Başkan için dekoder

BAŞKANIN seçim gezisi sırasında konakladığı otel odasının kapısı çalınır. Kapıyı çalan kişi, başkanın danışmanıdır...

- Kim o?

- Benim sayın başkan, danışmanınız.

- Gel!

(Kapı açılır, omuzlarından tutulmak suretiyle bir müddet sallanmış gibi bir ifadeyle danışman girer içeri...)

- Öksür bakalım!

- Öhö!

- Allaaaam ya! Baytarhane mi burası, öksür diyoruz; ne diyeceksen de yani!

- Sayın başkanım, görüşmemizde sayısız faydalar bulunan bir durumla karşı karşıyayız...

- Temel Reis yamuk mu yaptı nı-ha?

- Yok, tam öyle değil.

- Safinaz balatayı mı sıyırdı hı-ha!

- Tam öyle de değil...

- Tam olan neyse onla gel be birader sen de! Ben öksür dedim miydi, ciğeri aynen dökeceksin ortaya. Haybeden kelime israf etmeyeceksin...

- Efendim, kamuoyu araştırmaları, son dönemdeki konuşma tarzınızın vatandaşı rahatsız ettiğini gösteriyor da... Muhalefet de o noktadan çalışmaya başladı.

- Ne! Ne demişim yahu? Çayırlarda kuzu meler, tırışkadan nağmeler! Temel bişi mi demiş diyorum annadın mı; yok yarım diyosun, yok çeyrek... Yerse, yemezse jarse! Sevdim bu lafı. Yarınki konuşma metnine şunu ekle: ‘‘Hişş! Bana bak Çaça Temel; yerse, yemezse jarse annadın mı?..

- Efendim sırf muhalefetle alakalı bir durum yok! Vatandaş bazı isteklerini size aktarırken terslendiğini düşünmeye başlıyor. Son olarak pahalılıktan şikayet eden bir vatandaşa ‘‘Yemeğinizi de ağzınıza biz verelim isterseniz’’ demişsiniz. Kadıncağız hálá ağlıyor.

- Yav, kötü bişi mi demişiz! Hayat pahalı, hayat pahalı... Bizden önceki elemanlar sırasında ucuzdu da biz pahalılaştırdık sanki hayatı. Ayazlayan bizim kapıyı çalıyo; hayret bişi ya! Ayar oldum şimdi iyi mi!

- Efendim, söylediklerinizin doğruluğundan şüphesi olan pek yok, yalnız ifade şekliniz biraz ürkütüyor seçmeni, onun için şeytmiştik...

- Neytmiştiniz? Yav danışman, senin ne dediğini anlamak için de gagana dekoder bağlamak gerekiyor ha! Yekten konuşmak gibi bir meziyet kazandıramadık mı sana biz şu kadar zamanda...

- Başkanım, pardon ustacım! Bak şimdi iki dakika gagayı kıs, lafıma gel!..

- Ha şöyle!

- Vatandaşa kolpa yap, elinle Şam'ı, gözünle Fizan'ı göster diyen yok zaten size. Döktüğün lakırdı hakikat marka olsa bile, sen öyle bir söylüyorsun ki; vatandaşın dimağı düğümleniyor... Haliyle Temel'i de, Batman'i de, Malkoç'u da topu göğsünde yumuşatıp çakıyo 90'a. Çaktın mı köfteyi!

- N'apıcaz yani, bildiğimiz türküyü kesip İtalyanca mı okuycaz! Bizde neyse o kardeşim! Bi daha söyliyim yeri gelmişken: Yerse, yemezse jarse!

- Ya hocam, müdürüm, amiralim, arşidüküm, yapma şöyle işte ya! Biz sana öyle söyleme demiyoruz ki; öyle konuşma!

- Nassı yani! Ne zırvalıyo bu dekoder kaçkını! Akıllı ol!

- İşte ‘‘Mağdur oldum’’ diyene, ‘‘Kim mağdur ettiyse, o elemana doğru istikamet al bakim güzelim’’ demeyin de, ‘‘Vatandaşın sorunu bizim sorunumuzdur’’ filan deyin ya!

- Sen çok ‘‘Ya!’’ demeye başladın şimendifer surat!

- Ney?

- Ney değil zurna! Alın şunu dışarı. Bana işimi öğretiyo zayıf uydu sinyali!.. Sayıyla mı veriyorlar bunları bana ya!.. Açın bakim şu televizyonu Çaça Temel ne demiş?

***

- Yaz bakim yeni danışman; ‘‘Baktın bizim oylar çok semiz/ Boynu bükük dolanıyorsun ey Deniz/ Öyle uzaktan böbreğe çalışma/ (Eeeeeee! Du bakim bişi bulucaz buraya!) Bahçelerde kereviz!’’

Güzel oldu di mi?
Yazarın Tüm Yazıları