Bebekler demir eksikliği riski altında

Güncelleme Tarihi:

Bebekler demir eksikliği riski altında
Oluşturulma Tarihi: Kasım 01, 2009 12:13

Yaşamın her döneminde önemli olan beslenme, özellikle büyümenin en hızlı olduğu evrelerden olan bebeklik döneminde ayrı bir önem taşır.

Haberin Devamı

Doğumdan 2 yaşın sonuna kadar devam eden dönem çocuklarda büyüme gelişmenin en hızlı olduğu, yaşama sağlıklı başlangıç için en kritik dönemdir. Kadıköy Şifa Suadiye Polikliniği Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Günay Ermergen çocuklarda demir eksikliğinin yaratabileceği sorunları ve tedavi şekillerini derledi.

Bebeklerin sağlıklı gelişimi genetik özellikleri yanında beslenme, temiz çevre, sosyal etkileşimler gibi dış etmenlere de bağlıdır. Fizik ve nöromotor gelişimin sağlanması ve enfeksiyonlara karşı vücudun direnci üzerinde beslenmenin önemli etkileri vardır. Yanlış beslenme sonucunda kansızlık, raşitizm, kabızlık, obezite, hiperkolesterolomi, damar sertliği, kanser ve şeker hastalığı, diş hastalıkları başta olmak üzere pek çok sağlık sorunu ile karşı karşıya kalınır.

Değişen yaşam koşulları, farklı sosyoekonomik ve kültürel yapı beslenme alışkanlığında ve ortalama beslenme biçiminde değişikliklere sebep olmuştur. Sosyal ve ekonomik gelişimin önemli göstergelerinden birisi çocukların beslenme durumudur. Bebeklik ve çocukluk dönemi yapılan beslenme hataları öncelikle çocuğun fiziksel ya da zihinsel gelişimini etkileyebileceği gibi, uzun süreli sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına da yol açabilir.

Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, düşük gelir düzeylerine sahip bireylerde Fe, İyot, Vitamin A, Çinko, Vitamin D eksikliği görülme olasılığı çok yüksektir. Demir, Çinko ve Vitamin A eksikliklerinin tüm dünyada çocuk ölümlerinin 2 / 3’ ünün altta yatan nedeni olduğu bildirilmektedir.

Demir eksikliği anemisi ülkemizde 0 – 6 yaş grubunun yaklaşık yarısında, okul çağı çocuklarının ise yüzde 30’unda görülmektedir. Demir eksikliği organ ve hücrelerde ya da moleküler düzeyde görülebilir. Demir oksijen taşınması, depolanması, hücre büyümesi, çoğalmasında yaşam için vazgeçilmez bir elementtir. Toplam vücut demiri 3 - 4 gramdır. Hemen tamamı alyuvarlarda hemoglobin içinde bulunur, karaciğer en önemli demir deposudur. Diyetteki demirin yüzde 10’u emilir. Bu nedenle günlük diyette 8 – 10 gr demir alınması gerekir.

Yenidoğan ve 3 aylık süt çocuğu dönemi en hızlı kitlesel büyüme dönemi olmasından dolayı, demir gereksiniminin en çok olduğu çağdır. Yenidoğan bebek yalnızca 250 mg demirle dünyaya gelir. Bu miktar onun ancak ilk 6 ay gereksinimlerini karşılayabilir ve bundan sonra dışarıdan demir alınmazsa demir eksikliği anemisi başlar. Özellikle bitkisel kaynaklı besinlerin demir içerikleri 6 – 24 aylık dönemde bebeğin gereksinimlerini karşılayamaz. Hayvansal kökenli besinlerde, bitkisel besinlerdekine göre daha çok demir bulunur ve daha yüksek oranda emilir. Bazı bebeklerde hayvansal besinlerin diyete eklenmesi yeterli olmakla birlikte, pahalı olması nedeniyle gelişmekte olan ülkeler için pratik bir çözüm değildir. Bu nedenle bebeklere 6 aydan itibaren demir takviyesine başlanması gerekmektedir.

Prematüreler, düşük doğum ağırlıklı bebekler, anne sütü ile beslenemeyenler, 6 aydan uzun süre tek başına anne sütü alanlar, bir yaşından önce inek sütü ile beslenenler, demir içeriği düşük yiyeceklerle beslenenler, sık enfeksiyon geçiren bebekler demir eksikliği anemisi için risk oluştururlar. 4 – 6 ay sürecinden başlayarak demir desteği gerekir. Bir yaş altı demir desteği verilmesinin gelişimsel ve davranışsal yararları gösterilmiştir. Tek başına anne sütü, yaşamın ilk altı ayından sonra tüm besin öğesi gereksinimlerini karşılayamaz. Kırmızı et ya da yumurta her gün ya da olabildiğince sık diyette olmalıdır.

Dünya Sağlık Örgütü demir eksikliğinin önlenmesi için 2 yaş altında 12,5 mg /gün demir alımını önermektedir.

Emilimi en yüksek olan Fe+2 kaynağı karaciğer, koyun ve sığır etidir. Tavuk ve balıkta bu oran azdır. Baklagillerdeki demir içeriği tahıllardan fazladır. Bitkisel besinlerde hem olmayan Fe vardır. Süt ve yumurtanın içinde Fe+3 vardır ve ancak yüzde 4 - 15'i emilir. Anne sütü demir içeriği düşüktür ancak bu demirin emilimi yüzde 50’dir. Hem olmayan Fe kaynağı ıspanak, pekmez, semizotu, kuru üzüm, börülce, havuç, patates, kuru baklagiller, yumurta yüksek demir içerikli yiyeceklerdir. Kepekli un, kepekli ekmek pişirmeyle hem demirinde değişiklik olmazken, hem olmayan demir yüzde 70 - 80 kaybolur. Çay, kahve, kakao, yoğurt, süt, peynir, yüksek posalı yiyecekler demir emilimini azaltırlar.
Bebeğin hızla büyüdüğü bu dönemde demir eksikliği olursa bağışıklık sisteminin normal olarak çalışamaması ve buna bağlı enfeksiyon hastalıklarına yatkınlık, sindirim sisteminde aksamalar, deri ve mukozalarda bozulmalar görülür. Bunlara ek olarak tartı alışı boy uzaması olumsuz etkilenir ve büyüme geriliği meydana gelir. Daha da önemlisi; beynin doğumdan sonraki ilk iki yaşta gelişimi çok hızlıdır. Beynin gelişimi için yeterli demir alınması zorunludur. Yeterli alınmadığında ise zihinsel, motor ve davranışsal yetersizlikler meydana gelir. Beyinle ilgili fonksiyon bozuklukları iki grupta toplanır. Birinci grupta davranış kusurlar ı(aşırı ağlama, uykusuzluk, huzursuzluk, uyumsuzluk, iştahsızlık, anneye aşırı düşkünlük) yer alıyor. Bunlar geçici bulgulardır ve demir tedavisi ile düzelir. Ancak ikinci grupta yer alan bilişsel fonksiyonların olumsuz etkilenmesinden doğan bulgular ise kalıcı olabilir.

Klinik olarak bu çocuklarda iştahsızlık, halsizlik, solukluluk, algıda güçlük, dikkat bozukluğu, dil gelişim sorunları karşımıza çıkar. Ayrıca demir eksikliği olan çocuk garip şeylere karşı bir iştah duyar (toprak yeme, kum yeme, buz yeme gibi).

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!