Bekir Coşkun: 657'ye tabi İsa...

Bekir COŞKUN
Haberin Devamı

657'ye tabi İsa, Hasan Mezarcı'nın televizyon televizyon koşuşturması, eski ramazan eğlencelerinin yerini aldı sayılır...

Karagöz-Hacivat yerine saçlarını Arie-Bleu ile boyatmış, küpeli bir mesih...

Emekli maaşı alan ve 657'ye tabi yeryüzünün ilk peygamberine ‘‘Ey inananlar, 1'inci derecenin 4'üncü kademesinin katsayısını yükseltiniz...’’ şeklinde vahiy gelmesi an meselesi...

Bu arada reyting rekorları kıran Reha Muhtar, Orhan Uğuroğlu gibi arkadaşlarımızın ise, 657'ye tabi peygamberin karşısına çıkmak için ayetleri tarayıp, muhtemelen hatim indirdiklerini bilmelisiniz...

Sonuçta Uğuroğlu'nun Meryem Ana'ya ‘‘Meryem anne’’ diye tutturması, Reha Muhtar'ın giderek Bilal-i Habeşi'nin torununa benzemesi boşuna değil...

*

Bence bu gibi yayınlar İslamiyeti küçük düşürmüyor...

Tam tersine sahtekárların, din sömürücülerinin, toplumu asırlardır emen bu adamların deşifre edilmesi, sergilenmesi, gerçek yüzlerinin gösterilmesi açısından şart...

Bu düzenbazlar eskiden de vardı...

Ama o zamanlar televizyonlar ve yürekli yayıncılar yoktu...

Misal, önümde duran, yine böyle bir densizin yazdığı kitap, otuz yıldır saf Müslümanlara vaat ediyor:

‘‘Her kim ki Cennet-i alaya giderse, otuz bin bakire huri onun payına düşer...’’

Burada söz konusu olan tabii ki erkekler...

Kadınların Cennet'e gitme olasılığı düşünülmüyor bile...

Oysa bu devirde kadınlar erkeklerle eşit haklara sahip... Duygu Asena gibi feminist savaşçıların önderliğinde bilinçlenen kadınlar, erkeklere ‘‘otuz bin bakire huri’’ vaadi karşısında isyan etmezler mi:

‘‘Bize de Nuri...’’

*

Tüm bu sahtekárlara karşı gerek bilinçli-akıllı Müslümanların, gerekse bizim yayıncı arkadaşlarımızın el ele verip büyük bir hizmet yaptıklarına inanıyorum...

Kimse Müslümanlık gibi yüce bir dini kullanmasın...

Bu açıdan; 657'ye tabi İsa'nın da bir büyük hizmeti gerçekleştirdiği ortadadır...

Bence mubarek takdir, ona bu yüce görevi vermiş olabilir:

Siyasetten üniversitelere, ticaretten dergáhlara kadar, kimi sahtekárın saf-masum-iyi niyetli insanları kandırmak için neler neler yapabileceklerini gösterme görevini...

Bu açıdan mesih mi, mesih...

Yazarın Tüm Yazıları