Başarıya mahkumum

Güncelleme Tarihi:

Başarıya mahkumum
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 1997 00:00

Haberin Devamı

Efes Pilsen'in başarısında savunmanın apayrı bir yeri olduğunu söyleyen Aydın Örs, ‘‘Oyuncularım olmazlarsa ben bir şey değilim. Biz bir ekibiz. Ve bu ekip bu yapısıyla daha büyük başarılara imza atacaktır’’ dedi.

Aydın Örs, hiç kuşkusuz Efes Pilsen'in Avrupa zaferlerinin başmimarı. R. Madrid mucizesinin hemen ardından Örs ile hedeflerini, başarılarını ve planlarını konuşuyoruz. Her zamanki gibi son derece mütevazı olduğu kadar iddialı olan Örs, başarıyı öğrencileri ile paylaşıyor.

‘‘Ben, sadece onları yönlendiriyorum. Eğer bu oyuncular olmazlarsa ben bir şey değilim. Onlarla birlikte biz bir ekibiz. Ve bu ekip bu yapısıyla daha büyük başarılara imza atacaktır diyorum.’’ Örs'e Real Madrid gibi bir Avrupa devini devirmenin sırrını soruyoruz. ‘‘Bu bir birikim, bir çalışma ve olaya inanmanın sonucu’’ diyor.

Sonra şöyle bir durup, devam ediyor: ‘‘Bu sezon her şey istediğimiz gibi başlamadı. Avrupa Kupası'nın ilk maçında yenildik. Ligde beklemediğimiz iki mağlubiyet aldık. Hele son Beşiktaş maçı beni kahretti. Bu maçtan sonra ilk kez oyuncularıma büyük tavır koydum.

Bundan önce hepsiyle tek tek konuşurdum. Ama bu kez çok üzüldüğümden dolayı hepsini topladım ve bunun böyle gitmeyeceğini hepsinin kendilerine gelmesi gerektiğini söyledim. İnanın, bundan sonraki ilk antrenmanda yaptığımız çalışmada Real Madrid'i yeneceğimizi hissettim. Çünkü yaptığımız çalışma ve aldığımız verim size maç öncesi ne elde edeceğinizi gösteriyor.’’

YABANCILAR MÜKEMMEL

Örs'e Efes Pilsen'in bu sezonki yapısını sordum. Verdiği cevap çok ilginçti: ‘‘Açık söyleyeyim. Efes, tarihindeki en iyi yabancıları buldu. Gerek Sellers, gerek Howard benim tam istediğim oyuncular. Her ikisi de görevlerini mükemmel yapıyorlar. Sellers ağır bir sakatlık geçirdi. Bir başka oyuncu olsaydı, inanın oynamazdı. Ama ertesi gün gık demeden idmana çıktı. Howard tam istediğim gibi mükemmel bir savunmacı. ’’

İLK KEZ TAVIR ALDIM

Aydın Örs, başarıya mahkum olduğunu belirterek şöyle devam etti: ‘‘Efes Pilsen olarak Türk halkını büyük zaferlere alıştırdık. Herkes bizden güzel bir şeyler bekliyor. İki maç kaybettik diye insanlar sokakta bana ve oyuncularıma ‘size ne oldu?' diye hesap sorar hale geldi. Bu da bizi tabii başarıya şartlandırıyor. Biz bu sezon her zamankinden daha çok iddialıyız. Yeter ki, Ufuk ile Naumoski birazcık kıpırdasın. Naumoski sezon başı yaşadığı sakatlığın stresini üzerinden henüz atamadı. Ufuk da aynı durumda. Real Madrid gibi Avrupa zirvesine imza atmış bir devi kendi evinde böylesine yenmek her takımın harcı değil. Efes Pilsen yıllar süren bir birikimin ve emeğin ürünü. Bu ürün böylesine kolay yenilgiler almaz. İşte her zaman oyuncularla teke tek konuşurdum. İlk kez Beşiktaş maçından sonra kimse ile tek tek konuşmadım. Hepsini topladım ve onurlarını kurtarmalarını söyledim. Onlar da kişilikli insanlar. Sonuç ortada. Efes Pilsen bir takım. Her şeyimle bütünü tamamlıyoruz. Ve bir sistem, bir organizasyon içinde başarıya koşuyoruz.’’

SAVUNMANIN ÖNEMİ

Başarılarında savunmanın apayrı bir yeri olduğunu söyleyen Örs şöyle devam etti: ‘‘Türk basketbolunda hiç kimse savunmanın önemini bu kadar vurgulamazdı. Ancak biz oyunun hücum yönü olduğu kadar savunmanın da önemli olduğunu gündeme getirdik. Ve iyi savunma ile bir yerlere geleceğimizi herkese gösterdik. ’’

PARA HER ŞEY DEĞİL

Örs’e son olarak, ilginç bir soru yöneltiyoruz. Diyoruz ki, ‘‘Eğer Loto'dan büyük ikramiyeyi kazanırsan, böylesine stres ve sinir yüklü bu işe devam eder misin?’’ Cevabı çok ilginç: ‘‘Para her şey demek değildir. Ben gerçi iyi kazanıyorum. Ancak, öncelikle üstlendiğim bir görev var. Uzun yıllar elde ettiğim bu birikimi Türk basketboluna aktarmaya çalışıyorum. Gerçi zaman zaman büyük stres yaşıyorum. Ama halimden son derece memnunum. Bu yüzden ne Loto oynuyorum, ne piyango alıyorum. Ailem ve takımım bana yeter. Büyük paralar insanı şaşırtır. Amaçsız bırakır. Oysa benim Efes Pilsen'le büyük hedeflerim var. Bu hedeflere ulaşmadan Avrupa'da kapısından döndüğümüz Final Four'u oynamadan kendimi başarılı saymayacağım. En büyük tehlike Real Madrid gibi bir devi yenip, büyük bir zafer kazandık diye havalara girmektir. Geçen sezon Final Four'un kapısından dönerek, bunu yaşadık. Bence ayakların yere sağlam basması gerekiyor. Real Madrid zaferi elbette ki çok büyük. Ama birdenbire havalanmamak gerekir. Biz bir maçla her şeyi hallettiğimizi sanmayalım. Ve hedefimize doğru emin adımlarla ilerleyelim. Böyle bir zafer kazandık diye şımarıp, herkese yukarıdan bakarsak ve kendimizi herkesin üstünde görürsek, o zaman geçen yıl yaşadığımızı bir kez daha tadarız. En büyük korkum da bu.’’

Efes'in Avrupa'da bileği bükülmüyor

Efes Pilsen ile birlikte Türk Spor Tarihi'nin en büyük zaferlerine imza atan Aydın Örs'ün İspanyol ekiplerine karşı belirgin bir üstünlüğü var. İspanyol takımlarına karşı oynadığı 22 maçta 13 galibiyet, 9 yenilgi elde eden Örs, Real Madrid'i dize getiren ilk Türk antrenör olma unvanını da elde etti. Efes Pilsen, Avrupa Kupaları'nda 161 maç oynadı. Bu 161 maçtan 96 galibiyet, 65 yenilgi elde etti. Aydın Örs ise Efes Pilsen'le birlikte Avrupa Kupaları'nda oynadığı 95 maçtan 66 galibiyet, 29 yenilgi elde etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!