Başbakan’ın öfkeleri ve önümüzdeki dönem

YAPTIĞI yurtdışı gezilerle kilometre olarak dünyanın çevresini 9 kez dolaşan Başbakan Erdoğan, AB ile ilgili ilginç açıklamalar yaptı.Başbakan, AB sürecinde iddia edildiği gibi hükümetin bir duraklama içinde olmadığını söyledi. Konuştuğu Avrupa Birliği ülkelerindeki muhataplarının hiçbirinden böyle bir şey duymadığını öfkeli bir üslupla açıkladı. Bundan sonra da alıştığımız suçlamayı yaptı: ‘Ama nedense böyle bir havayı birileri pompalamaya devam ediyor.’ Bu birilerinin gazeteciler olduğunu anlamak hiç de zor değil. Aksilik bu ya, dünkü gazetelerde Başbakan’ın AB’deki muhataplarından en önemlisi, Almanya Başbakanı Schröder’in şok edici bir açıklaması vardı. Alman Şansölye, Türkiye’nin reformların uygulamaya geçirilmesinde ilerleme sağlayamadığını söylüyor. Yalnız o mu, bir iki aydır aynı değerlendirmeleri AB’nin küçük büyük hemen bütün yetkilileri yapıyor. Ama nedense Başbakan hiçbirinden böyle bir uyarı duymadığını ısrarla vurguluyor.Sanırım Erdoğan’ın muhatapları bu konuda çok nazik. * * *Erdoğan’a bakarsanız yalnız gazeteciler değil, hemen bütün çevreler hükümete karşı ortak bir cephe oluşturdular.Memur, işçi-işveren kuruluşları, sivil toplum örgütleri, en büyük patronlar hepsi ama hepsi hükümeti birden eleştirmeye başladılar.Başbakan bu eleştirilerin bir anda bu kadar çoğalmasının bir rastlantı olmadığını iddia etti ve şu önemli saptamayı yaptı: ‘Birileri düğmeye bastı.’ Ben birilerinin düğmeye bastığına bir türlü inanamıyorum. Bu düğmeye basanlar, Erdoğan ve arkadaşları devleti kadrolarını imam hatip kökenlilere teslim ederken neredeydiler?Neden cumhuriyeti ele geçirme operasyonlarını engellemek için bu düğmeyi o zaman kullanmadılar?Birçok kurumun, bunlara eğitim kurumları da dahil başına tarikatçılar getirilirken neden bu çevrelerin kılı bile kıpırdamadı?Ben bunu anlayamadım. * * *Erdoğan belli ki Denktaş’a da çok kızmış.Hani Denktaş, ‘Görevi bu hükümet yüzünden bırakıyorum’ demişti ya... Başbakan’ın verdiği yanıt bana göre ölçüyü aşıyor:‘Torunlar filan Güney Kıbrıs’tan pasaport alıp Rumlarla geziyorlar.’Denktaş iki ay önce yaptığımız görüşmede, ‘Kıbrıs’ı verdiler, bunu bana imzalatmak istiyorlar. Ben bunu yapmam. Onun için bırakıyorum’ demişti.AKP iktidarının Denktaş’la politikaları uyuşmayabilir. Bu doğaldır ve bunun çaresi vardır. Ama bir iktidar, ulusal bir davayı kendisiyle aynı görüşlere sahip olmayan bir insanla götürüp faturayı ona ödetmek gibi bir kurnazlık içine girmeye kalkarsa bu yanlıştır.Denktaş bunu görmüş, inanmadığı bu politikaların içinde olmak istememiştir. AKP’nin bunun için Denktaş’a kızmaması, tersine teşekkür etmesi gerekir.17 Nisan’dan sonra artık Denktaş yok. Denktaş engeli ortadan kalktığına göre, bu tarihten sonra Kıbrıs’ta herkes istediği politikayı uygulayabilir. Bunun faturasını ödemek koşuluyla.
Yazarın Tüm Yazıları