Basın her yönüyle tartışılıyor

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Dünya Basın Konseyleri Birliği VII. Uluslararası Kongresi ve IV.Genel Kurulu'nun açılışında Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi bizler ve yabancılar için önemli açıklama ve mesajların bulunduğu bir konuşma yaptı.

Kongrenin bir özelliği de, cumhuriyetin 75.yılında gerçekleştirilmiş olması.

Modern Türkiye'nin yaşama tarzını belirleyen, ideolojisini batıyla özdeşleştiren bir tarihin başlangıcıdır cumhuriyet.

Oktay Ekşi'nin yabancı konuklara söyledikleri, sanırım Türkiye'nin önemini ve kendine özgülüğünü yeterince açıklıyordu:

'Türk ulusu bu 75 yıl içinde, genellikle kendisiyle aynı kategoride sayılan hiçbir ulusun gerçekleştiremediklerini gerçekleştirdi. Yaşama bakışını, zihniyetini tam 180 derece değiştirdi. Örneğin hem özel hayatta hem de kamu yaşamında öncelikle din kurallarının uygulandığı bir toplumdan tam anlamıyla laik bir toplum yarattı.'

Cumhuriyetin 75 yılının Türkiye'ye, siyasal, toplumsal düzene ve hayatımıza getirdiklerinin özeti.

Basın Konseyi, meslek içi bir denetleme mekanizmasını çalıştırır. Gerçekten de basına dış müdahaleyi önler. Ayrıca bir basın etiğinin normlarının da oluşmasını sağlar. Kamuoyunun gözü önünde çalışan basının özgürlük sınırlarını çizen bir kuruluş değildir Basın Konseyi, özgürlüğün su-i istimali konusunda görüş açıklayan bir kurumdur.

Günlük haber akışı içinde, televizyonların uçucu görüntüleri ötesinde, basın, daima eleştirilen, sorgulanan bir kurumdur.

* * *

ELEŞTİRİLERE karşılık basın mensuplarının, bu iş kolunun ölüme varan sıkıntılarını, çalışma koşullarını yeterince kamuoyuna yansıtabiliyor muyuz?

Sanmıyorum, terzi söküğünü dikemez kuralınca biz kendimizi savunmuyoruz. Başkalarını savunmaktan sıra bize gelmiyor. Kendimiz için sayfalarımızı doldurmayı abes görüyoruz.

Alçakgönüllü bir meslektir gazetecilik.

Oysa haber uğruna hapsedilenler, haber uğruna katledilenler; diktatörlük döneminde hapsedilenler ve yok edilenler size yazı ve haber ulaştıran insanlardır.

Her riski size haberi ulaştırmak için göğüslemişlerdir.

Önemli haberlerin tanığı, bulucusu, yaratıcısı insanların hayata vedaı sadece bir kaç satırlık haberdir.

Türkiye'de basının ayna özelliğine tahammül edemeyen dev anaları vardır. Hepiniz, masalları okumuşsunuzdur, dinlemişsinizdir, mucizelerle dolu masallar dünyasında, gerçekçiliği temsil eden tek kavram, ayna'dır.

Güzeller,iyiler, doğrular, aynaya bakıp, güzelliklerinin keyfini çıkarırken, çirkinler, sahtekarlar, ayna'ları lanetler. Çünkü iyi şair Behçet Necatigil'in dediği gibi, 'Bizi bize gösteren aynalar,' dır.

İşte basının eleştirilmesinin ardındaki kompleks, anti-aynacıların telaşıdır. Herkes aynada kendini görür, oysa kötüler başkasını görmek için düzenbazlık yaparlar. Basın da affetmez, aynalar da.

* * *

Kamuoyu, her zaman basına sahip çıkmıştır.

Basının özgürlüğü ne kadardır? Sınırı ne olmalıdır?

Aziz Nesin'in sözlerini anımsadım. Nereye kadar, sınırı ne olmalıdır, diye lafa başladığımızda, önceden bir sansür koyduğumuzun tesbitini yapmıştı.

Kabahatin de ibadetin de gizli olmasını, savunan toplumlarda basının işlevi çok daha büyüktür, işi zordur.

Basın Konseyi, öz eleştiriyi getirmiştir.

İşte İstanbul'da toplanan Kongre bu açıdan basının işlevini, sorumluluğunu, etiğini hem de gerçekleri yansıtmada basının rolünü tartışmaktadır.

Katılanların listesini gördüğünüzde, sorunların seviyeli biçimde, belgelere ve bilgilere dayanarak tartışılacağının farkına varacaksınız.

* * *

BASIN, kamuoyu adına Pandora'nın Kutusu'nu açma cesareti gösterenlerin mesleğidir. Çünkü, yeryüzündeki bütün iyilikler ve kötülükler bu sihirli kutudadır.













Yazarın Tüm Yazıları