Bekir Coşkun: Medya nereye?..

Bekir COŞKUN

Demek ki iki Türkiye var.

Birinci Türkiye:

Masaların üzerine kafataslarını dizmişler, kimlik tespiti için yakını kaybolmuş olanları çağırmış kafataslarını gösteriyorlar. Acaba kafataslarını tanırlar mı?..

Her gün evlerin-villaların altından yeni yeni cesetler çıkartılıyor.

Radyolar-televizyonlar durmadan ‘‘En son çıkartılan ceset sayısını’’ veriyorlar.

Her taraf ceset dolu...

Vakit kış... Ülke kar altında, yakıt yok...

Kaloriferler yanmıyor, elektrik kesik kesik...

Devlet adamları paltoyla oturmuş, o cesetleri gömenlerin, gömmeden önce kurbanlarına nasıl işkence yaptıklarının kasetlerini izliyorlar. Birisi ‘‘Halka gösterirsek isyan çıkar’’ diyor.

İsyan...

Oysa isyan edenler; dinci terörün yandaşları. Kara çarşafları, yobazlar ordusu, tekbir sesleri ile illeri, kasabaları esir alıyorlar, devlet üzerlerine bile gidemiyor.

Ebeveynler, ‘‘Gece ışıkları söndürmesinler, çocuklar korkuyor’’ diyorlar.

Hem karanlık, hem etraf ceset...

*

Öbür Türkiye:

Öbür Türkiye'yi daha çok gazetelerin sayfalarında bulabilirsiniz. Misal, Türkiye'nin ‘‘Parlayan yıldız’’ olduğunu...

Ya da; ‘‘Uç Türkiyem uç...’’

Bu ‘‘uçan Türkiye’’, yatırıma ayırdığı para ile iktidar yakınlarının sırf 1999 yılında çaldıkları para eşit olan Türkiye. Deprem görmüş vatandaşlarına ayırdığı parayı, sırf beş banka batıranlara kaptıran Türkiye.

Hırsızların ve soyguncuların egemen olduğu, bir milleti soyanların el üzerinde tutulduğu Türkiye.

Çeteler ülkesi...

Ülkeyi yönetenlerin ihanet ve gafleti ile bodrumlardan ceset toplayan Türkiye.

‘‘Parlayan yıldız’’ bu...

*

Ne yapıyorsunuz siz?..

Böyle bir medya ile olacağı varsa da, yıldız olmanın, ya da uçmanın olanağı var mıdır?..

Türkiye'yi bu hale getirenlere böyle ödün vere vere, kafaları kuma göme göme, birinci Türkiye'nin perişan insanlarının yüzüne baka baka...

Nereye?..