Bayrağı İtalya’nın elinden alacağız

Güncelleme Tarihi:

Bayrağı İtalya’nın elinden alacağız
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2004 00:00

2004 yılının son yazısını dünyaya ‘altın’ penceresinden bakan birine ayırmaya ne dersiniz? İmam Altınbaş, kuyumculuk sektörünün önde gelen isimlerinden Altınbaş Holding’in İcra Komitesi Başkanı.Gaziantepli Altınbaş ailesinin kurduğu şirketin ikinci nesil patronlarından.Onunla, önümüzdeki yıllarda Türk ekonomisinde ağırlığı giderek artacak olan kuyumculuk ve altın takı sektörünü konuşuyoruz.Yılbaşı, hediye, takıyı çağrıştırdığı için ‘altın’ meselesi günün anlam ve önemine uygun.Üstelik tam da bugünlerde, İngilizce yayınlanan Turkey Investor Dergisi son sayısında bir ‘altın’ dosyası hazırlamış.Dosyada yer alan yazıların birinde, Dünya Altın Konseyi’nin Türkiye Başkanı Murat Akman, Türkiye’nin şimdiye kadar yaklaşık 300 milyon parça takı ihraç ettiğini söylüyor. Yani şu anda dünyada 300 milyon kişinin üzerinde ‘Made in Turkey’ takı var.İtalya’dan sonra altın takı ihracatında 2. sıradayız.Yalnız İtalya ile Türkiye arasındaki uçurum hayli büyük.İtalya 4.5 milyar dolarlık takı ihraç ederken, bizim ihracatımız 800 milyon dolar civarında.Ancak İmam Altınbaş ‘Bayrağı İtalya’nın elinden alacağız’ diyor. Başbakan Erdoğan da, geçtiğimiz aylarda düzenlenen kuyumculuk fuarında hedefi ortaya koymuş: ‘Türkiye’nin hedefi 5 milyar dolarlık takı ihracatı olmalı.’İmam Altınbaş, hedefe kilitlendiğimiz takdirde bunun beş yılda mümkün olabileceği görüşünde.Zaten kendisi ve dolayısıyla Altınbaş Kuyumculuk hedefe kilitlenmiş vaziyette.12 bin metrekareye Türkiye’nin en büyük altın fabrikasını kurmuş.Marka ve tasarıma inanmış.Cağaloğlu’ndaki binasında, Marka Yönetim Merkezi oluşturmuş.Bugün, Altınbaş ürünleri, Türkiye’de ve dünyada ‘franchise’ sistemiyle 3 bin noktada satılıyor.Avrupa’dan ABD’ye, Rusya’dan Kuzey Afrika’ya 35 ülkeye ihraç ediliyor. HİNDİSTAN’DA ÜRETİMAynı zamanda, Altınbaş’ın bazı tasarımları İtalya, Güney Kore ve Hindistan’da üretiliyor.Neden İtalya, neden Hindistan ve neden Güney Kore?Hindistan tahmin edebileceğiniz gibi el işçiliğinin ucuz olması nedeniyle cazip.İtalya ve Güney Kore ise teknolojik üstünlüğe sahip.Bu arada İmam Altınbaş’ın bizzat kendisi İtalya’yı sıkı takibe almış.Ünlü kuyumcu Bulgari nasıl bir dünya markası olmuş diye incelemiş.‘Bulgari halka açık bir şirket. Cirosu 780 milyon dolar. Aksesuvar, parfüm de üretiyor. Cirosunun yüzde 41’i mücevherattan. Bunun da karşılığı 30 ton altın eder’ diyor.30 ton altın Altınbaş’ın da yıllık üretimi.Terazinin bir kefesinde dünya markası Bulgari, diğerinde Türk markası Altınbaş.Ama İmam Altınbaş diyor ki: ‘İtalyanlar demir yorgunu. Biz bu sektörde daha genç ve dinamiğiz. Üstelik başka rakibimiz de yok. İtalyanları yendik mi dünya piyasası elimizde...’2004 yılına böylesine umut dolu sözlerle veda etmek ne güzel.2005’in ‘altın yılı’ olması dileğiyle mutlu yıllar.2004’e Fazıl Say ile veda etmek2005’e iki kala, Akbank Kültür Sanat Merkezi’nin Beyoğlu’ndaki binasında Fazıl Say’ı dinledik. Beethoven, Mozart’ın yanı sıra kendi bestelerini de çalan Say her zamanki gibi formundaydı.Akbank’taki Yılbaşı Özel Konseri’yle 2004’ü kapatan Say, 2005’e hızlı başlıyor.Yurtdışına ilk turnesi 7 Ocak’ta.Başlangıç noktası ise Kanarya Adaları.Çin’e kotaların kalkmasının bir bedeli de işçi çocuklara YARINDAN, yani 1 Ocak 2005’ten itibaren tekstil kotaları kalkıyor.Avrupa basını buna ‘big bang’ diyor.Nasıl demesin?169 milyar dolarlık global tekstil piyasasıyla 226 milyar dolarlık hazır giyim piyasasında kurallar altüst oluyor.Çin yıllardır bu anı bekliyor.Ürettiği mallar Dünya Ticaret Örgütü’nün 148 üyesine doğru ‘akacak’.OECD’nin önde gelen ekonomistlerinden Denis Audet’nin dediği gibi ‘kotaların kalkmasına karar verildiğinde kimse Çin’in böylesine hızlı kalkınacağını tahmin etmiyordu’.Çin’le birlikte ‘korkutan’ bir başka ülke de Hindistan.Hindistan 2010 yılına kadar ihracatını tam dört katına çıkarmayı hedeflemiş.Tekstil şirketleri iki yılda fabrika ve makineye 700 milyon dolar yatırmış. ABD tekstilde güçlü olduğu bazı kalemleri elden bırakmama telaşında.Avrupa ise tasarım ve lüks tüketim mallarına sığınmış.OECD verilerine göre, gelişmiş ülkelerde tekstil sanayiide işlerini kaybedenlerin sayısı 4 milyon.Böylesine kıyasıya bir mücadelede madalyonun bir de başka yüzü var.İşçi çocuklar...Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’te tekstil sektöründe çalışan çocuklar.Rekabetin kızıştığı bir ortamda mutlaka onların sırtına daha fazla yük binecek, mutlaka küçücük bedenleri daha çok hırpalanacak. Yıllar önce bir Hindistan gezisinde tanık olmuştum.Yarı çıplak küçücük çocuklar, kimyasal boyaların olduğu büyük tanklara kumaşları batırıp çıkarıyordı.Kotaların kalkmasının en büyük bedelini de onlar ödeyecek ne yazık ki...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!