Başbuğ davası

ERGENEKON, hukuki bakımdan çok zor bir dava.

Haberin Devamı

Sayın Sami Selçuk görüşmemizde, “Ben bu davada yargıç olmak istemezdim” dedi!
Sami Selçuk kim? Ceza hâkimi, Yargıtay’da Ceza Dairesi Başkanı, Yargıtay Onursal Başkanı ve ceza hukuku profesörü! Peki, neden böyle diyor. “Çünkü bu dava öylesine karmaşık ki, adli yanılgı olasılığı çok yüksek!”
Gerçekten, Ergenekon ve Balyoz’da sadece beyaz ve siyahlar iç içe değil, bunları ayırmak hukuk için kolaydır. Bu davalarda “gri”ler de çok! Onun için hukukun beyaz veya siyah diye hüküm vermesi zor, hata ihtimali yüksektir.
Dosyada yer alan eylemlerin önemli bir bölümüne “darbeye teşebbüs” yahut sadece “vazifeyi kötü kullanma” demek mümkün... “Suç teşekkül etmemiş” demek de mümkün. “Gri” dediğim bu.

‘KOMUTANA ARZ’

Başbuğ davasında mesela, ünlü “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nı Başbuğ onayladı mı, onaylamadı mı?
Evet, “Komutan’a arz” diye bir paraf var. Peki bu “arz edildi” demek mi, “arz edilecek” demek mi?
Dosyada “Genelkurmay’da Komutan’ın haberi olmadan kuş uçmaz!” diye beyanlar var. Fakat bu genel ifade, somut durumun kanıtı olamaz. Araştırmak gerekir.
Dönemin İkinci Genelkurmay Başkanı Org. Hasan Iğsız’ın 7 Eylül 2012 günlü duruşmadaki ifadesi şöyle:
“Sayın Komutan’a arz lafı bana aittir. Bu ifade onun arz edildiğini göstermez, komutana arz edilmesi gerektiğini ifade eder”.
Nitekim dosyada, “Komutan’a arz” kaydı olup Başbuğ’un parafı bulunan belgeler var; paraf, arz edildiğinin kanıtı... “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nda böyle bir paraf yok. Demek ki Başbuğ’a arz edildiğine dair kanıt yok.

Haberin Devamı

TANIK DİNLEMEK

Bu konularda hem olguları hem Genelkurmay’daki prosedürleri bilecek bir isim, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Işık Koşaner’dir. Koşaner, Başbuğ yurtdışına çıktığında Genelkurmay Başkanlığı’na vekalet ediyordu. Orduda vekalet ilişkisinin nasıl işlediği konusunda da mahkemeye bilgi verebilirdi.
Fakat mahkeme, Işık Koşaner’i dinlemeyi reddetti!
Yargıtay bu açıdan “eksik soruşturma” gerekçesiyle bozabilir.

PSİKOLOJİK HAREKÂT SİTELERİ

1999’dan sonra Genelkurmay “psikolojik harekât” amaçlı çok sayıda internet sitesi kurmuş. Asla tasvip edilemeyecek, hatta ilişkinin ispatı halinde suç kanıtı olmaları mümkün siteler...
Basında çıkan haberler üzerine bunları kapattıran Başbuğ’dur.
Eski adı “psikolojik harekât” olan Bilgi Destek Şubesi bunların yerine dört yeni internet sitesi kurmak için çalışmalar yapmış ama hiçbiri faaliyete geçmemiş...
Başbuğ’un Trabzon limanında harp gemisinden konuşma yapması...
Boş law silahını gösterek “boru” diye nitelemesi...
Kendisi, ifadesinde bütün bu konuşmaları “TSK’nın şerefini korumak için yaptığını” söylüyor.

Haberin Devamı

GRİ ALANDA GÖREV

TSK’da 2003-2004’te müdahale çalışmaları oldu, Org. Hilmi Özkök’ün dirayetli tavrı bunları önledi; Başbuğ o dönemde Özkök’ün yanındadır.
2008’de yani sivil rejim daha bir sağlamlaştıktan sonra niye darbeci olsun?
Başbuğ ve benzer konumda olanlar, bir “geçiş dönemi”nde görev yaptılar: Ülkede demokratikleşme, sivilleşme, askeri vesayetin kalkması rüzgârları esiyor. TSK’da ise eski refleksler yok olmamış...
Başbuğ ve benzerleri toplumdaki demokratikleşme akımıyla ordu içindeki eski refleksler arasında kaldılar. Hem demokrasiye bağlı kalmak, hem “TSK’nın şerefini korumak” için bir şeyler yapmak istediler; böyle bir “gri alan”da görev yaptılar. Koruma çabaları o eski refleksleri sürdürmek diye suçlandı... Ben Başbuğ’un suçsuz olduğuna inanıyorum.
Yargıtay’ın kılı kırk yaracağına güveniyorum. Onun için bu davalar hakkında politika değil, hukuk diliyle konuşmak lazım, hukuk ön plana geçsin diye.

Yazarın Tüm Yazıları