Bekir Coşkun: Süleyman Bey meselesi...

Bekir COŞKUN
Haberin Devamı

Önce Süleyman Bey meselesinin uzunluğu tartışıldı; 7 artı 3 mü olsun, 5 artı 5 mi olsun, 5 çarpı 5 mi olsun?..

5+5+5+5 mi olsun?..

Şimdi ise; Süleyman Bey meselesi açık mı olsun kapalı mı?..

Anayasa'yı Süleyman Bey için açık oyla değiştirmek ile Süleyman Bey için kapalı oyla değiştirmek arasında göz açıp kapatmak kadar fark yok.

Açık da olur, kapalı da...

Açık olsa açıktır, kapalı olsa kapalıdır.

Mesele; Süleyman Bey'in önünün açık olmasıdır.

Süleyman Bey'in önü açıktır, ama arkası kapalıdır, çünkü arkasında halk yoktur.

Taş çatlasın yüzde 10-15...

*

Olsun...

Süleyman Bey arkasında halk olmadan da, kendisi halkın arkasına binerek yol alır.

Ne diyor dün:

‘‘Yedi yıl uzun...’’

Peki bunu söylemek için niye uzun yedi yılın sonunu bekledi dersiniz?.. Çünkü bir daha seçilmesi için yapılacak Anayasa değişikliğinin gerekçesini kuvvetlendirmek için.

5+5 olur, bu arada Süleyman Bey 5'lerden birisinin sırtına binmiş olarak geçer gider.

Bu ülkenin Süleyman Bey meselesi bitmez.

Sebebi, Süleyman Bey'in insanların gözünün içine baka baka kavramları-kurumları-ilkeleri kendine göre değiştirme yeteneğidir.

Misal, diyor kine:

‘‘Adam, iki defa seçilmek için menfaat dağıtırmış. Bu yasakçı Türkiye'dir...’’

Sanki bir defa daha seçilmek için, Anayasa'ya aykırı olduğu dokuz kez kanıtlanmış ‘‘milletvekillerine kıyak menfaati’’ daha geçen gün ben imzalayıp dağıttım?..

*

Bakın:

Bence Türkiye ciddi bir sınavdadır.

Sorun ‘‘Verdiysem ben verdim’’ eğemen anlayışına evet mi, hayır mı sorunudur.

Evet mi, hayır mı?..

‘‘Verdiysem ben verdim’’ anlayışına hayır, ama Süleyman Bey'e evet, asla olmaz.

Temiz toplum, temiz yönetim için kampanyalar açan medya, aydınlar, aklı-dili olan herkes, ama herkes bunu iyi bilmelidir.

‘‘Verdiysem ben verdim’’ kalsın mı, gitsin mi?..

Yazarın Tüm Yazıları