Beddua!

DİNCİ kesimde, gerçek bir dindar olarak tanınan yazar Mehmet Şevket Eygi, açık sözlüdür. Sivri konuşur. Eleştirilerini, dolambaçlı yollara sapmadan net olarak söyler. Böyle olunca da, iktidar mensuplarının birçoğu tarafından sevilmez!

Son zamanlarda kafasının çok kızdığı anlaşılan Eygi Hoca, bir süre önce, Millî Gazete’deki köşesinde, dini siyasete ve ticarete alet edenlere beddua üstüne beddua yağdırdı.
Milleti hortumlayanlara, haram yollardan zengin olanlara çok sert tepki gösteren Mehmet Şevket Eygi isyanını (özetle) şöyle dile getirdi:
* * *
“Allah bin kere belânızı vesin!
Allah cezanızı versin! İslâmcılığın cılkını çıkardınız!
Ben, çoğunuzun o eski mücahitlik günlerini bilirim, ne nutuklar atıyor, mangallarda kül bırakmıyordunuz. Sonra mücahitlik postunu çıkardınız, müteahhit oldunuz!
Müslüman’san, hangi meşrep ve mezhepten olursan ol, mutlaka doğru ve dürüst olmak zorundasın. Siz, yıllar var ki, doğruluk şişesini taşa vurup paramparça ettiniz!
Bre uğursuzlar!
İslâm’da devlet ve belediye bütçelerini hortumlamak var mıdır?
Rüşvet almak var mıdır? İhalelere fesat karıştırmak var mıdır?
Haram yollarla süper zengin olmak var mıdır?
Size beddua ediyorum. Allah belânızı versin! İki yakanız bir araya gelmesin!
Haram servetlerinizi huzur içinde yiyemeyin, e mi?
Müslümanların yüzünü kara çıkarttınız!
Başınız belâdan kurtulmasın!” (Mehmet Şevket Eygi, Millî Gazete)
* * *
Eygi Hoca’nın sert bedduasından sonra, eğlenceli bir pazar fıkrası ile tebessüm edelim...
Tilki, ormanda gezerken bir ağacın dalında asılı bir geyik budu görür...
Karnı açtır ama akıllıdır, hemen atılmaz, çevreyi kontrol eder ve görür ki bu bir tuzaktır!
Geyik budu bir bombaya bağlıdır! Yeteri kadar uzaklaştıktan sonra başını ön ayaklarının üzerine koyarak yatar, sabırla beklemeye başlar. Bir süre sonra kurt gelir, budu görür ve biraz uzakta yatan tilkiyi de fark eder tabii... Kaşlarını çatarak sorar:
“Orada ne yapıyorsun tilki efendi?”
“Hiiiç... Yatıyorum dostum.”
“Burada nefis bir geyik budu var, görmedin mi?”
“Evet, gördüm tabii...”
“Şaşırdım doğrusu! Hem gördün, hem de yemedin ha?”
Tilki, dua eder gibi yapar, sonra sakin ve olgun bir tavırla ağır ağır cevap verir:
“Malum, ramazan ayındayız. Ben bugün oruçluyum.”
Kurt, kendinden emin bir şekilde homurdanır:
“Öyleyse ben yiyeyim. Aksi halde, bu sıcakta geyik eti hemen bozulur, kokar.”
Tilki “Elbette dostum, tabii ki yemekte fayda var. Buyur ye, afiyet olsun” der.
Kurt, geyik buduna uzanır uzanmaz müthiş bir patlama olur. Ortalık toz duman!
Kurt, yaralı bir halde kımıldamadan yerde yatarken tilki budu alır ve yemeye başlar.
Bunu gören yaralı kurt öfke ile “Hani oruçluydun şerefsiz?” diye bağırır.
Tilki pişkin pişkin sırıtır:
“Az önce top patladı ya dostum, duymadın mı?”
* * *
Günümüzde toplumumuz iki ayaklı tilkilerle dolu.
Uyanıklar, ateşi elleriyle tutmayıp, maşa olarak başkalarını kullanıyorlar!
Günümüzde hortumcu tilkilerin orucu böyle oluyor!
Yazarın Tüm Yazıları