Bayram faturası

İnternette bir poker sitesi keşfettim.

Haberin Devamı

Eski pokercilerden olan ben, canlı oyun oynanan bu siteye gerçek adım ve soyadımla bir de gerzek gibi gerçek fotoğrafımla üye oluverdim.


Vallahi billahi bu bayram evde oturduğuma bin pişman oldum, bu bayramın faturası bana çok ağır oldu.
Faturası derken deyimdeki gibi “faturası bana çıktı, ihale bana kaldı” anlamında falan değil, bayram harcamaları, paracıklarımın elimden avucumdan ben hiç anlamadan, evimden hiç çıkmadan yok olup gitmesi, beni derinden sarstı.
Aslında suçlu benim, salak olan da benim, bağımlı da benim ama işte bilemedim, önümü göremedim, bir kısmı hatamsa bile bir kısmında vallahi suçum yok benim.
Anlatayım, kararı sizler verin.
Bu bayram evde oturmaya karar verdim. İlk sebebi aldığım üç kiloydu.
Kilolar sadece göbeğime gitmiş ve göbeğim göğüslerimle aynı hizaya gelmişti. Yandan bakınca evlere şenlik bir görüntü, al sana nostalji; 4,5 aylık hamile Ayşe.
Ama yaş gelmiş 42’ye, yani tatil yok, girdim rejime.
İkincisi dedim ki verme şimdi bir dünya para tatil yerlerine, üç liralık otel bayramda on lira. Her yer insan kaynıyor, bayram bitsin, millet gelsin, en kral tatil senin, git o zaman istediğin yere.
Ve gittim canım sıkılmasın diye bir sürü film aldım, bir de büyükler için oyuncaklar. Aklınıza kötü bir şey gelmesin, büyükler için oyuncaklar dediysem mesela kristal büyütme, buzdolabı için kilden değişik şekillerde magnet yapma takımı, maske boyama, parfüm yapma takımı falan.
Bir de maske demişken aklıma geldi; suratım için bir dolu maske aldım.
Ee haliyle bunlar tuttu bir dolu para ama zaten vardı bunlar hesaplarımda.
Arife günü ve bayramın birinci günü oyalandım bunlarla, parfüm ürettim, nerede takacağımı bilemediğim maskeler yaptım, buzdolabımın üstü magnetlerle doldu, taştı ama ikinci gün sıkılıverdim, aldığım tüm filmleri de iki gecede izledim. Eşin dostun rakı-balık davetlerini de istemeyerek de olsa geri çevirdiğimden özellikle geceleri çok yalnız hissediyordum kendimi.
Ne yapsam, etsem derken internette bir poker sitesi keşfettim. Eski pokercilerden olan ben, canlı oyun oynanan bu siteye gerçek adım ve soyadımla bir de gerzek gibi gerçek fotoğrafımla üye oluverdim.
İlk başlarda son derece mütevazı şekilde bana verilen çiplerle eğleniyordum ama işte şeytan insanın içine kaçmaya göre, çiplerim bitmeye başlayıverince, masadakiler de “vay be köşe yazarı hanım güzel yazıyor ama pokerde daha çömez” gibi bana laflar ettikçe, poker sitesi de dakika başı gözüme gözüme “Gel, şu kadar çip bu kadar lira, bizden bunu alırsan, al sana bu kadar bonus” falan dedikçe;
“Tamam len” dedim.
Girdim kredi kartı bilgilerimi, aldım milyonlar dolusu çiplerimi...
Ve benimle dalga geçilen masaların her birine uğradım bir bir...
Büyük havalarla tabii ki!
Ama ne oldu, onların tabiriyle hep “ütüldüm...” Ütüldükçe çip aldım.
Ve bir baktım gerçek parayla da ütülmüşüm.
Büyük bir yemin edip bir daha almadım ve siteyle vedalaştım.
Bir yanda suçluluk duygusu, bir yanda can sıkıntısı ile bir erkek arkadaşıma mesaj attım.
“Hani senin sürekli oynadığın, bayıldığın şu oyun neydi; hani mısır, domates, patlıcan ekiyorsun, biçiyorsun falan...”
“Green Park ama zor, sen beceremezsin...”
“Hadi be” dedim, oyunu yükledim.
Baktım aman pek zevkli, sürekli ekiyorum, biçiyorum karpuz, kavun, patates, domates, elma, erik, incir, mandalina ağaçları, traktörlerim var. Basıyorum düğmeye alıyorum elma, basıyorum alıyorum traktör, arsa küçük geliyor, basıyorum arsam oluyor iki misli. 10 dakikada bir ben level atlıyorum, içimden dedim ki benim arkadaşım harbi salakmış.
Mesaj attım;
“Sen gerçekten aptalmışsın, senin oyunda üç ayda geldiğin yere ben üç saatte geldim.”
Cevap: “Kredi kartınla alırsan her şeyi tabii gelirsin, uyanık.”
İşte o an beynimden aşağısı uyuştu, pokerden ötürü kredi kartım sistemdeydi, otomatik olarak önüme de “al” yazısı çıkınca ben dikkat etmeyip bedava sanıyordum, halbuki her alış paraylaymış.
E-postalarıma bakınca fatura bilgilerinden gördüm ki level 15’e 1200 lira ödeyerek gelmiştim.
Pokerde kaptırdığım paraları yazmıyorum.
Tek yazacağım ben bu bayramın faturasıyla iyi bir otelde en az üç-dört gece konaklardım.
Şimdilerde yazlığı olan arkadaş aramaktayım, haa okur da olabilir, boşa demiyorum yıllardır okur dostlarım diye herhalde.

Yazarın Tüm Yazıları