Paylaş
Diyarbakırlı, "Barış Elçisi" Sait Şanlı.
Meğer Ankara'daymış, çok hastaymış o sıralar.
Kurtulamadı, 65 yaşında veda etti hayata.
Yaşamı boyunca 500'e yakın kan davasını, 100 kız kaçırma olayını, bir o kadar husumeti tatlıya bağlamış.
"Barış yemekleri" düzenlemiş, kucaklaştırmış "kanlı"ları birbiriyle...
Fransız Haber Ajansı (AFP) Nobel'e aday göstermiş onu.
Kasaplar Odası Başkanı ve "barış"ın memuru, vali, kaymakam, komiser, komutan filan değil.
Gönüllüsü...
Düşünüyorum da, bu sonsuz, bu zorlu çabada birisi çıkıp da, "Sen de kimsin, kim oluyorsun?" demiş midir...
Demişse de ne gam.
Binlerce kişi, "Yaşasın barış" sloganlarıyla uğruladı onu sonsuza.
Geriye barışa adanmış bir ömrün, çok az kişiye nasip olan anı/şanı kaldı.
* * *
Ki hemen herkes barışı arıyor, çaresini düşünüyor, "açılım"ın nasılını tartışıyor bugünlerde.
Siyasi, sosyal ya da bireysel çıkarlarını düşünenler dışında, herkes.
Hemen her demecin, ekrandaki her görüntünün içinde(n) barış, çözüm sözcükleri geçiyor.
Çok gecikmiş de olsa, dumanını savuran, ıslığıyla çağıran lokomotif gibi...
* * *
Ya kendi şehrimizde, yerelimizde kavrulan biz?
Ya, itiş-kakışla, kavgayla, inatla, polemikle geçen 15 yılımız...
Var mı bir "açılım", olmadı dostça atılan bir küçük adım?
Yahut, ucundan bir tokalaşma...
Hayır, hala hayır.
İşte, Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’ın dostluk yemeği.
AKP'nin 11 belediye başkanından -ilaç için- birisi katılmadı, davet edildikleri yemeğe.
Ötesi, Başkan Melih Gökçek bırakın katılmayı, davete bile öfkelenmiş:
"Yemeğe davet ediyorsun, 'Ankara'nın meselelerini çözeceğiz' diyorsun.
Sen Büyükşehir Belediye Başkanı mısın? Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na mı soyunuyorsun?
Sen kimsin?.."
Nur içinde, şanınla yat, Sait Şanlı...
Paylaş