Başkanın rimeli, bakanın çorabı

Güncelleme Tarihi:

Başkanın rimeli, bakanın çorabı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2007 16:49

Siyasete kadın olmak zor zenaat. Yok erkek egemen meclislere gönderme yapmak, fırsat eşitsizliğinden söz etmek ya da Bizans oyunlarından bahsetmek niyetinde değilim. Ben kılık kıyafet, aksesuvar, makyaj gibi daha feminen şeylerden sözediyorum.

Haberin Devamı

Aslında bu tartışma kadının siyaset hayatına ayak basması kadar eski. Kadınlar son dönemde siyasette öne çıktığından da modern zamanlar kadar yeni. Erkek politikacının, kadın meslektaşlarına göre nisbeten işi daha kolay. Biraz özen, biraz dikkat şıklık için yeterli. Çünkü erkek şıklığı kaliteli kesimli bir takım elbise ve kravat, ayakkabı, çorap gibi uyumlu aksesuvarlara bakar. Gerçi Ankara'daki erkek siyasetçiler bu şıklığı yakalamakta bile zorlanıyor ama, insan en azından beyaz çoraplı vekil sayısının azalmasıyla teselli buluyor.

Gelelim kadın siyasetçilere. Kadın siyasetçi için durum böyle midir? Böyle olsa, Fransa Adalet Bakanı Rashida Dati'nin file çoraplarını, ABD Başkanı olmaya talip Hillary Clinton'ın dekoltesini, Arjantin'in yeni devlet başkanı Cristina Fernandez de Kirchner'in bol rimelli kirpiklerini, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın forma sokmakta zorlandığı saçlarını konuşmazdık. Devlet işlerinin yanı sıra, kadın politikacının makbulu bakımlı ve şık olanıdır.

* * *

Haberin Devamı

Mesela Almanya Başbakanı Angela Merkel. Siyasete Doğu Almanya'dan atıldı. İlk yıllarda giyiminde kuşamında hep büyüdüğü, yetiştiği mütevazı taşra ortamının izleri vardı. Kuantum fizikçisi olabilmek için epey dirsek çürütmüş, ama dış görünüşü ihmale uğramıştı. Silik ve donuktu. Siyasetin aradığı karizmadan eser yoktu. Sonra müthiş bir değişim yaşanmaya başladı. Profesyoneller girdi devreye.
Kahverengi ve gri tonlarındaki tayyörler, takım elbiseler tavan arasına kalktı. Tombul, sarkık yüzünü olduğundan yaşlı gösteren saçları, volümlü bir fönle geriye tarandı. Ünlü modacıların imzasını taşıyan renkli ceketler ve koyu pantolonlar girdi gardrobuna. Yanaklarından eksik olmayan kayısı tonlu allığı alameti farikası oldu. Dünyanın en etkin liderleri arasında sayılan Merkel, artık fönsüz, makyajsız adım atmıyor. G-8 zirvelerinde, yurtdışı gezilerinde onu gölge gibi izleyen bir güzellik uzmanı var. Fırçası ve tarağıyla Merkel'i güzelleştiren Petra Keller'in adı seyahat listesinde başbakanlık asistanı olarak geçiyor.

* * *

Haberin Devamı

Bir de tarzıyla siyasete giriş yapan kadınlar var. Fransa'da cumhurbaşkanlığı için yarışan Segolene Royal böyle bir kadındı. Nicolas Sarkozy'ye karşı yarışan Royal, kıyafetiyle, tarzıyla da seçmeni etkilemeyi denedi. 53 yaşında olmasına rağmen genç kız görüntüsüne sahipti. Zara, Gerard Darel ve Paule Ka butiklerinden giyiniyordu. Fransa'nın önde gelen tarz gurularından Vincent Gregoire'ye göre Royal, vücuduna oturan mini ceketleri, şifon etekleri, sade kesimli pantolonları ve doğal makyajıyla "zeitgeist"i, yani dönemin entelektüel ve kültürel ruhunu yakalamıştı.

Gelelim Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner'e. Arjantinliler, henüz bir first lady'ken Cristina'yı takibe aldı. Pahalı markaları, pastel ve açık renkleri seviyordu. Kızıl saçları, ağır makyajı itici geldi başta. Cristina ise "14 yaşından beri yüzümü duvar gibi boyuyorum" diyerek aşırı rimelli kirpiklerini eleştirenlere cevap verdi. Refaha hasret duyan yoksul kesim, lüks marka düşkünü Cristina'yı iktidara taşımaktan çekinmedi.

Haberin Devamı

Tarzıyla dikkat çeken bir başka kadın siyasetçi ise Fransa'nın ilk Müslüman bakanı olan Rashida Dati. Kuzey Afrikalı kökenli Adalet Bakanı Dati, belki de tercih ettiği lüks markalarla, çocukluğunun geçtiği Fransa varoşlarındaki yoksulluğun acısını çıkarıyor. Beyaz Fransızlar, belki de bu nedenle kadın bakanın moda dergilerine file çorap ve Dior elbiseyle poz vermesine gıcık oluyor.

* * *

Ankara siyaset sahnesinin kadın oyuncuları da bir süredir uygun kostüm arayışında. Türban meselesi bir yana tarz sıkıntısı yaşıyor siyasetin vitrinindeki kadınlar. Biyeli ceketler, boru etekler, işlemeli blüzler, kırmızı ayakkabılar, beli boğan kemerler, gül iğneler... Teferruatta boğuluyor insan. Bazı istisnaların dışında iş dünyasının gerektiği sadelik ve doğallık unutulup gitmiş gibi.

Oysa dünya siyasetinde şık olmayı başaran kadınlar da var. Mesela ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice. ABD Yönetimi'nin zirvesine tırmanan ilk siyahi kadın lider. Unvanın karizmasına yaraşır çizgiyi bulabilmek için o da bocaladı. Başta vücut dili bile yeni statüsüne isyan etti. Elini, kolunu nereye koyacağını bilemedi. Matrix çizmelerle kendini daha rahat hissedeceğini sandı. En çok da siyahi genleriyle alakalı kabarık saçlarını forma sokmakta zorlandı.

Haberin Devamı

Rice'ın tercihlerine gelince, siyah, gri ve bejlerin yanı sıra gardrobunda artık kırmızı ve bordolara da yer veriyor. Düz ve yalın kesimleri seviyor. Kaliteli markalara meraklı. Armani ve Oscar de la Renta favori modacıları. Makyajı abartmıyor, YSL ruj kullanıyor. Orta boy topuklu pabuç seviyor. Zengin bir ayakkabı koleksiyonu var. Dünyanın en leziz sofralarında ağırlansa da yemeği fazla kaçırmıyor. Fiziki formunu, dünyanın neresinde olursa sabah alacakaranlıkta yaptığı spora borçlu. Moda dergileri, onu en şık giyinen kadınlar listesinden eksik etmiyor. Öyle ki İngiliz köşeyazarları, kendi kadın siyasetçileriyle karşılaştırıp iç geçiriyor.

'Bush'un beyni'nden seçim taktikleri

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!