Başkan olursam Zorlu’yu yıkacağım

LOKMAN Kondakçı ismini duymuş muydunuz?

Haberin Devamı

Hakkında efsaneler olan bir isimdir.

*

Hikâyesi uzun ama ben kısaltarak anlatayım:
Ülkücülük yapmış, DYP’li olmuş, fındık işine girmiş, çok genç yaşta İhracatçılar Meclisi başkanlığı yapmış, magazin basınının gözdesi haline gelmiş, fındık işinde büyük başarı kazanmış, işi gücü bırakıp inzivaya çekilmiş, bu dönemde unutulmuş, sonra sosyal medyaya girmiş, Gezi’ci olmuş...

*

Lokman Kondakçı, şimdi Beşiktaş Belediye Başkanlığı’na aday.
Daha doğrusu aday adayı...
Hem de CHP’den...
“Neden CHP?”, “Neden Beşiktaş?”, “Neden siyaset?” sorularına kendince cevapları var.
Ama anlattıkları arasında en dikkat çekici olanı, “Zorlu Center” adı verilen İstanbul’un son AVM’siyle ilgili olanı.

*

Şunları söylüyor Lokman Kondakçı Zorlu Center’la ilgili olarak:
- Özelleştirme İdaresi, Zorlu AVM’nin yapıldığı arsayı ihaleye “237 bin metrekare inşaat yapılabilir” diye çıkardı. İhaleye girenler buna göre fiyat verdiler.
- Ancak satış gerçekleştikten sonra nazım imar planlarında ve uygulama planlarında yapılan değişikliklerle 237 bin metrekare oldu 628 bin metrekare...
- “237 bin metrekare inşaat yapılacak” diye satıldığında bir milyar dolar eden bir arsa, “628 bin metrekare inşaat yapılacak” diye satılsaydı kaç lira ederdi? Aradaki farkın hesabını kim verecek?
- 237 bin metrekareden 628 bin metrekareye geçiş, belediyelerin nazım imar planları ve uygulama planlarında yapılan değişikliklerle mümkün oldu. Belediyeler Zorlu’ya bu konuda ruhsat verdiler.
- Ancak verilen ruhsata göre 393 bin metrekare olan fazlalık, “emsal dışı” olarak belirtildi... Emsal dışı... Yani sığınak, garaj, otopark gibi bölümler...
- Bir kere dünyanın hiçbir yerinde 237 bin metrekareye 393 bin metrekare emsal izni verilmez. 20 bin verilir, 30 bin verilir, 50 bin verilir ama 4 yüz bin metrekareye yakın verilmez.
- Zaten Zorlu da 393 bin metrekareyi “emsal dışı” olarak kullanmadı. Konut olarak, AVM olarak kullandı. Kulelerini yükseltti, ticari alanını alabildiğine genişletti.
- Zorlu’da hem ruhsata aykırılık var, hem de ruhsat fazlası...
- Ruhsat fazlası ve ruhsata aykırılık olduğu için şu ana kadar Zorlu Center’a yapı kullanma izni verilemedi. Yapı kullanma izni olmadığı için de orası kaçaktır. Orada dükkân açılamaz, su verilemez, elektrik verilemez, belediye hizmeti verilemez... Açılışı yapılamaz oranın...
- Ben Beşiktaş’a belediye başkanı olursam Zorlu’nun hem ruhsat fazlası olarak yaptığı bölümleri, hem de ruhsata aykırı olarak yaptığı bölümleri yıkacağım.

*

Haberin Devamı

Lokman Kondakçı neden böyle yapacağını da şu üç gerekçeyle açıklıyor:
- BİR: Toplumda yok olan adalete olan inancın geri gelmesini sağlamak.
- İKİ: Belediyelerin birilerine rant sağlayan kurumlar olarak algılanmasını yıkmak.
- ÜÇ: Parayla her şeyin yapılabileceğine duyulan imanı sarsmak...

*

Haberin Devamı

Lokman Kondakçı’nın anlattıkları bunlar...
Elinde bütün bu anlattıklarını kanıtlayan, destekleyen, detaylandıran bir yığın mahkeme kararı, şikâyet dilekçeleri, belediye meclis düzenlemeleri var.
Bu iddialara karşı Zorlu’nun ve yetkililerin söyleyecekleri olursa...
Ben buradayım.

Kim yiyecek?

MİT Müsteşarı Hakan Fidan için...
- ABD “Biz de onu beğeniriz, biz de yemeyiz, biz yedirmeyiz” tavrını koydu.
- İsrail, “Bizim yiyeceğimizi nereden çıkardınız, biz de yedirmeyiz” tutumunu aldı.

*

Bu durumda gözler ister istemez...
“Yedirmeyiz” diye açıklama üstüne açıklama yapanlara, makale üstüne makale yazanlara çevriliyor:
Sahi kim yiyecek Hakan Fidan’ı?

Faşizan

BAŞBAKAN Erdoğan “faşizan tutumlar” hakkında iki saptama yaptı.
Dedi ki:
- BİR: “Ben yaptım, oldu” demek de faşizanlıktır.
- İKİ: “Ben istemiyorum, yapamazsın” demek de faşizanlıktır.
Yani?
“Ben yaptım, oldu” da demeyeceksin, “Ben istemiyorum, yapamazsın” da demeyeceksin.

*

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan, bunu ODTÜ sorunu için söyledi.
ODTÜ’ye baktığımızda ne görüyoruz.
Şunu görüyoruz:
- BİR: “Ben yaptım oldu” diyenler...
- İKİ: “Ben istemiyorum, yapamazsın” diyenler...
Demek ki neymiş?
İkisi de faşizanmış...

*

Keşke Başbakan, bu saptama çerçevesinde ODTÜ konusuna eğilse ve en azından sözünü geçirebileceği tarafı ikna etse...
Böylece, hiç değilse, denklemdeki “faşizan” unsurlardan biri ortadan kalkmış olur.

Millet nasıl korunacak

Hurriyet.com.tr’den Ümit Çetin’in patlattığı haber şöyle:
Ankara’da Başbakan Erdoğan’ın açtığı yeni bir AVM’de, sadece o geçecek diye “Victoria’s Secret” adlı iç çamaşırı mağazasına kepenk kapattırıldı.

*

Tamam, bu yolla Başbakan Erdoğan’ı korumuş oluyorsunuz.
Peki milleti kim koruyacak?
Millet nasıl korunacak?
Alooo!

Haberin Devamı

Aşka dair

- CEMİL Çiçek dedi ki: “Aşksız hayat tuzsuz pilav gibidir. Aşksız hayatın ancak tuzsuz pilav kadar tuzu olur”.
- Bülent Arınç dedi ki: “Bir delikanlı veya bir genç kız mutlaka âşık olmalı, bunlar güzel duygulardır”.

*

Şimdi ben oturmuş endişe içinde bekliyorum:
- Hüseyin Çelik’ten “Sevdim mi dekoltesiz severim” feryadını...
- Egemen Bağış’tan “Merkel ne anlar aşktan” beyanatını...
- Melih Gökçek’ten “Aşk ile girdik ODTÜ’ye” efelenmesini...
- Hakan Şükür’den “Büyüklerimize sormam lazım” demecini...
- Abdullah Gül’den “Beni bu konuya karıştırmayın çok rica ederim” açıklamasını...
Bekliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları