yıpratmayınız.’’

‘‘Cumhurbaşkanlığı makamını yıpratmayınız...’’

Böylesine ‘‘Yıpranmamış şeyler’’ ülkesinde, bizim medya arada bir yoklasa da:

‘‘Beyefendi acaba Parlamento...’’

‘‘Parlamento'yu da yıpratmayınız...’’

*

Oysa Parlamento'yu en çok yıpratan kim?..

Demirel...

İki defa Parlamento'yu kapattırmak gibi bir başarısını tarihin derinliklerine gömsek bile, bu üçüncüsü ne oluyor?..

28 Şubat süreci sürüyor mu?..

Sürüyor...

Bu ülkenin ulusal sorunları Parlamento yerine, Demirel'in başkanlık ettiği MGK'da ele alınıyor, karara bağlanıyor mu?

Bağlanıyor...

Daha bu geçen on gün içinde ‘‘Seçim kararı Meclis'in işidir’’ dedikten sonra, Genelkurmay Başkanı seçim isteyince -ki Meclis henüz konuyu tartışırken- Demirel ‘‘Seçim 18 Nisan'da yapılacak’’ dedi mi?..

Dedi...

Böyle bir Meclis'in yıpranmamış yanını kim bulabilir?.. Yeryüzünün hangi demokrat ülkesindeki parlamento bu denli yıpratılmış, kişiliği ve saygınlığı un ufak edilmiştir dersiniz?..

Koyun bunun üzerine, tek tek parlamenterlerin -işte görüyorsunuz- seviyesini...

Biz bunun neyini-neresini yıpratacaktık?..

*

Ya Cumhurbaşkanlığı makamı yıpranmadı mı?..

Diyelim ki Cumhurbaşkanı yıpranınca, makam ne oluyor?..

Yani bizim ‘‘Beyefendi, bir zahmet kalkar mısınız, iki çift lafım var, makam yıpranmasın’’ deme olanağımız var mı?..

Yok...

Peki; yıpranan devlet adamından devleti, yıpranmış parlamenterden Parlamento'yu, Cumhurbaşkanı'ndan Cumhurbaşkanlığı makamını nasıl kurtaracağız?..

Bir tek bunu bilemiyoruz.



Yazarın Tüm Yazıları